"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm, evlilik birliği sırasında “aile konutu” olarak kullanılan taşınmaz üzerine diğer eşin açık rızası alınmadan tesis edilen ipoteğin kaldırılması (TMK m. 194/1) niteliğinde değil, ipoteğin katılma alacağını azaltmak maksadıyla muvazaalı olarak tesis edildiği iddiasıyla iptali, bunun kabul edilmemesi halinde katılma alacağının tahsilini sağlama amacıyla, borçlunun tasarrufunun İcra İflas Kanununun 277. ve devamı maddeleri gereğince iptali isteğine ilişkin olup, karar Asliye Hukuk Mahkemesince verilmiştir. Uyuşmazlığın açıklanan niteliğine göre, inceleme görevinin Yargıtay 17. Hukuk Dairesine ait olduğu düşünülmektedir....
Mahkemece, önceki gerekçelerle ipoteğin kaldırılmasına dair ilk kararda direnilmiştir. Direnme kararı, davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık; tapu kaydında aile konut şerhi bulunmayan taşınmaz üzerine konulan ipoteğin TMK 194 ve 1023 maddeleri dikkate alındığında kaldırılıp kaldırılmayacağı noktasında toplanmaktadır. İlgili iç hukuk mevzuatına bakılacak olursa: 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun “Eşlerin hukuki işlemleri” başlıklı 193. maddesi: “Madde 193- Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, eşlerden her biri diğeri ve üçüncü kişilerle her türlü hukukî işlemi yapabilir.” şeklindedir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun “Aile konutu” başlıklı 194/1. maddesinin ilgili bölümü, '' II....
TMK m. 193. hükmü ile eşlerin birbirleri ve üçüncü kişilerle olan hukuki işlemlerinde özgürlük alanı tanınmış olmakla birlikte TMK m. 194. madde hükmü ile eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukuki işlem özgürlüğü, “aile birliğinin korunması” amacıyla sınırlandırılmıştır. Buna göre, eşlerden biri diğer eşin "açık rızası bulunmadıkça” aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Bu cümleden hareketle, aile konutunun maliki olan eş, aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, aile konutunun ipotek edilmesi gibi “tek başına” bir ayni hakla sınırlandıramaz. Bu sınırlandırma “ancak diğer eşin açık rızası alınarak” yapılabilir. TMK m. 194. maddesi yetkili eşin izni için bir geçerlilik şekli öngörmemiştir. Bu nedenle söz konusu izin bir şekle tabi olmadan, sözlü olarak dahi verilebilir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 23.06.2020 günü temyiz eden davacı ... vekili Av. ... ve karşı taraf davalı ...Ş. vekili Av.... geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. Davacı vekili müvekkilinin rızası dışında aile konutu üzerine ipotek konulduğunu, bu durumun Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesine aykırı olduğunu iddia ederek ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, aile konutu olarak özgülenen taşınmaz üzerinde davalı banka lehine tesis edilen ipoteğin kaldırılması istemine ilişkin olup, Türk Medeni Kanununun 194. maddesinden kaynaklanmaktadır. Görev kamu düzenine ilişkindir....
Uyuşmazlık; tapu kaydında aile konut şerhi bulunmayan taşınmaz üzerine konulan ipoteğin TMK 194 ve 1023 maddeleri dikkate alındığında kaldırılıp kaldırılmayacağı noktasında toplanmaktadır. İlgili iç hukuk mevzuatına bakılacak olursa: 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun “Eşlerin hukuki işlemleri” başlıklı 193. maddesi: “Madde 193- Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, eşlerden her biri diğeri ve üçüncü kişilerle her türlü hukukî işlemi yapabilir.” şeklindedir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun “Aile konutu” başlıklı 194/1. maddesinin ilgili bölümü, II....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı .... tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Aile konutunun, hak sahibi eş tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır (TMK m. 194/1). Bu rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemi geçersizdir. Bu geçersizliği, rızası gereken eş, konutun bu vasfını devam ettirmesi koşuluyla ancak evlilik birliği süresince ileri sürebilir. Evlilik ölümle veya boşanma yahut da iptal kararıyla sona ermiş ise, Türk Medeni Kanunun 194. maddesinin “aile konutuna” sağladığı koruma da sona erer ve rıza alınmadan yapılan tasarruf işlemi yapıldığı andan itibaren geçerlilik kazanır. Davacı ile aile konutu üzerinde ipotek tesis ettiren eşi...'nün evliliği,...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı banka tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunu, davalı eş tarafından kendisinin haberi ve izni olmadan üzerinde ipotek tesis edildiğini ileri sürerek, ipoteğin kaldırılmasını talep etmiş (TMK m. 194), ilk derece mahkemesi tarafından davanın kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerine konulan ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiş, kararın istinaf edilmesi üzerine incelemeyi yapan bölge adliye mahkemesi tarafından istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş,, kararın temyiz edilmesi üzerine ise Dairemizin 04.03.2020 tarihli 2020/1075 esas, 2020/1788 karar sayılı ilamı ile “dava konusu taşınmazın tapuda "Arsa" vasfıyla ve davalı eş adına kayıtlı olduğu, inşaat bilirkişisi tarafından...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Aile Konutu Şerhi Konulması - İpoteğin Kaldırılması Taraflar arasındaki “aile konutu üzerindeki ipoteğin kaldırılması ve tapu kütüğüne aile konutu şerhi konulmasına" ilişkin davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı şirket tarafından şerhle ilgili karar yönünden; davacı tarafından da ipoteğin kaldırılması talebi hakkında verilen karar yönünden temyiz edilmekle, evrak okundu. Gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı şirket; kararın, yalnızca taşınmazın tapu kütüğüne aile konutu şerhi konulmasına ilişkin bölümünü temyiz etmiştir....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, aile konutu olan taşınmaz üzerine, davalı eşi tarafından diğer davalı şirket lehine kendi rızası alınmadan ipotek tesis edildiğini ileri sürerek Türk Medeni Kanununun 194. maddesi gereğince ipoteğin kaldırılmasını istemiştir. Mahkemece “aile konutu olan taşınmaz üzerine alacak verecek meselesinden dolayı davacının bilgisi dahilinde ipotek konulduğu, mal kaçırmak kastıyla hareket edilmediği” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Türk Medeni Kanununun 194/1. maddesi gereğince, taşınmaz üzerinde hak sahibi olan eşin tasarrufu, diğer eşin açık rızasına bağlıdır. İpoteğin davacı eşin bilgisi dahilinde konulmuş olması açık rızanın varlığı için yeterli kabul edilemez. Ne var ki ipotek tesisine ilişkin işlemden önce tapu kütüğünde "aile konutu" olduğuna dair bir şerh bulunmadığına göre, davalı şirketin ipoteğe ilişkin kazanımı iyiniyetli olması halinde korunur ( TMK. md. 1023)....