Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

SAVUNMA: Davalı-karşı davacı kadın vekili, karşı dava dilekçesinde özetle; tarafların öncelikle zina (TMK md.161), bu talep yerinde görülmediği takdirde evlilik birliğinin sarsılması (TMK md.166/1,2) hukuki sebebine dayalı olarak boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin anneye bırakılmasına, müşterek çocuk yararına 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile müvekkili yararına 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, hükmedilecek nafakaların her yıl ÜFE oranında arttırılmasına, yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

Boşanma davalarında tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın eki niteliğinde bulunan maddi-manevi tazminat (TMK m. 174/1-2), yoksulluk nafakası (TMK m. 175) gibi taleplerin sağlıklı değerlendirilerek doğru karar verilebilmesi, bu davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikle değerlendirilmesiyle mümkündür. Davalı-karşı davacı kadın; ... 2. Aile Mahkemesi 2021/195 esas sayılı dosyası ile TMK 161 maddesine dayalı boşanma davası açtığını, eldeki dava ile açılan davanın birleştirilmesini talep etmiştir. Buna göre, davalar arasında bağlantı bulunduğu anlaşılmakla, eldeki boşanma davası ile kadın tarafından açılmış olan davanın birleştirilerek, davaların esası hakkında hüküm kurulması gerektiğinden hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....

    Boşanma davalarında tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın eki niteliğinde bulunan maddi-manevi tazminat (TMK m. 174/1-2), yoksulluk nafakası (TMK m. 175) gibi taleplerin sağlıklı değerlendirilerek doğru karar verilebilmesi, bu davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikle değerlendirilmesiyle mümkündür. Davalı-davacı kadın; İzmir 22. Aile Mahkemesi 2021-286 esas sayılı dosyası ile TMK 161 ve 166/1 maddesine dayalı boşanma davası açtığını beyan etmiştir. Buna göre, davalar arasında bağlantı bulunduğu anlaşılmakla, eldeki boşanma davası ile kadın tarafından açılmış olan davanın birleştirilerek, davaların esası hakkında hüküm kurulması gerektiğinden hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....

      Davalı-karşı davacı erkek vekili, karşı dava ve cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayalı olarak boşanmalarına, müşterek çocukların velayetinin babaya verilmesine, davalı-karşı davacı erkek yararına 100.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminat ile ev eşyalarının davalı-karşı davacı erkeğe teslimine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....

      Davacı kadın tarafından akıl hastalığına dayalı (TMK m. 165) olarak açılmış bir dava bulunmamaktadır. Davalı erkeğin hareketleri iradi olmadığından, kusur yüklenemez ve Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesine dayalı "evlilik birliğinin sarsılması" hukuki sebebine dayanılarak boşanmaya karar verilemez. O halde kadının davasının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır....

        Ayrıca, yasanın “Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar” (TMK m.185/3) yönündeki açık ve emredici hükmüne karşın, sadace sadakat yükümlüğüne aykırılık ile eşlerin birbirlerine yardımcı olmama olgularını evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) nedeni sayıp, aynı maddede yer alan "birlikte yaşama zorunluluğunu" görmezden gelmek, yasanının sözüne ve özüne uygun düşmez. Kuşkusuz, evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle (TMK m. 166/1) açılan boşanma davalarında, özellikle maddi ve manevi tazminat (TMK m. 174/1-2) ile yoksulluk nafakası (TMK m. 175) istemleri açısından, eşlerin kusurlu olup olmadıklarını, varsa kusurlarının oranlarını da belirlemek gerekmektedir. Eylemli ayrılıklarda, ayrılığa kimin neden olduğunun, birlikte yaşamaktan kimin kaçındığının, kimin birlik görevlerini yerine getirmediğinin veya eşlerin kusur sayılabilecek başka bir davranışının kanıtlanması durumunda, kusur belirlemesi açısından sorunun çözümü kolaydır....

          Dava; taraflarca, karşı eşin kusurlu davaranışları ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı TMK.'nun 166/1- 2 maddesi uyarınca açılan boşanma davalarına ilişkindir. Tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde; tarafların, 11/12/1984 tarihinde resmi olarak evlendikleri, bu evliliklerinden, iki ergin müşterek çocuklarının olduğu, taraflarca, karşı eşin kusurlu davaranışları ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı TMK.'...

          Davacı/davalı kadın vekilinin; erkek yararına hükmedilen manevi tazminata yönelik istinaf talebinin incelenmesinde; Boşanma yüzünden kişilik hakları zarar gören, kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu diğer taraftan uygun bir manevi tazminat isteyebilir (TMK md.174/2). Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için, tazminat talep eden tarafın kusursuz veya az kusurlu olmasının yanında, boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarına saldırı niteliğinde olması da gerekir (TMK m.174/2). Davacı/davalı kadının boşanmaya neden olan " müşterek evi terk etmek ve evlilik birliğinden kaynaklanan görevlerini yerine getirmemek" şeklindeki kusurları erkeğin kişilik haklarına saldırı niteliğinde görülemez. Bu bakımdan, olayda davalı/davacı erkek yararına manevi tazminata (TMK m.174/2) hükmedilmesini gerektiren bir sebep bulunmamaktadır. O halde, davalı/davacı erkeğin manevi tazminat talebinin reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulü doğru değildir....

          GEREKÇE : Davalar erkeğin davasında TMK 166/son, kadının davasında TMK 166/1.md.gereğince temelden sarsılmaya dayalı boşanma ve ferileri taleplerinden ibarettir. HMK 355 nci maddesi gereğince istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Tüm dosya kapsamı ile; Mahkemece davacı-davalı erkeğe "...aynı işyerinde çalışan başka kadınla ilişkisinin olması, bu ilişkinin ilk dava tarihinden itibaren devam etmesi,eşinin bakım ve geçimi ile ilgilenmeme" kusurları yüklenmiş,kadına kusur vakıası yüklenmemiş ve belirtilen şekilde karar tesis edilmiştir....

          Mahkemece her iki boşanma davasında da, bu davaların esasını oluşturan boşanma talepleri konusunda ayrı ayrı hüküm kurulması gerekmekle birlikte, erkeğin evlilik birliğinin sarsılması sebebine (TMK m.166/1) dayalı boşanma davası ile, kadının evlilik birliğinin sarsılması sebebine (TMK m.166/1) dayalı birleşen boşanma davası için ayrı ayrı kusur belirlenerek, sonucunda boşanma davalarının eki niteliğinde bulunan tazminat talepleri konusunda ayrı ayrı değerlendirme yapılması doğru olmamıştır. Evlilik birliği sona erinceye kadar herhangi bir sebeple açılmış boşanma davalarında taraflara yüklenmiş tüm kusurlar birlikte değerlendirilip tarafların kusur oranlarının bir kez belirlenmesi ve belirlenen bu orana göre maddi ve manevi tazminatlar ile, yoksulluk nafakası konularında, her bir taraf yönünden bir kez hüküm kurulması gerekir....

          UYAP Entegrasyonu