Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Cevap dilekçesi: Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; Aile konutunun özgülenmesi konusunda görevli mahkemenin sulh Hukuk Mahkemesi olduğunu, TMK'nın 352. Maddesine göre özgülemenin yapılabilmesi için eşin miras payına düşen miktarın aile konutunun değerini karşılaması gerektiğini, terekeye bakıldığında muristen 171 ada, 4 parsel ve 34 XX 128 plakalı aracın kaldığını, davacının payına düşen miktarın aile konutunun değerini karşılamadığını, davacının davaya konu yerde değil, kendisine ait Kesecik Mahallesinde bulunan evde yaşadığını, tüm bu nedenlerle mahkemenin görevsizliğine, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Davanın kabulü ile 171 ada, 4 parsel, 13 nolu bağımsız bölümün davacının eşi ölmeden önce davacı ve eşi tarafından aile konutu olarak kullanıldığının tespitine karar verilmiştir....

Evliliğin ölümle sona ermiş olması durumunda da sağ eş, ölenin yasal mirasçısıdır. Sağ eşin yasal mirasçılık sıfatını ve varsa boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendisine sağlanan hakları (aksi tasarruftan anlaşılmadıkça) kaybetmesi, bir halde mümkündür. O da, ölenin mirasçılarından birinin, açılmış olan davaya devam etmesi ve sağ kalan eşin kusurunun ispatlanması halidir. (TMK. m. 181/2) İlk derece mahkemesince; " Davacı tanığı Mahmut Emrah Çetin'in görgüye dayalı darp izlerine yönelik beyanı davalı kadına kusur olarak yükletilmiştir. Davalı tanıklarının görgüye dayalı beyanları ile davacı kocanın evi sık sık terk etmesi, davalı kadına yönelik fiziksel şiddet uygulaması, evin maddi geçimiyle ilgilenmemesi davacı kocaya boşanmaya yol açan olaylarda kusur olarak yüklenmiştir....

Altsoyun tamamının mirası reddetmesi halinde sağ eş mirası reddetmemiş ise bunların payı sağ kalan eşe geçer ( TMK md. 613 ). Sağ kalan eş daha sonra vefat ettiğinden Türk Medeni Kanununun 613. maddesi hükmü gözetilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 06.02.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı T8 vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz yönünden Eğerli (Konya) Aile Mahkemesinin 2022/312 Esas sayılı dava dosyası ile aile konutu tespiti ve Ereğli ( Konya) Sulh Hukuk Mahkemesinin 2022/691 Esas sayılı dosyası ile aile konutunun özgülenmesi davaları açıldığını, iş bu davaların halen derdest olduğunu ve dava sonuçlarının beklenilmesini talep ettiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir. Davacılar vekili, dava konusu 1028 ada 1 parsel sayılı taşınmazda kayıtlı 23 numaralı bağımsız bölüm üzerindeki ortaklığın satış yolu ile giderilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile dava dışı Muris Fikret Elibol'un 1998 yılında evlendiklerini, murisin 10/09/2018 tarihinde vefat ettiğini, muris ile müvekkilinin müşterek çocuklarının bulunmadığını, murisin mirasçıları olarak ise müvekkilinin ve davalar olan murisin ilk evliliğinden olan çocuklarının kaldığını, müvekkili ile murisin evlilik birlikteliği süresince oturmuş oldukları ve halen müvekkilinin ikamet ettiği kullandığı meskenin aile konutu olduğunu, müvekkilin söz konusu konutta muris ile birlikte yaşadığını, evlilik birlikteliğine dair tüm anılarının bu evde bulunduğunu, müvekkili ile murisin oturmuş oldukları Konya İli Çumra İlçesi Bardakçı Mahallesi 2630 YC pafta, 298 ada 13 parsel ve 5 bağımsız bölüm için aile konutunun sağ kalan eş müvekkiline özgülenmesi için aile konutu tespitin yapılması gerektiğini belirterek dava konusu taşınmazın müvekkilinin adına özgülenmesi uğruna söz...

    Çocukların eş ile birlikte destek payı alacağı durumda ise destek gelirden eşi ile birlikte 2’şer pay alırken çocuklara birer pay verileceği, yine eş, çocuklar ile ana babanın pay alacağı durumlarda desteğe 2 pay, eşe 2 pay, çocukların her birine 1’er pay, ana ve babaya 1’er pay ayrılarak böylece gelirin tamamının dağıtılacağı esasına dayalıdır. Çocukların sayısı arttıkça hem desteğe ayrılan pay, hem de eş ve çocuklar ile ana ve babaya ayrılacak paylar düşecektir. Çocukların destekten çıkması ile birlikte destekten çıkan çocuğun payları destek, eş ve diğer çocuklara dağıtılacak, anne ve babaya verilmeyecektir. Böylece geriye kalan eş ve çocukların payları ile desteğin payı artacaktır. Bu pay esası Türk aile sistemine çok uygun düşmektedir. Çünkü Türk aile sisteminde desteğin eliri aile bireyleri tarafından birlikte paylaşılmakta, aile bireyleri arttıkça gelirden alınacak pay düşmekte, aile bireyi azaldıkça da gelirden alınacak pay yükselecektir....

      Hemen belirtilmelidir ki, aile konutunun, hak sahibi eş tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır. Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini isteyebilir (4721 sayılı TMK m.194). Bu rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemi geçersizdir. Bu geçersizliği, rızası gereken eş, konutun bu vasfını devam ettirmesi koşuluyla evlilik birliği süresince ileri sürebilir. Evlilik, ölümle veya boşanma yahut da iptal kararıyla sona ermiş ise, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 194. maddesinin "Aile konutuna" sağladığı koruma da sona erer ve diğer eşin rızası alınmadan yapılan tasarruf işlemi yapıldığı andan itibaren geçerlilik kazanır....

        ; ayrıca sağ kalan eşin katılma alacağı veya değer artış payı alacağı bulunmayıp, miras payından kaynaklı bir alacak olması halinde TMK 240. maddeden yararlanamayıp TMK 652. madde hükmünden yararlanabileceği, dolayısıyla davacının katılma alacağı ve değer artış payı alacağının belirlenmesi için eda davası açma imkanı varken yukarıda da belirtildiği üzere tespit davası açmasında hukuki yararını gösteren üç şartında dosya kapsamında gerçekleşmediği..."...

        Artık eşler, ortaklık mallarında yarı yarıya elbirliği mülkiyet halinde malik olurlar. (743 sayılı TKM. m.629, TMK. m.701) Mal ortaklığı rejiminde yasal kural, yarı yarıya paylaşım olmakla birlikte bunun yerine sözleşmeyle başka bir paylaşım yöntemini de kabul edebilirler. Ölüm halinde tasfiye yapılırken kural olarak, ortaklık malların yarısı sağ eşe, kalan yarısı da sağ kalan eşin miras hakkı saklı kalmak üzere ölenin mirasçılarına geçer (743 TKM m. 221, 222, TMK. m.276). Yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede; Eşler, 20.07.1959 tarihinde evlenmiş, mal rejimi ...'un 02.03.2004 tarihinde vefatı ile sona ermiştir (TMK m. 225/1). Dosya arasındaki mirasçılık belgesine göre davacı sağ eş ile davalı çocuk mirasçı olarak kalmıştır. Davacı ile muris eş arasında 25.12.2002 tarihinde ... 7. Noterliği'nde 'Düzenleme Şeklinde Mal Ortaklığı Sözleşmesi' imzalanmıştır....

          TMK’nın 193. maddesi dikkate alındığında kural olarak eşlerin birbirleri ve üçüncü kişilerle her türlü hukuki işlem yapma serbestisi Türk Medeni Kanunu felsefesi içinde kabul edilmişken, aynı Kanunun 194. maddesi ile bu kurala istisna getirilmiş, aile konutu üzerindeki hakların sınırlandırılması esası kabul edilmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesine göre, “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.” Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi konulmuş olmasa da eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma aile konutu şerhi konulduğu için değil, konutun aile konutu vasfı bulunduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma, emredici niteliktedir....

            UYAP Entegrasyonu