Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

in ipotek alacaklısı olarak gözüktüğü, davaya konu 7573 ada 16 nolu parsel maliklerinin ipotekten kaynaklanan borçlarını ödedikleri, kayyımın da bunun üzerine taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılması için Tapu Sicil Müdürlüğüne başvurduğu, Tapu Sicil Müdürlüğünün ise İbrahim oğlu ...'e ait imar uygulamasından önce kök parsel 136 ada 50 parsel üzerinde ... Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen tedbir kararı bulunduğunu, bu tedbirin yanlışlıkla haciz olarak işlendiğini, öncelikle bu tedbirin kaldırılması gerektiğini belirterek talebin reddine dair karar verilmesi üzerine eldeki ipoteğin kaldırılması davasının açıldığı anlaşılmaktadır. 7573 ada 16 parsel sayılı taşınmaz üzerinde İbrahim oğlu ...'in ipotek alacaklısı olduğu ve davacının da ipotek alacaklısı gaip ... kayyımı olduğu sabittir....

    Somut olayda; davacı alacaklı başlattığı icra takibi ile 13.500,00 USD kira alacağının 1.350,24 USD gecikme tazminatı ve 405,00 USD gecikme zammı ile birlikte tahsilini talep etmiş ve ödeme emrine davalı borçlu tarafından süresinde itiraz edilmesi üzerine itirazın kaldırılması istemi ile dava açmıştır. Mahkemece, davacının faize yönelik itirazın kaldırılması talebi hakkında karar verilmekle birlikte asıl kira alacağına ilişkin itirazın kaldırılması istemi hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmemiş olup, bu husus mahkemece hüküm ve değerlendirme dışı tutulmuştur. HMK’nun 297/2 maddesi uyarınca taleplerden her biri hakkında bir karar verilmesi zorunlu olup, Mahkemece bu gereğe uyulmaksızın asıl kira alacağına ilişkin itirazın kaldırılması istemi yönünden resen tefrik kararı verilerek ayrı bir esasa kaydedilmesi yönünde hüküm tesisi doğru değildir....

      karşı da istinaf kanun yoluna başvurduğu gözetilmeksizin, sadece ipoteğin kaldırılması davasının reddi yönünden inceleme yapılarak karar verilmesi doğru olmamıştır....

        Oysa dava “Velayetin değiştirilmesi ve buna bağlı olarak boşanma hükmü ile ortak çocuk yararına hükmolunan iştirak nafakasının kaldırılması" isteğine ilişkin olup, asıl davanın velayetin değiştirilmesine ilişkin olduğu, iştirak nafakasının kaldırılması talebinin ise asıl davaya bağlı fer’i bir istek niteliğinde bulunduğu gözetildiğinde, çekişmesiz yargıya dahildir (HMK m. 382/2-b-13). Çekişmesiz yargı işlerinde de, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça talepte bulunan kişinin veya ilgililerden birinin oturduğu yer mahkemesi yetkilidir (HMK m.384). Bu kurala göre, davacı kendi oturduğu yer mahkemesinde dava açabilir. Dava, davacının oturduğu yerde açılmış, davalı da bunun aksini iddia etmemiştir. Öyleyse yetki itirazının reddi ile velayetin değiştirilmesi ve buna bağlı olarak boşanma hükmü ile ortak çocuk yararına hükmolunan iştirak nafakasının kaldırılması davasının esasının incelenmesi gerekirken, yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesi doğru bulunmamıştur....

          Bu durumda davada taraf olmayan kişiler adına kayıtlı bulunan taşınmazlar yönünden ihtiyati tedbir kararı verilmesi doğru olmadığı gibi, HMK'nın 389. maddesi uyarınca ancak uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceğinden ve tedbir konulan taşınmazlarla ilgili bir niza bulunmadığından .... kişiler adına olan taşınmazlar üzerindeki tedbirin kaldırılması gerekirken, talebin gerekçe de gösterilmeksizin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle mahkemenin ....02.2013 tarihli ihtiyati tedbir konulması kararının kaldırılması talebinin reddine dair verilen ara kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, mahkemenin ....02.2013 tarihli ihtiyati tedbir konulması kararının kaldırılması talebinin reddine dair verilen ara kararının BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, ....05.2013 kesin olarak karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın kaldırılması ve tahliye İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, itirazın kaldırılması ve tahliye istemlerine ilişkindir. Mahkemece, tahliye davasının reddine, itirazın kaldırılması talebinin kısmen kabulü ile üç aylık kira bedeli ve işleyen faizi ile birlikte 12.058,17....

              Tasdik kararının kesinleşmesi ile iflas kararının kaldırılması gerektiği anlaşılmış , İİK nun 182/1.maddesi uyarınca iflasın kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....

                Borçlu vekilinin icra dairesine süresinde verdiği itiraz dilekçesinde borca itiraz ettiği ve çekle ilgili resmi evrakta sahtecilik suçundan şikayetinin devam ettiğini bildirdiği, alacaklının itirazın kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu görülmektedir. İİK'nun 63. maddesi gereğince borçlu, itirazın kaldırılması duruşmasında, alacaklının dayandığı senet metninden anlaşılan itiraz sebeplerini ileri sürebilir. Somut olayda, borçlu vekili, itirazın kaldırılması isteminin incelenmesi sırasında verdiği 31/03/2014 havale tarihli dilekçesinde takibe konu çekin keşide tarihi kısmında tahrifat yapıldığını, süresinden sonra bankaya ibraz edildiğini ve çekin zamanaşımına uğradığını belirtmesine göre, bu itirazlar "senet metninden anlaşılan" itiraz sebepleri arasındadır. (Prof.Dr....

                  GEREKÇE : Davanın ipoteğin kaldırılması ve taşınmaz üzerine konulan ihtiyati haciz şerhlerinin kaldırılması davası olduğu anlaşılmıştır. HMK'nun 355.maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....

                  ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2022/532 Esas KARAR NO:2022/689 DAVA:İflas (İflasın Kaldırılması (İİK 182)) DAVA TARİHİ:06/07/2022 KARAR TARİHİ:21/09/2022 Mahkememizde görülmekte olan İflas (İflasın Kaldırılması (İİK 182)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili ----Karar sayılı kararıyla iflas kararı verildiğini, şirketin tasfiyesine ilişkin sürecin----Sayılı iflas dosyası ile görüldüğünü, bu süreçte her ne kadar bazı alacaklılar tarafından müvekkili şirketin iflas süreci sürüncemede bırakılmışsa da müvekkili tarafından bütün alacaklar itfa olunduğunu, bu sebeple iflasın kaldırılması için ilgili şartların oluştuğunu, iflasın kaldırılması içın gerekli olan, alacak hakkındaki taleplerin kaydına ilişkin asgari bekleme sürelerinin sona erdiğini, İcra ve İflas Kanunu'nun 182....

                    UYAP Entegrasyonu