Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut davaya geldiğimizde;davalı eş ve davalı banka arasında yapılan tasarruf işlemiyle aile konutunun tapu kaydına konulan ipotek kaydı,ayni hakka ilişkin bir tasarruf işlemi olup;TMK. 194/1 maddesi yönünden değerlendirilebilecek bir tasarruf işlemidir.İpotek işlemi sırasında davacı eşin açık rızasının varlığı konusunda,bu konuda ispat yükü kendisine düşen davalılar bir delil bildirmemiştir.Esasen açık rızanın alınmadığı hususunda da bir çekişme bulunmamaktadır.Davalı banka,ipotek işlemi sırasında tapu kaydında aile konutu şerhi(TMK.md. 194/3) bulunmadığını,kendilerinin buna güvenerek hak iktisap ettiklerini,iyiniyetli sayılmaları ve TMK. 1023.madde uyarınca iktisaplarının korunması ve bu sebeple davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.Yukarda açıklandığı gibi,burada iyiniyet savunmasına değer verilemez ve TMK. 1023.maddedeki iyiniyet karinesine dayanma imkanı bulunmamam tadır....

    -KARAR- Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun 4/1 -1 maddesi hükmü uyarınca; aile mahkemelerinin görevleri arasında TMK'nun ikinci kitabı ile 03.12.2001 tarihli ve 4722 sayılı TMK 'nun yürürlüğü ve uygulama şekli hakında kanuna göre aile hukukundan doğan dava ve işler aile mahkemelerinin görevleri kapsamında bulunduğu belirtilmiştir. Davaya konu uyuşmazlığın TMK 194.maddesi hükmü uyarınca ipotekli taşınmazın aile konutu olup olmadığı tartışmalarını içerdiği gözetilerek aile konutunun üzerindeki hakların sınırlanmasına ilişkin işlere karşı açılan ipoteğin kaldırılması davasında görevli mahkemenin Aile Mahkemeleri olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

      (Muhali) (Muhalif) KARŞI OY YAZISI Eşlerden biri, diğer eşin "açık rızası bulunmadıkça, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz (TMK md. 194/1). Aile konutunu malik olan eş, buna rağmen belirtilen tasarrufları yapmış ve bu durumu diğer eş dava konusu etmişse (dava bakımından, ipoteğin kaldırılması talebi); davacı eş, taşınmazın aile konutu olduğunu, davalı eş ve onunla işleme girişen davalılar da, işlemde davacının açık rızasının bulunduğunu da kanıtlamalıdır. Açık rızanın varlığı konusunda ispat yükü davalılar üzerindedir. Davalılar açık rızayı kanıtlayamasa bile, davacının Türk Medeni Kanununun 2. maddesi anlamında Türk Medeni Kanununun 194. maddesindeki hakkını kötüye kullandığını ortaya koydukları takdirde, yine davanın reddi gerekir. İspat konusunda, delil serbestliği mevcuttur. Tapuda yapılan işlemlerin tarafı olanlar Türk Medeni Kanununun 1023 ve 1024. maddesindeki iyi niyet korumasından yararlanamaz....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, aile konutu niteliğindeki taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına (TMK m.194) ilişkin olup 15.01.2014 tarihinde açılmıştır. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun'un 4/1. maddesi, Türk Medeni Kanunu'nun üçüncü kısmı hariç ikinci kitabından (TMK m.118-395) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesinde bakılacağını, aynı Yasanın geçici 1. maddesi de; aile mahkemesi kurulan yerlerde bu mahkemeler faaliyete geçtiğinde yargı çevresi içerisinde ve görev alanına giren sonuçlanmamış dava ve işlerin, yetkili ve görevli aile mahkemesine devredileceğini hükme bağlamıştır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVALILAR : DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava ipoteğin kaldırılması isteğine ilişkindir (TMK m. 194). Dava konusu taşınmazın tapuda "Arsa" vasfıyla kayıtlı olduğu, yapılan keşif ile taşınmazda zemin katı kaba inşaat halinde dükkan olmak üzere üç katlı betonarme binanın bulunduğu anlaşılmaktadır. Toplanan delillerden davacı ve ailesinin bu binanın ikinci katındaki 12/2 numaralı dairede oturdukları, burayı aile konutu olarak kullandıkları, birinci katı ise kiraya verdikleri anlaşılmaktadır....

            Türk Medeni Kanunu'nundaki bu düzenlemelerden de 194. madde de yer alan "aile konutu" düzenlemesi ile getirilen korumanın 652. madde ile mirasbırakanın ölümünün ötesine taşındığı anlaşılmaktadır. (İnan, A.N/ Ertaş, Ş./ Albaş, H: Türk Medeni Hukuku-Miras Hukuku, 6.Bası, Ankara 2006, s. 564). Görülmektedir ki, evliliğin ölümle sona ermesi halinde TMK'nın 240 ve 652. maddeleri kapsamında sağ kalan eşe gerek mal rejiminin tasfiyesi aşamasında, gerekse mirasın paylaşılmasında ayni hak talep etme imkânı sağlanarak TMK'nın 194. maddesi anlamında ortadan kalkan aile konutu koruması ayakta tutulmaya çalışılmıştır (Nebioğlu Öner, Ş: Aile Konutunun Sağ Kalan Eşe Özgülenmesi, Ankara 2014, s.43-44) . Diğer bir anlatımla, aile konutu ile ilgili malik olmayan eş yararına getirilen koruma malik eş sağ iken başlayıp (TMK m. 194), malik eşin ölümünden sonra (TMK m.240,652) da devam etmektedir....

              Dava, aile konutu olduğu iddia edilen taşınmaz üzerine konulan ipoteğin kaldırılması talebine ilişkindir (TMK'nun 194 m.si). Davalı banka vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde; Mahkemece somut olayda delillerin yeterince toplandığı, bunların değerlendirilmesinde, hukuki nitelendirmede ve kanunun olaya uygulanmasında hata yapılmadığı, mahkemece yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesinin ve karar gerekçesinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, davalı banka vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nun 353/1- b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile)Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması - Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı banka tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı bankanın aile konutu şerhi konulmasına dair verilen kararı temyizinde hukuki yararının bulunmadığından aile konutu şerhi konulmasına ilişkin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir, 2-Davalı bankanın ipoteğin kaldırılması davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dava ipoteğin kaldırılması isteğine ilişkindir (TMK m. 194). Dava konusu taşınmazın tapuda "Arsa" vasliyla kayıtlı olduğu, yapılan keşif ile taşınmaz üzerinde dört katlı betonarme binanın bulunduğu anlaşılmaktadır....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı banka tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Hakim talepten fazlasına hükmedemez (HMK m.26). Davacının aile konutu şerhi konulması talebi olmadığı halde, mahkemece taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 2-Dava, ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir (TMK m.194). Dava konusu taşınmazın tapuda "arsa" vasıtasıyla kayıtlı olduğu, yapılan keşif ile taşınmazda bir adet tek katlı mesken, bir adet iki katlı mesken ve değirmen olarak kullanılan bir adet dükkanın bulunduğu anlaşılmaktadır....

                  Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava; aile konutu olan taşınmazın, hak sahibi eş tarafından diğer eşin rızası alınmadan, davalı şirket yararına ipotek verildiğinden bahisle ipoteğin kaldırılması isteğine ilişkindir (TMK m. 194). Davacı, malik muris eşi tarafından rızası dışında aile konutu üzerine ipotek konulduğunu, bu durumun Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesine aykırı olduğunu iddia ederek ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Yerel mahkemece evliliğin ölümle sona erdiği, dava konusu taşınmazın evlilik ölümle sona erdiğinden aile konutu olma vasfını yitireceği, bu nedenle davanın konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu