Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesinin 2019/5087 Esas 2019/10151 Karar sayılı ilamında da işaret edildiği üzre Türk Medeni Kanunu'nun 181. maddesi uyarınca mirasçılar tarafından kusur tespitine yönelik olarak devam ettirilen davada sağ kalan eşin kusurunun bulunup bulunmadığının tespitine yönelik karar verilmesi gerekli ve yeterlidir. Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden kadının boşanmayı gerektirecek kusurunun ispat edilemediği, dolayısıyla ilk derece mahkemesinin sağ kalan eş T2 TMK'nın 181/2 maddesi uyarınca kusurlu olmadığının tespitine yönelik kararının yerinde olduğu, ne var ki Yargıtay 2....

Davacı erkeğin mirasçıları kusur belirlemesi yönünden davaya devam etmişler, mahkemece açılan davanın kabulü ile TMK'nun 181/1 ve 2. maddeleri uyarınca ölü davacı ... ile davalı ...'ın boşanmış eş sıfatıyla birbirlerinin yasal mirasçıları olmamalarına şeklinde hüküm kurulmuştur. Evlilik ölümle sona ermiştir. Mahkemece yapılacak iş, boşanma davası konusuz kaldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi ve davacı erkek mirasçıları davaya kusur belirlemesi yönünden devam ettiklerinden, Türk Medeni Kanununun 181/2. maddesi uyarınca kusur belirlemesi yönünden karar vermekten ibarettir. Bu husus gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır....

    Somut olayda, mahkemece, Türk Medeni Kanunu'nun 181/2 maddesi gereğince sağ kalan eş ...'in kusursuz olduğunun tespitine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken "1-TMK madde 181 kapsamında davacı müteveffanın tam kusurlu olduğunun TESPİTİNE," şeklinde hüküm kurulması doğru değil ise de bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HMK m. 370/2). SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple, 18.02.2021 tarihli gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 1. bendinin hükümden çıkartılarak yerine 1. bent olarak "1-Davalı kadının kusursuz olduğunun tespitine," cümlesinin yazılmasına, hükmün bu bölümünün düzeltilerek ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 19.04.2022 (Salı)...

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma - 181. Madde Kusur Tespiti Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İncelenmesi gerekli görülen ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2011/2727 sayılı soruşturma evrakının istenilip içerisine alındıktan sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine İADESİNE oybirliğiyle karar verildi. 23.01.2014 (Per.)...

        Asliye Hukuk Mahkemesi(Aile) 18/04/20192017/471 Esas, 2019/283 Karar sayılı ilamı ile özetle; davanın devamı sırasında davacı asil T1 11/02/2019 tarihinde vefat ettiğinden konusuz kalan boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, TMK 181. maddesi uyarınca davalının boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olduğunun tespitine karar verildiği, davalı vekilinin süresinde sunduğu istinaf dilekçesinde özet ile; ilk derece mahkemesi kararına karşı müvekkilinin boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusuru bulunduğunun tespiti ve bunun dışında aleyhe olan tüm kısımlar yönünden kararın kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurduğu, dosyanın bu şekilde dairemize gönderildiği görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK 355 maddesine göre, resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....

        Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir (TMK md.166/1,2). Türk Medeni Kanununun 166/1- 2. maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması ve davalı eşin az da olsa kusurlu olduğunun kanıtlanması gerekir. Yapılan incelemede; davalı kocanın, davacı kadının talebine rağmen bağımsız konut temin etmediği ve ailesiyle birlikte yaşamaya zorladığı anlaşılmıştır. Bu durumda, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda davalı koca tamamen kusurlu olup, Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi koşulları oluşmuştur. Bu sebeple ilk derece mahkemesinin kusur tespiti ve bu kusur tespitine bağlı olarak boşanmaya karar vermesi usul ve yasaya uygundur....

        Bu dönemde kadının köydeki ortak konuttan iki kez gelip eşyaları alıp gitmesi sebepsiz evden ayrılma olarak nitelendirilip boşanmaya sebebiyet verecek derecede bir kusur olduğunun kabulü son derece hatalı bulunmuştur. Ayrıca kadına yüklenen vakıa terke dayalı boşanma davasını gerektiren bir sebep olup ortada terk hukuki nedenine (TMK. md. 164) dayalı bir dava da bulunmamaktadır. Gelinen bu noktada davalı kadına başka bir kusur yüklenmesi (davacı tarafça istinafa gelinmediğinden) mümkün olmadığına göre davalı kadının kusurlu olmadığının tespiti gerekirken, kusurlu olduğuna yönelik ilk derece mahkemesi kararı hatalı bulunmuş karar kaldırılarak aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....

        Davalı, murisin sağlığında davacı eş aleyhine açılan boşanma davası sonucunda TMK. 181/2. maddesi uyarınca boşanmaya sebep olan olaylarda eşin kusurlu olduğunun tespit edildiğini, bu nedenle davacının mirasçı olamayacağı için dava açma hakkının da bulunmadığını, ayrıca çekişmeli payı gerçek değeri üzerinden bedeli karşılığında satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacı ile muris arasında görülen boşanma davası sonucunda davacının TMK'nun 181. maddesi uyarınca kusurlu olduğu tespit edildiğinden davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....

          GEREKÇE : Dava TMK 166/1 md.gereğince boşanma talebinden ibarettir.Tüm dosya kapsamı ile;Karar sonrasında Uyap aracılığı ile alınan nüfus kaydına göre davalı erkeğin 28.09.2020 tarihinde vefat ettiği anlaşılmıştır.Bu durumda mahkemece yapılacak iş;Davalı mirasçılarının davacının boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olup olmadığının tespiti yönünden(TMK m. 181/2) davaya devam edip etmeyeceklerini belirlemek,devam etmek isterler ise Yargıtay 2.HD.nin 2013/17669 E-2013/29765 K.sayılı, 16.02.2013 tarihli kararında gösterilen ilkelerde dikkate alınarak boşanma davasının konusuz kaldığının gözetilmesi ve kusur tespitine yönelik değerlendirme yaparak sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Belirtilen husus 6100 sayılı HMK 353/1- a-6 maddesi kapsamında halli gereken bir husus olduğundan aşağıdaki şekilde hüküm tesisi gerekmiştir....

          Türk Medeni Kanunu’nun 181/2 maddesi gereğince ancak usulüne uygun bir şekilde açılan boşanma davasına mirasçılar tarafından sağ kalan eşin kusurunun tespitine yönelik olarak devam edilebileceği, muris tarafından açılmış bir boşanma davası bulunmadığı, bu sebeple davacı mirasçıların TMK 181/2.maddesinin uygulanması taleplerinin dinlenemeyeceği anlaşıldığından, mahkeme kararı yerinde olmakla davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaati ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

          UYAP Entegrasyonu