Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi sıfatıyla) ve ... (...) Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, babaları ölen ve annelerinin velayeti altında bulunan küçüklerin araç ve taşınmazlar üzerindeki hisselerinin satışına izin verilmesi istemine ilişkindir. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nce; TMK'nun 336. maddesine göre ana ve babadan birinin ölümü halinde velayetin sağ kalan eşe ait olduğu, talebin küçüklere babalarından kalan taşınmaz ve araç üzerindeki hisselerinin eğitim ve diğer giderlerde kullanmak üzere satmak amacıyla izin verilmesine ilişkin olup görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tapu İptali ve Tescil- Aile Konutu Şerhi Konulması- Aile Konutunun Özgülenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü....

      Sağ kalan eş konumundaki davacı kadının Türk Medeni Kanunu'nun 652 maddesinde aile konutuyla ilgili kendisine tanınan yasal haklardan mirası reddetmesi sebebiyle istifade etmesi olanaksızdır. Bu sebeple artık sağ kalan eşin aile konutunu, ipoteksiz şekilde terekeye döndürme hakkı bulunmamaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında davanın reddi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeple Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 01/07/2019 tarih, 2019/2101 esas ve 2019/2008 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, Vezirköprü 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 15/02/2018 tarih, 2016/137 esas ve 2018/48 karar sayılı kararının BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 19.12.2019 (Prş.)...

        Hükmü davacı temyiz etmiştir. 4721 sayılı TMK'nın 495. maddesine göre murisin birinci derece mirasçıları, onun altsoyudur. Murisin çocukları eşit olarak mirasçıdırlar. Yine aynı kanunun 499. maddesine göre ise, sağ kalan eş murisin altsoyu ile birlikte mirasçı olursa, mirasın dörtte biri sağ kalan eşe kalır. Somut olaya gelince; muris ............ 22.12.1984 tarihinde ............ ile evli olarak vefat etmiştir. Muris vefat ettiğinde ....'den olma kızı ..., ....'den olma çocukları ... ile ......, .....'den olma oğlu ..., ......'dan olma çocukları ..., ...,..... ve ... kalmıştır. Miras, murisin ölümüyle açılır (TMK m. 575). Buna göre, muris ...............'nın ölüm tarihinde eşi ........... hayatta olduğundan mirasın dörtte biri sağ kalan eşi .......'ya, mirasın kalan dörtte üçü ise murisin çocuklarına eşit olarak paylaştırılması gerekir. Murisin eşi ............'nın da muristen sonra 01.04.1995 tarihinde vefat etmesi nedeniyle ............'...

          Tapu kaydına “aile konutu şerhi” konulması istenilen taşınmazın davalının babası ... adına kayıtlı olduğu, ...'nin 17.01.2012 tarihinde vefat ettiği ve taşınmazın halen mirasçılar arasında elbirliği halinde mülkiyete tabi olduğu anlaşılmaktadır. Davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan Türk Medeni Kanunun 194/3. maddesine göre “aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini isteyebilir. Aile konutu şerhi aile konutu olarak özgülenen ve eylemli olarak aile konutu olarak kullanılan diğer eş adına tapuda kayıtlı taşınmazın tapu kaydı üzerine konulur. Kanunda aile konutu olarak özgülenen taşınmazın tam mülkiyetinin diğer eş adına kayıtlı olması gerektiğine dair bir sınırlandırma bulunmaktadır. Şerhin konulabilmesi için taşınmazın aile konutu olarak özgülenmiş olması ve diğer eşe ait olması yeterlidir. Aile konutu şerhi konulması taşınmaza tam bir koruma sağlamaz....

            Tefrik edilen mal rejiminin tasfiyesine ilişkin talep hakkında aile mahkemesi görevli olduğundan mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş ve talep iş bu temyize esas dava dosyasına kaydedilmiştir. Buna göre TMK'nin 652. maddesine dayalı özgüleme talebinin bu talep hakkında görevli ve yetkili olan sulh hukuk mahkemesinde kaldığı ve uyapta yapılan incelemede hali hazırda iş bu temyize konu dava dosyasının bekletici mesele yapıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece bu husus gözetilmeksizin TMK'nin 652. maddesine dayalı talep hakkında da yazılı şekilde yargılama yapılıp karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedeni yapılmıştır....

              Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava; aile konutu olan taşınmazın, hak sahibi eş tarafından diğer eşin rızası alınmadan, davalılardan banka yararına ipotek verildiğinden bahisle ipoteğin kaldırılması isteğine ilişkindir (TMK m. 194). Aile konutunun, hak sahibi eş tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır (TMK m. 194). Bu rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemi geçersizdir. Evlilik, sadece boşanma yahut da iptal kararıyla sona ermiş ise Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesinin "Aile konutuna" sağladığı koruma da sona erer....

                Hukuk Dairesinin 2021/418 Esas 2021/4910 Karar) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacının; dava konusu taşınmazın, ölen eşiyle birlikte oturdukları konut olduğunun tespitini istemekte, Türk Medeni Kanununun 652. nci maddesinin sağ eşe tanıdığı haklar bakımından hukuki yararının bulunduğunun anlaşılmasına göre davalı tarafın, hükmün tespite ilişkin bölümüne yönelik istinaf itirazları yersizdir. Dava konusu taşınmaz aile konutudur. Sağ kalan eşin mirasçı sıfatıyla hakları (TMK madde 240. ve 652) bulunmaktadır. Muris eşin vefat etmesi sebebiyle ilk derece mahkemesince dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunun tespiti yönünde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

                Hukuk Dairesinin 2021/418 Esas 2021/4910 Karar) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacının; dava konusu taşınmazın, ölen eşiyle birlikte oturdukları konut olduğunun tespitini istemekte, Türk Medeni Kanununun 652. nci maddesinin sağ eşe tanıdığı haklar bakımından hukuki yararının bulunduğunun anlaşılmasına göre davalı tarafın, hükmün tespite ilişkin bölümüne yönelik istinaf itirazları yersizdir. Dava konusu taşınmaz aile konutudur. Sağ kalan eşin mirasçı sıfatıyla hakları (TMK madde 240. ve 652) bulunmaktadır. Muris eşin vefat etmesi sebebiyle ilk derece mahkemesince dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunun tespiti yönünde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

                Bilindiği üzere; TMK'nın 611/1 maddesine göre "Yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı, miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi, hak sahiplerine geçer." aynı Kanun'un 608/son maddesine göre "Ret sonucunda miras daha önce mirasçı olmayanlara geçerse; bunlar için ret süresi, önceki mirasçılar tarafından mirasın reddedildiğini öğrendikleri tarihten işlemeye başlar." TMK'nın 613. maddesi gereğince, altsoyun tamamının mirası reddetmesi durumunda, bunların payı sağ kalan eşe geçer. Aynı kanunun 612. Maddesi gereğince, "En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir." Mahkemece davacı T2 mirası reddine ilişkin davasının araştırılıp, açılmış bir dava varsa dava dosyası dosya arasına alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm tesisi isabetli olmamıştır....

                UYAP Entegrasyonu