Boşanma davalarında tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın eki niteliğinde bulunan maddi manevi tazminat (TMK m. 174/1-2), yoksulluk nafakası (TMK m. 175) gibi taleplerin sağlıklı değerlendirilerek doğru karar verilebilmesi, bu davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikle değerlendirilmesiyle mümkündür. Karşılıklı açılan evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davalarında ilk derece mahkemesince verilmiş olan hüküm hakkında tarafların istinaf kanun yolu inceleme talebi üzerine bölge adliye mahkemesi tarafından verilen karar yine tarafların temyiz talebi üzerine Dairemizce kararda gerekçe hüküm çelişkisi oluşturulduğu gerekçesi ile bozulmuş bozma sebebine göre de sair temyiz itirazları incelenmemiştir. Bozma ilamına uyan bölge adliye mahkemesince verilen karar hakkında taraflarca temyiz incelemesi talebinde bulunulmuş, davacı karşı davalı kadın 25.08.2022 tarihli dilekçesi ile 18.08.2022 tarihinde Küçükçekmece 5....
KARŞI OY YAZISI Dava, evli olduğunu bildiği halde onunla duygusal ve cinsel ilişkiye girmek suretiyle kişilik haklarına saldırı iddiasına dayalı manevi tazminat davasıdır. Eşler evlenmekle birbirlerine karşı cinsel anlamda sadakat yükümlülüğü altına girerler. (MK.185/111) Bu yükümlülüğün ihlali halinde diğer eş TMK 161 maddesine dayalı olarak zina nedenine dayalı boşanma davası açar ve bu davada MK 174/2 maddesinde düzenlenen manevi tazminat isteminde bulunabilir. Böyle bir boşanma davası açmayan eş, sadakat yükümlülüğüne uymayan eşi affetmiş demektir. Affeden eş manevi tazminat isteminde bulunamaz. Diğer yandan boşanma davası açmış ancak hangi sebeple olursa olsun eşinden bu nedenle manevi tazminat istemeyen eşin durumuda aynıdır. Davalı ile ilişkide olan 3. kişinin durumuna gelince; manevi tazminatın "tekliği ve bölünmezliği" ilkesi gereğince bu zararını "sadakat" yükümlülüğü olan eşinden istemeyen, istemeyi ihmal eden davacı elbetteki 3. kişiye yönelemez....
Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davacı erkeğin Türk Medeni Kanunu'nun 166/4 maddesine dayalı işbu boşanma davasına esas alınan ilk boşanma davası; davalı kadın tarafından, Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı olarak açılmış ve dava, erkeğin boşanmayı gerektirebilecek nitelikte bir kusurunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle reddedilmiştir. Bu sebeple tanık anlatımlarında geçen olaylar kadının reddedilen boşanma davasından önce olduğu için bu vakıalar davacı erkek aleyhine değerlendirilemez. Bu durumda ilk davayı açarak boşanma sebebi yaratan kadın boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurludur. Boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu olan davalı kadın lehine şartları oluşmadığı halde maddi ve manevi tazminat (TMK m. 174/1-2) ve yoksulluk nafakası (TMK m. 175) takdiri doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. 3-Yargılama gideri davada haksız çıkan taraftan alınır (HMK m. 326)....
Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir (TMK md.161/1). Zinanın objektif unsuru evli kadının kocasından başka bir erkekle ya da evli erkeğin karısından başka bir kadınla cinsel ilişkide bulunmasıdır. Zina hukuki sebebine dayalı boşanma davalarında, dava hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her halde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer (TMK md. 161/2). Özel boşanma sebebine dayalı boşanma davalarında; evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle açılan boşanma davalarında olduğu gibi davacının kusurlu davranışlarının dikkate alınması suretiyle kusur kıyaslaması yapılamaz (Yargıtay 2. HD 2015/16239 Esas ve 2016/7380 Karar, 2022/4901 Esas ve 2022/7235 Karar)....
SAVUNMA: Davalı-karşı davacı kadın vekili, karşı dava dilekçesinde özetle; tarafların öncelikle zina (TMK md.161), bu talep yerinde görülmediği takdirde evlilik birliğinin sarsılması (TMK md.166/1,2) hukuki sebebine dayalı olarak boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin anneye bırakılmasına, müşterek çocuk yararına 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile müvekkili yararına 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, hükmedilecek nafakaların her yıl ÜFE oranında arttırılmasına, yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Dava; hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış (TMK md. 162) ve evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenlerine dayalı boşanma ve fer'ileri ile ziynet alacağı istemlerine ilişkindir. Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir. (HMK m. 31) Davacı kadın vekili, dava dilekçesinde 12.000,00 TL maddi tazminat talebinde bulunmuş, dilekçenin içeriğinde ise davacı kadının zaman zaman anne ve babasından alarak eşine verdiği paralar için maddi tazminat talebinin olduğunu beyan etmiştir. Mahkemece, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 31. maddesinde düzenlenen hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğü gereğince, davalı erkekten talep ettiği tazminatın Türk Medeni Kanununun 174/1.maddesi kapsamında boşanma davasının fer'isi niteliğinde olup olmadığı tespit edilmelidir....
Davalı erkek vekili, cevap dilekçesinde özetle; tarafların evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedeniyle boşanmalarına, davacı kadının tazminat ve nafaka taleplerinin reddine, davalı erkek yararına 50.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle TMK'nın 166/1. Maddesi uyarınca boşanmalarına, davacı kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 8.000,00 TL maddi ve 8.000,00 TL manevi tazminata, davalı erkeğin tazminat taleplerinin reddine hükmedilmiştir. Davalı erkek vekili; kusur tespitine, kadın yararına hükmedilen nafakalar ile maddi ve manevi tazminata, erkeğin reddedilen tazminat taleplerine yönelik istinaf talebinde bulunmuştur. Dava; evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayalı boşanma davası ve fer'ilerine ilişkindir....
Davalı-karşı davacı erkek vekili, karşı dava ve cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayalı olarak boşanmalarına, müşterek çocukların velayetinin babaya verilmesine, davalı-karşı davacı erkek yararına 100.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminat ile ev eşyalarının davalı-karşı davacı erkeğe teslimine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
Ayrıca, yasanın “Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar” (TMK m.185/3) yönündeki açık ve emredici hükmüne karşın, sadace sadakat yükümlüğüne aykırılık ile eşlerin birbirlerine yardımcı olmama olgularını evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) nedeni sayıp, aynı maddede yer alan "birlikte yaşama zorunluluğunu" görmezden gelmek, yasanının sözüne ve özüne uygun düşmez. Kuşkusuz, evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle (TMK m. 166/1) açılan boşanma davalarında, özellikle maddi ve manevi tazminat (TMK m. 174/1-2) ile yoksulluk nafakası (TMK m. 175) istemleri açısından, eşlerin kusurlu olup olmadıklarını, varsa kusurlarının oranlarını da belirlemek gerekmektedir. Eylemli ayrılıklarda, ayrılığa kimin neden olduğunun, birlikte yaşamaktan kimin kaçındığının, kimin birlik görevlerini yerine getirmediğinin veya eşlerin kusur sayılabilecek başka bir davranışının kanıtlanması durumunda, kusur belirlemesi açısından sorunun çözümü kolaydır....
Davacı kadın tarafından akıl hastalığına dayalı (TMK m. 165) olarak açılmış bir dava bulunmamaktadır. Davalı erkeğin hareketleri iradi olmadığından, kusur yüklenemez ve Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesine dayalı "evlilik birliğinin sarsılması" hukuki sebebine dayanılarak boşanmaya karar verilemez. O halde kadının davasının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır....