Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

a dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilmesine rağmen cevap verilmediği, meşruhatlı davetiyeye rağmen ticari defter ve kayıtların sunulmadığı, davacı yönünden ortaklık amacının gerçekleşmesi olanağının kalmadığı, şirketin feshi için haklı nedenlerin oluştuğu kanaatine varılmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir....

    nun 4. maddesine göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın maddede altı bent halinde sayılan davalar, ticari dava sayılır. Taraflardan biri, tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez. Zira, TTK.'nda ticari dava sayılan davalar haricinde ticari davayı, ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlenmiştir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK'nun 1.maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan, re'sen incelenir. Dava konusu uyuşmazlık, adi ortaklıktan kaynaklanmaktadır. Adi ortaklık sözleşmesi; iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir(TBK. 620/1 md.). Bu sözleşme türü Borçlar Kanunu'nda düzenlenmiştir....

    CEVAP : Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle, davacıların işbu davayı açmada hukuki yararlarının bulunmadığını, esasında adi ortaklığı oluşturan ortaklar arasındaki sorun, ortaklık sözleşmesine konu iş nedeniyle ...den alınacak hakkedişlerin paylaşımından kaynaklandığını, davalının bu hakkedişlerden %80 oranında hakkı bulunmasına rağmen davacı, davalının bu hakkını vermekten kaçındığını, ortaklığa konu işte davalının hiç bir alacağının bulunmadığını, tüm alacağın sadece kendilerine ait olduğuna ilişkin gerçek dışı beyanda bulunulduğunu, davacılar bu iddialarla, gerçek niyetlerinin adi ortaklığın temsilinden ziyade ortaklık mallarını zimmetlerine geçirme niyetlerinde olduğunu gösterdiğini, bu istek ise, ancak ortaklığın tasfiyesiyle mümkün olacağını, hem ...nin anılan yazısı hem de BK 639/7 uyarınca ortaklığın feshi için dava açılacağını, davacılar hem hesap verme hem de kazanç paylaşım yükümlülüğüne uymadığından davalı açısından haklı sebep oluştuğunu, adi ortaklığın feshi davası...

      defter ve kayıtlarında davacı ile ilgili herhangi bir kayıt bulunmadığını, müvekkili şirketin doğrudan davacı şirket ile ticari ilişkisi bulunmadığını, müvekkili şirketin, adi ortaklıktan edindiği bilgiye göre davacı şirketin yapmış olduğu işin eksik olup geçici kabulünün yapılmadığını ve işin teslim edilmediğini, davacının kendi üzerine düşen edimleri tamamlamadan diğer taraftan edimlerini yerine getirmesi için hukuki talepte bulunamayacağını, bununla birlikte davacı şirketin yaptığını iddia ettiği işe ilişkin olarak adi ortaklık tarafından T: Finans Katılım Bankası 10.01.2013 tarihli ....... numaralı çek ile ödeme yaptığını, yine fatura tutarının KDV ödemeleri ve KDV tutarını mahsup etmeksizin toplam fatura tutan üzerinden alacak talebinde bulunduğunu, davacının davasımn haksız ve mesnetsiz olduğunu, müvekkilinin kötü niyetli olmadığını belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir....

        Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; adi ortaklığın feshi ve tasfiyesine ilişkin davalara bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğunu, görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, müvekkil ile davacı arasında ....... isimli şirketin internet sitesi üzerinden satış yapmak üzere bir adi ortaklık ilişkisi kurulduğunu, bu ortaklığın kurulduğu tarihten itibaren tarafların arasında anlaşmazlık yaşandığını ve ortaklığın sürdürülmesinin zor hale geldiğini, ortaklığın tasfiyesi ve kar paylarının dağıtımı için birçok kez görüşme talebi iletildiğini, davacı yanın kanunen yükümlülüğü bulunmasına rağmen hesap vermekten kaçındığını, davacı yanın ortaklık sözleşmesinin kurulduğu tarihte ....... adlı şirkette ücretli çalıştığını, müvekkilin giderlerinin davacı tarafından inkar edildiğini, davacının yaptığını iddia ettiği giderleri belgelendiremediğini, müvekkilin davacı ile ....... şirketi arasında yapılan anlaşma hususunda yanıltıldığını, davacı tarafından iade edildiği için ortaklık hesabından...

          dolayı şirketin feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            durumunda şirketin yahut varlıklarının veya malvarlığı değerlerinin satılmasına veya feshi ile tasfiyesine karar verme yetkisi Fon Kuruluna devredilmiştir....

              Taraflar arasında franchise sözleşmesinin imzalanmasından sonra 01.02.2010 tarihinde davalı şirketin ortaklık yapısı tamamen değişmiş ve davacı şirket tarafından sözleşmenin 15.2 maddesi gereğince devre muvafakat edilmiştir. Bununla birlikte davalı şirketin ortaklık yapısı 21.02.2011 tarihinde tekrar tamamen değişmiş, ancak bu sefer franchise veren davacı şirketin muvafakati alınmadan pay devir işlemleri gerçekleştirilmiştir. Bunun üzerine davacı şirket tarafından ortaklık yapısının eski hâline getirilmesi için sözleşmenin 16.3 maddesi gereğince telafi ihtarnamesi de gönderilmiştir. Bu hâliyle franchise sözleşmesinin 15.2 maddesi gereğince franchise alan şirketin ortaklık yapısının franchise verenin muvafakati olmadan değişmesinin sözleşmenin ihlali niteliğinde olduğunun ve davacı şirkete dava konusu franchise sözleşmesinin davalı şirketin her yeni ortağına bildirimi gibi bir zorunluluğun yüklenemeyeceğinin kabulü gerekir....

                Eldeki dava, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra, 26.03.2015 tarihinde açılmıştır. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre; bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin, taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi'nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır.Yine, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir....

                Davacı tarafça dosyaya tarihsiz adi ortaklık sözleşmesi ibraz edilmiş, davalı tarafça sözkonusu sözleşmenin geçersiz olduğu, davalı şirketin iki temsilcinin müşterek imzaları ile temsilinin düzenlendiği,sözleşmenin tek bir temsilci tarafından imzalandığı, diğer şirket temsilcisinin onay vermemesi sebebiyle sözleşmenin geçersiz olup, yürürlüğe de girmediği beyan edilmiştir. Dosyadaki imza sirkülerine göre, davalı şirketin, iki temsilcinin müşterek olarak atacakları imza ile temsil edileceğinin düzenlendiği görülmüştür.Bu bağlamda asıl uyuşmazlık; öncelikle taraflar arasında adi ortaklık sözleşmesinin kurulup kurulmadığının tespiti noktasında toplanmaktadır. "...Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri bir sözleşme olup, adi ortaklık ilişkisi mutlaka sözleşme temeline dayanır. Adi ortaklık sözleşmesi yazılı yapılabileceği gibi sözlü de yapılabilir....

                  UYAP Entegrasyonu