ın, şirkette büyük hisseye sahip olduğu, şirket ortaklarının evliliklerinin 06/03/2012 tarihinde sona erdiği, davalı şirketin 2014 yılından bu yana gayri faal olduğu, ortaklığın amacını yitirdiği gerekçesiyle davalı şirketin fesih ve tasfiyesine, tasfiye memuru olarak Ercan Gür'ün tayinine karar verilmiştir. Kararı, davalı ... vekili temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ... vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Dava haklı nedenle limited şirketin fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir. Böyle bir davanın ortaklık tüzel kişiliğine karşı açılması gerekli ve yeterli olup, şirket ortağına da husumet yöneltilmesi doğru değildir. Kaldı ki mahkemece kurulan hükümde davalı şirket ortağı ... hakkında davada taraf gösterilmesine rağmen olumlu/olumsuz bir karar da verilmemiştir....
Maddesi gereği fesih ve tasfiyesine, tasfiyeyi gerekleştirecek tasfiye memuru atanmasına, bunun mümkün olmaması halinde TTK 638 ve devamı maddelerindeki düzenlemeler ışığında davacı olarak ortaklıktan çıkarılmasına ve çıkma payının tespiti ile dava tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizleri ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, tedbir kararı verilerek dava sonuçlanıncaya kadar şirketi yönetmesi bakımından şirket kayyım atanmasını dava ve talep ettiği, bu nedenle ...ATM'nin ... esasında dava açtıklarını her iki davanın tarafları, konusu aynı olduğundan birleştirilmesini talep etmiştir. SAVUNMA : Tensiben karar verildiğinden dava dilekçesi tebliğe çıkarılmamıştır. YARGILAMA GEREKÇE : Dava, davalı şirketin fesih ve tasfiyesi olmaz ise ortaklıktan çıkma ve çıkma payının tespiti davasıdır. ...Asliye Ticaret Mahkemesinin ......
Davacı taraf; işbu davada haklı fesih sebebi olarak şirketin kötü yönetimi nedeniyle sürekli zararda olduğu, hissedarlara bir ödeme yapılmadığı, şirketin borçlandırıldığı, şirketin vergi ve SSK borçlarını şirket müdürlerinin ödemediği, şirkete karşı alacaklılar tarafından takiplere geçildiği, davacıların böyle bir şirkette kalmak istemedikleri, ayrıca şirkete de ulaşılamadığı, şirkete karşı güveni kalmadığı, şirkete ait hesap ve şirketin faaliyetleri hakkında bilgi verilmediği, şirketin ticari defter ve kayıtları incelenmek istenildiğinde gösterilmediği hususlarına dayandırmaktadır....
nin FESİH ve TASFİYESİNE, Tasfiye memuru olarak SMMM ...'...
G.., fesih ve tasfiye kararının henüz kesinleşmediğini, mahkemenin 20.11.2012 tarihli ara kararı gereği karar kesinleşinceye kadar kayyım olarak görevlendirildiğini, görev ve yetki sınırının kayyım sıfatı çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini savunmuş; birleşen davada davalı davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, şirketin fesih ve tasfiyesi istemi ile açılan davada ihtiyati tedbir kararı ile M.. G..'...
Esas sayılı dosyası üzerinden verilen kararla ihyasına karar verildiğini, şirketin uzun zaman önce fiilen faaliyetine son verdiğini ve pasif durumda olduğunu, şirket üzerine kayıtlı tüm malvarlığının tasfiye edildiğini, şirketin mevcut durumda vergi kaydının da bulunmadığını, müvekkili ile şirketin diğer ortağı ...’in şirketin feshi ve tasfiyesi konusunda anlaşamadıklarını, ortaklar arasındaki anlaşmazlığın uzun süredir devam ettiğini ve husumete dönüştüğünü, bu durumun şirketin devamı ve amacının gerçekleştirilmesi önünde engel oluşturduğunu belirterek iki ortaklı ... Ürünleri Tur. Ve Tar. Ürünleri San. Ve Tic. Ltd Şti’nin haklı nedenlerle feshine ve tasfiyesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı şirkete usulüne uygun olarak TK m. 35’e göre tebligat yapılmış davalı şirket davaya cevap vermemiştir. Dava; davalı şirketin fesih ve tasfiyesine ilişkindir. Tarafların delilleri toplanmış ve değerlendirilmiştir. Ticaret sicil kayıtları, İzmir ... Asliye Ticaret Mahkemesinin ......
nın taraf sıfatının bulunduğu tartışmasızdır." tespitinin karardan çıkartılmasına ve kararın bu yönü ile düzeltilmesi/değiştirilmesine, davacının istinaf talepleri ile birlikte davanın esastan reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.Dava, taraflar arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile sözleşmede belirlenen alacağın tahsili ve adi ortaklık sözleşmesi gereği ortak olunduğu idida edilen limited şirketin fesih ve tasfiyesi talebine ilişkindir.Davacı adi ortaklık sözleşmesinin haklı sebeple feshi nedeniyle sona erdirilmesine, müvekkili şirketin adi ortaklık nedeniyle gizli ortağı olduğu davalı şirketinin ve adi ortaklığını tasfiyesine karar verilmesini istemiş, mahkemece davalı şirketin fesih ve tasfiyesine yönelik davada davacının ortak sıfatını taşımadığından şirkete yönelik davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, adi ortaklığın feshine ilişkin davanın ise görev nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.Her iki dava türünün, taraflarının statüsü, hakimin...
in mirasçıları; eşi olan Müvekkil ..., oğlu olan Müvekkil ..., kızları olan Müvekkiller ... ve ... ile gayrimeşru ilişki yaşadığı ... isimli bayandan doğan ve Muris tarafından tanıma yolu ile nüfusa kaydedilen Davalılar ... ile ... olarak belirlendiğini, TTK.nun ilgili maddeleri gereği ... nin tasfiyesiz feshine, tasfiye zarureti tespit edilmesi halinde Şirketin %10 ortağı olan Müvekkil ...'e Şirketin tasfiyesi ve Ticaret Sicil Müdürlüğü'nden kaydının terkinine kadar yapılacak işlemler için yetki verilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesi'nce; Adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile kâr payı alacağı davaları ticaret mahkemelerinde görülmesi gereken mutlak ticari davalardan olmadığının anlaşıldığını, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile alacak davalarında ticaret mahkemelerinin görevli olması için nispi ticari dava niteliğinde bulunması gerektiğini, bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için de davanın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın ticari işletmeleri ile ilgili bulunması gerektiğini, somut olayda, davalının tacir olmasına rağmen, davacının tacir olmaması nedeniyle bu davanın nispi ticari dava da olmadığının belirlendiğini, bu nedenle mahkemenin görevli olmadığını, görev hususunun her aşamada ve re'sen değerlendirilmesi gereken bir dava şartı olması nedeniyle karşı görevsizlik kararı verilmiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesi'nce; Adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile kâr payı alacağı davaları ticaret mahkemelerinde görülmesi gereken mutlak ticari davalardan olmadığının anlaşıldığını, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile alacak davalarında ticaret mahkemelerinin görevli olması için nispi ticari dava niteliğinde bulunması gerektiğini, bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için de davanın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın ticari işletmeleri ile ilgili bulunması gerektiğini, somut olayda, davalının tacir olmasına rağmen, davacının tacir olmaması nedeniyle bu davanın nispi ticari dava da olmadığının belirlendiğini, bu nedenle mahkemenin görevli olmadığını, görev hususunun her aşamada ve re'sen değerlendirilmesi gereken bir dava şartı olması nedeniyle karşı görevsizlik kararı verilmiştir....