Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Hakimliğince (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) verilen 24.01.2013 gün ve 13-12 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık TMK'nın 194. maddesine aykırı olarak konulan ipoteğin kaldırılması isteğine ilişkin olup, kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek 2.Hukuk Dairesi'ne aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 2.Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 29.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Davalının kabulünde de olduğu üzere alacağın temliki ile birlikte alacağı teminat altına alan ipotek de TMK m. 891 uyarınca alacağı temlik alana geçer. Bu durum karşısında alacağı temlik alan davacının talebiyle ipoteğin kaldırılması gerekmektedir. Hal böyle olunca davacının bu davayı açmakta hukuki yararı olmadığı gözetilerek davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ...Ş. vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı ...Ş. yararına BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalı ...Ş.'...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Üzerindeki İpoteğin Kaldırılması ve Tapu Kütüğüne Şerh Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafında temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava konusu taşınmazın "aile konutu" olduğu hususunda taraflar arasında bir çekişme bulunmamaktadır. Taşınmaz üzerinde hak sahibi (koca) tarafından, Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesi gereğince davacı eşin açık rızası alınmadan, davalı banka lehine 09.03.2006 ve 04.11.2010 tarihlerinde ipotek tesis ettirildiği yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Davalı banka davacının kötüniyetli olduğunu, dava konusu taşınmazın aile konutu olduğundan haberdar olmadıklarını, tapuda aile konutu şerhi bulunmaması nedeni ile kazanımının korunması gerektiğini ileri sürmüştür. Davalı banka ticaret şirketi olup, tacirdir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması-Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, aile konutu üzerindeki ipoteğin kaldırılması ve taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulması istemine ilişkindir. Davacı malik olmayan eş, aile konutu niteliğindeki bulunan taşınmazın, malik olan davalı eş tarafından "açık rızası bulunmadan" davalı şirket lehine ipotek ettirildiğini ileri sürerek, aile konutu üzerine konulan ipoteğin kaldırılmasını talep etmiş, davalı banka ise dava konusu taşınmazın tapu kaydında aile konutu olduğuna dair bir şerhin bulunmadığını, bankanın iyiniyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, davacının ipoteğe rızası olduğu gerekçesiyle talebinin reddine karar verilmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması ve Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, aile konutu üzerindeki ipoteğin kaldırılması ve aile konutu şerhi konulması istemine ilişkindir. Davacı malik olmayan eş, aile konutu niteliğinde bulunan taşınmazın, malik olan davalı eş tarafından “açık rızası bulunmadan" davalı banka lehine ipotek ettirildiğini ileri sürerek, aile konutu üzerine konulan ipoteğin kaldırılmasını talep etmiş, davalı banka ise dava konusu taşınmazın tapu kaydında aile konutu olduğuna dair bir şerhin bulunmadığını, bankanın iyiniyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, bankanın kötü niyetinin ispatlanamadığı gerekçesi ile talebinin reddine karar verilmiştir....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :İpoteğin Kaldırılması-Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı banka tarafından; ipoteğin kaldırılması talebinin kabulü yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 123.60 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi.17.11.2014(Pzt.)...

              Nitekim sözkonusu yasa maddesi ile getirilen bu sınırlandırma, maddenin lafzı itibariyle “emredici” nitelikte olup bu haktan önceden feragat edilemeyeceği gibi eşlerin anlaşmasıyla da ortadan kaldırılamaz ve bu husustaki açık rıza da ancak “belirli olan” bir işlem için verilebilir. Anılan düzenleme, 4721 S. TMK'nın 193. maddesi hükmü ile birlikte değerlendirildiğinde, her ne kadar 193. madde hükmünde yasa koyucu tarafından eşlerin birbirleri ve üçüncü kişilerle olan hukuki münasebetlerinde kendilerine bir özgürlük alanı tanınmış ise de aynı yasanın 194. maddesi hükmü ile eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin açık rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukuki işlem özgürlüğü, “aile birliğinin korunması” amacıyla yine yasa koyucu tarafından sınırlandırılmıştır. Nitekim 4721 S. TMK'nın 193. maddesinde açıkça "kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça ..." denilmiş ve 194. madde hükmü ile de yasa koyucu "aksine" bir hüküm koymuştur....

              Nitekim sözkonusu yasa maddesi ile getirilen bu sınırlandırma, maddenin lafzı itibariyle “emredici” nitelikte olup bu haktan önceden feragat edilemeyeceği gibi eşlerin anlaşmasıyla da ortadan kaldırılamaz ve bu husustaki açık rıza da ancak “belirli olan” bir işlem için verilebilir. Anılan düzenleme, 4721 S. TMK'nın 193. maddesi hükmü ile birlikte değerlendirildiğinde, her ne kadar 193. madde hükmünde yasa koyucu tarafından eşlerin birbirleri ve üçüncü kişilerle olan hukuki münasebetlerinde kendilerine bir özgürlük alanı tanınmış ise de aynı yasanın 194. maddesi hükmü ile eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin açık rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukuki işlem özgürlüğü, “aile birliğinin korunması” amacıyla yine yasa koyucu tarafından sınırlandırılmıştır. Nitekim 4721 S. TMK'nın 193. maddesinde açıkça "kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça ..." denilmiş ve 194. madde hükmü ile de yasa koyucu "aksine" bir hüküm koymuştur....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı vekili, müvekkili yüklenici kooperatifin, davalı ile imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca, davalının sahibi bulunduğu taşınmazı, müvekkiline devrettiğinde tapu kaydı üzerine 22.05.1987 tarihinde 500,00 TL bedelli 21 ay vadeli teminat ipoteği konulduğunu, müvekkilinin borcunu ifa ettiğini, ipoteğin devamında davalının herhangi bir menfaatinin olmadığını, davalının, TMK' nun 2. maddesi anlamında hakkını kötüye kullandığını ileri sürerek, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan davalının teminat ipoteğinin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                Tüm bunlardan ayrı, somut olayda olduğu gibi ipotek borçlusu Borçlar Kanununun 91 maddesi uyarınca ipotek bedelini depo etmek istediğini bildirerek genel hükümlere göre ipoteğin kaldırılması istemiyle dava açabilir. Burada üzerinde durulması gereken husus, ipotek borçlusunun depo etmesi gereken bedeldir. İpotek akit tablosunun nitelik ve kapsamına göre terkini talep edilen ipotek üst sınır ipoteği değil, akit tablosunda açıkça yazıldığı gibi “ana para” ipoteğidir ve Türk Medeni Kanununun 875. maddesi uyarınca, anapara, takip giderleri ve geçmiş günler faizi, sözleşme faizi ile alacaklının rehinli taşınmazın korunması için yaptığı giderlerle sigorta primlerini kapsar....

                  UYAP Entegrasyonu