Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" Çocuk mallarının korunmasına ilişkin olarak açılan davadl Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, TMK.’nun 352 ve devamı maddeleri uyarınca çocuk mallarının korunması istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu’nun 21. maddesine göre velayet altında bulunan çocuğun yerleşim yeri ana ve babanın ortak yerleşim yeridir. Somut olayda, mallarının korunması istenen çocuklar 28.12.2013 tarihinde vefatı sonucu, velayeti kullanan babayerleşim yeri mahkemesinin yetkili olacağı hususu kuşkusuzdur. Dosya kapsamından, adrese dayalı nüfus kayıt sistemi bilgilerine göre sağ kalan eşin (babanın) yerleşim yerinin “ olduğunun anlaşılmasına göre, uyuşmazlığın örülüp, çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'...

    DAVACI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Müteveffa Ali Demirel ile Naime Demirel (Ezer) Hatay Aile Mahkemesinin 04/03/2020 kesinleşme tarihli 2010/118 Esas ve 2010/261 Karar sayılı ilamı ile boşanmış ve küçük T1 velayeti babası Ali Demirel'e verildiği, velayet sahibi olan baba Ali Demirel de 11/06/2021 tarihinde vefat ettiğini, evlilik mevcut iken velayeti ana ve baba beraber kullanacağı, boşanma halinde ise hakim velayeti ana veya babadan birine vereceği, müşterek hayat devam ederken ana veya babadan birisinin ölmesi halinde velayetin sağ kalan tarafa geçeceği öngörülmüş ise de, boşanma sonrası velayet kendisine tevdi edilen eşin ölümü halinde ise velayet kendiliğinden sağ kalan eşe geçmeyeceği, boşlukta kalacağı, velayetin sağ kalan tarafa geçebilmesi için bunun ayrıca talep edilmesi gerektiğini, Ali Demirel'in vefatı sonrasında küçüğün velayeti hususunda sağ kalan annesi tarafından bir talep de mevcut olmadığını, dolayısıyla küçük T1 velayeti boşlukta olup açılan davanın...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Dosya içeriğine göre dava, aile konutuna ilişkin (Aile konutu üzerinde sağ eşe intifa hakkı tesisi) bulunduğuna göre Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 27.12.2013 tarih 38 Sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 nolu kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca Başkanlar Kurulu Kararı ve Yargıtay Yasasının 14. maddesine göre temyiz inceleme görevi Yüksek Yargıtay 2.Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenlerle dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 09.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      D)İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, davalı tarafın aile konutunun miras hakkına mahsuben kendisine özgülenmesi davasının sonucunun beklenmesini savunduğunu, o davada yerin mülkiyetinin miras hissesine karşılık davalıya özgülenmesi durumunda, hükmün dava tarihi itibariyle sonuç doğuracağından bu davanın sonucunu etkileyeceğini, özgüleme davasının açılması durumunda bile davalının haksız işgal tazminatından sorumlu tutulamayacağını, aksi durumda ise intibadan men şartının gerçekleşme tarihi ile özgüleme davasının açılma tarihi arasında ecrimisil talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine, aksi durumda ise intifadan men şartının gerçekleşme tarihi ile özgüleme davasının açılma tarihi arasında ecrimisil talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Çocuk mallarının korunmasına ilişkin olarak açılan davada Asliye Hukuk Mahkemesi ile Aile Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, TMK.’nun 352 ve devamı maddeleri uyarınca çocuk mallarının korunması istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu’nun 21. maddesine göre velayet altında bulunan çocuğun yerleşim yeri ana ve babanın ortak yerleşim yeridir. Somut olayda, mallarının korunması istenen çocuklar ....’ın annesi ...'ın vefatı sonucu, velayeti kullanan baba ...’ın yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olacağı hususu kuşkusuzdur. Dosya kapsamından, adrese dayalı nüfus kayıt sistemi bilgilerine göre sağ kalan eşin yerleşim yerinin "No:28 Hazine Merkez ...." adresi olduğu, .......

        Somut olayda, dava açıldığı tarihte davacı ve çocukları adına miras yolu ile intikal eden taşınmaz üzerinde davalı banka lehine konulmuş bir ipoteğin varlığı söz konusu olup, davacı sağ eş dava açarak ipoteğin geçersiz olduğunu ileri sürmüştür. Şayet iddia edildiği gibi açık rıza alınmamış ise bu ipotek işleminin geçersiz olduğu açıktır. Dolayısıyla, geçerli bir işlemin olmadığının kabul edildiği hallerde, malik olan eşin ölümünün bu işleme hukukilik kazandırması düşünülemez. Diğer bir anlatımla ölü olan bir işlem diriltilemez. Sağ kalan eşin mirasçı sıfatıyla hakları (TMK madde 240. ve 652) bulunmaktadır ve davacının bu davayı açtığı sırada var olan hukuki yararı yargılama sırasında davalı eşin ölümünden sonra da devam etmektedir. Bunun yanında halen ortada geçersizliği ileri sürülen bir ipotek bulunmaktadır. Bu nedenlerle, evlilik ölümle sona ermekle birlikte davanın konusuz kaldığını söylemek mümkün değildir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :İntifa Hakkı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm edinilmiş mallara katılma rejiminde aile konutu üzerinde sağ kalan eşe katılma alacağına mahsuben intifa hakkının tanınması isteğine (TMK.m.240) ilişkin olup, Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun 26.01.2009 tarih ve 1 sayılı kararının 3. maddesi gereğince inceleme görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Dosyanın görevli Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.19.04.2010 (Pzt.)...

            Bilindiği üzere Dairem uygulamasında eşler arasında boşanma davası varsa “Boşanma davasının “kesinleşme tarihi ile sınırlı” olarak aile konutunun şerhi gerekirken (M.K. md. 194) yazılı şekilde boşanmadan sonra da devam edecek şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. (Y2HD, 03.06.2003, 5022-8187, Ömer Uğur GENÇCAN, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu, Bilimsel Açıklama-İçtihatlar-İlgili Mevzuat, : I. Cilt, Ankara 2004 , Kısaltma: GENÇCAN-TMK, s. 1098) Eş deyişle bu kararımızdan da anlaşılacağı üzere aile konutu şerhi hukuki varlığını ancak “boşanma kararının kesinleşme tarihine kadar” sürdürebilmektedir. Taraflar arasındaki evlilik birliği boşanma kararı ile “sona erdiğinden” dava konusu taşınmaz aile konutu özelliğini “kendiliğinden” kaybetmiştir. Başka bir anlatımla aile konutuna ilişkin şerh “yolsuz” hale gelmiştir....

              ın velayet düzenlemesi yönünden; davacı-karşı davalı erkek tarafından ise katılma yoluyla, yararına hükmedilen manevi tazminatın miktarı, reddedilen iştirak nafakası talepleri, istinaf aşamasında talep edilen aile konutunun ortak çocuklar ile kendisine özgülenmesi ve tedbir nafakası talepleriyle ilgili karar verilmemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 267.80'er TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.02.11.2020 (Pzt.)...

                Aile konutunun, hak sahibi eş tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır (TMK m. 194). Bu rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemi geçersizdir. Bu geçersizliği, rızası gereken eş konutun bu vasfını devam ettirmesi koşuluyla evlilik birliği süresince ileri sürebilir. Evlilik, boşanma ile sona ermiş ise, Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesinin "aile konutuna" sağladığı koruma da sona erer ve diğer eşin rızası alınmadan yapılan tasarruf işlemi yapıldığı andan itibaren geçerlilik kazanır. Toplanan delillerden; davacı ile davalı ...’ın karardan sonra 15.06.2016 tarihinde kesinleşen ilamla boşandıkları anlaşılmaktadır. Evlilik boşanma ile sona erdiğine göre dava konusu taşınmaz aile konutu olma niteliğini kaybetmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu