WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Türk Medeni Kanunu’nun 181/2 maddesi gereğince ancak usulüne uygun bir şekilde açılan boşanma davasına mirasçılar tarafından sağ kalan eşin kusurunun tespitine yönelik olarak devam edilebileceği, muris tarafından açılmış bir boşanma davası bulunmadığı, bu sebeple davacı mirasçıların TMK 181/2.maddesinin uygulanması taleplerinin dinlenemeyeceği anlaşıldığından, mahkeme kararı yerinde olmakla davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaati ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

Aile Mahkemesinin 2018/583 E.- 2021/181 K.sayılı ilamına karşı, davalı erkek vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b-1 maddesi uyarınca tüm yönlerden ESASTAN REDDİNE, Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, B-Zonguldak 1. Aile Mahkemesinin 2018/583 E.- 2021/181 K.sayılı ilamına karşı, davacı kadın vekili tarafından yoksulluk ve iştirak nafakası miktarları yönünden yapılan istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b-2 maddesi uyarınca KABULÜ ile, yerel mahkeme kararının hüküm bölümünde bulunan yoksulluk ve iştirak nafakasına ilişkin 6.maddesinin Tümden KALDIRILMASINA, ve bu konuda yeniden hüküm kurulmasına Buna göre; 6- Boşanma kararının kesinleşme tarihinden başlamak kaydı ile davacı kadın için aylık 1.000 TL yoksulluk nafakası, ve velayeti anneye verilen müşterek çocuklar için 500'er TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacı kadına ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine, C-Zonguldak 1....

Bu itibarla, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanunî gerektirici sebeplere, ilk derece mahkemesince verilen "asıl ve karşı dava yönünden kusur tespitleri yönünden taleplerin ayrı ayrı reddine" ilişkin kararın, Türk Medeni Kanunu'nun 181/2. maddesi gereğince "kusurun bulunmadığının tespitine" münhasır bulunmasına ve kusur tespiti hakkında hüküm verildiğine göre, ölüm sebebiyle konusuz kalan boşanma davası hakkında ayrıca hüküm kurulmamış olmasının sonuca etkisinin bulunmamasına göre, davalı-davacı mirasçılarının yerinde bulunmayan istinaf istemlerinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b-1 bendi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

Bu durumda, davalı-davacı kadının boşanma davası yönünden Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi, davacı-davalı kocanın boşanma davası yönünden ise Türk Medeni Kanununun 166/1,2. maddesi koşulları gerçekleşmiştir. Davacı-davalı koca boşanma davası açmakta haklıdır. Bu sebeple, ilk derece mahkemesinin kusur tespiti ve buna bağlı olarak kocanın boşanma davasını kabulü usul ve yasaya uygundur. Boşanma yüzünden beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları zarar gören, kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu diğer taraftan uygun bir maddi ve manevi tazminat isteyebilir (TMK md.174/1,2). Maddi ve manevi tazminatın miktarı; tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur dereceleri, zarar gören menfaatin kapsamı, kişilik haklarına yapılan saldırının niteliği, paranın alım gücü ile hakkaniyet ilkesi (TMK md.4) dikkate alınmak suretiyle belirlenir....

O halde Bölge Adliye Mahkemesince, taraflar arasındaki evlilik birliğinin ölümle değil boşanmayla sona erdiği dikkate alınarak, tarafların istinaf dilekçelerinde belirttikleri istinaf sebepleri ile sınırlı olacak şekilde istinaf incelemesi yapılarak sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 2.Kabule göre de; evlilik birliğinin ölümle sona erdiği durumlarda 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca ölen eşin mirasçılarının davaya kusur tespiti yönünden devam etmeleri halinde mahkemece konusuz kalan boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararının yanında sağ kalan eşin boşanmaya yetecek derecede kusurunun bulunup bulunmadığının tespiti ile yetinilmesi gerekirken, ölen eşin kusurlu olduğunun tespiti yönünde hüküm kurulması da doğru görülmemiştir. VI....

    Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından karar verilmesine yer olmadığı hükmü, kusur belirlemesi, maddi tazminat ve nafaka yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, Türk Medeni Kanunu’nun 166/1 maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma isteminden ibarettir. İlk derece mahkemesince davanın niteliği hatalı değerlendirilerek TMK m.166/4 uyarınca boşanma hükmü tesis edilmiştir. İlk derece mahkemesinin kararına karşı davacı erkek tarafından kusur tespiti ile aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminat miktarları yönünden, davalı kadın tarafından ise davanın kabulü yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur....

      Mahkemece kocaya yüklenen kusurların gerçekleştiği, kocanın son olarak kadını baba evine bıraktığı anlaşılmakla, kadın yönünden TMK 174/1- 2 maddesinin şartları gerçekleşmiştir. Eşit kusur gerekçesi ile kadının tazminat taleplerinin reddi hatalı olmuştur. Mahkeme kararının kusur tespiti, kadının reddedilen tazminat talepleri yönünden düzeltilmesine; gerçekleşen kusur durumu, tarafların sosyal ekonomik durumu, yaşları ve özellikle evlilik süreleri dikkate alınarak, kadın için TMK 174/1 maddesi gereği talebi olan 5.000,00 TL, TMK 174/2 kapsamındaki talebinin kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir. Sonuç olarak, davacı davalı erkeğin tüm istinaf taleplerinin esastan reddine, kadının ise kusur tespiti, red olunan tazminat talepleri dışında kalan istinaf taleplerinin reddine karar vermek gerekmekle, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

      İlk derece mahkemesince; davanın kabulü ile tarafların fiili ayrılık nedeniyle TMK'nın 166/son maddesi uyarınca boşanmalarına, davalı kadının nafaka ile maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine hükmedilmiştir. Davalı kadın vekili; erkeğin kabul edilen boşanma davasına, kadının reddedilen taleplerine, kusur tespitine, ziynet alacağı davasının tefrik edilmesinin hatalı olduğuna yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava; fiili ayrılık (TMK md. 166/son) nedenine dayalı boşanma davası ve fer'ilerine ilişkindir....

      Diğer yandan, TMK 181/2. maddesi diğer eşin kusurunun ispatlanmasını yeterli kabul etmiş, ölen eşin kusurunun diğer eşe göre daha az, ya da daha çok olması yönünden bir ayrıma gitmemiştir. Nitekim inceleme konusu somut olayda da, Vakıf emeklisi olan kocanın, açılan boşanma davasının yargılaması sırasında vefatıyla, TMK 181’inci madde hükmü gereğince davanın mirasçılar tarafından takip edildiği ve mahkemece, E.. K.. kusuruz olarak kabul edilmeyerek, tarafların eşit kusurlu olduğunun tespitine hükmedildiği, ve anılan tespit hükmünün kesinleşmesiyle birlikte, davacının hak sahipliği sıfatının da, boşanma davası sonucu tesis edilip 25.12.2013 tarihinde kesinleşen ilamla sona erdiğinin kabulü gerekecektir. Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular birlikte ve yeniden değerlendirilerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

        Kanun, mirasçılardan biri tarafından takip edilmesini "kusur tespiti" bakımından yeterli (TMK. m. 181/2) gördüğüne göre, temyiz aşamasında bu mirasçılardan birinin ölmüş olması, verilen kararın ölenin mirasçılarına tebliğ edilmesini somut dava bakımından gerektirmez. Çünkü davayı takip eden başka mirasçılar mevcuttur ve onlar kanun yoluna başvuru hakkını kullanmışlardır. Bu bakımdan davayı takip eden mirasçılardan olup da , temyiz safhasında ölen ...'nın mirasçılarına kararın tebliğini lüzumlu görmüyorum. İşin esasının inclenmesi gerekir. Bu sebeple sayın çoğunluğun iade kararına iştirak etmiyorum....

          UYAP Entegrasyonu