ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/727 Esas KARAR NO : 2023/138 DAVA : Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin) DAVA TARİHİ : 01/12/2021 KARAR TARİHİ : 07/03/2023 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı ile davalı ...'ın ... tarihinde 50.000 TL sermaye ile ... ortak olarak ... İnş. Tic. Ltd. Şti. ünvanlı şirketi kurdukları, davalının davacının kayınbiraderi olduğunu, şirkette davacı ile davalının müdür olarak atandığı ve münferit yetkili kılındığını, şirket kuruluşundan sonra davalı hakkında icra takipleri başlatıldığı ve hissesine haciz gelmesini önlemek için davalının ... tarihinde 24 payını davacıya devrettiği, akabinde ... tarihinde ise bu 24 payın davalı ...'ın talebi üzerine annesi ... ...'...
, şirket mal varlığı ve ortakların haklarının korunması gayesi ile şirkete tedbiren kayyım atanabileceğine dair Yargıtay içtihatları doğrultusunda, istem halinde, şirket müdürünün azline ilişkin davada şartların oluşması halinde, tedbiren şirkete yönetim kayyımı atanabileceği, davacının ise, şirketin organsız kaldığı ve bu nedenle şirkete yönetim kayyımı atanması veyahutta şirketin haklı sebeple feshine yönelik dava talebinde bulunmadığı gibi, şirket müdürünün azline yönelik, şirket müdürü aleyhine azil davası açmadığı, iş bu nedenle davacının tedbiren davalı şirkete kayyım atanmasına ilişkin talebinin reddi gerektiği, Yine her ne kadar davacı tarafça şirketin kuruluşundan bu yana ortaklık payı nedeniyle ödenmesi gereken kâr payı miktarının tespiti ile, iş bu alacağın davalı şirketten alınarak davacıya ödenmesi talebinde bulunmuş ise de, TTK nun 608 ve devamı maddeleri ile TTK nun 616/1-e maddesine göre, kâr payının dağıtılması, genel kurulun devredilemez yetkileri arasında sayılmış olup...
ortaklardan birisi tarafından şirket temsilciliğinden azline ilişkin açılan dava sonucu mahkemece anılan ortağın azline karar verildiğini, bu arada bir kısım ortakların vefat ettiğini, mirasçılarının ise mirası reddettiklerini, bunun üzerine 12.05.2010 tarihli ortaklar kurulu kararı ile ... ’ün yeniden şirket temsilcisi olarak seçildiğini, alınan kararın tescili için davalı idareye başvurulduğunda; mirasın reddine ilişkin açılan davaların sonucunun beklenerek ortaklık yapısının belirlenmesi ve buna göre toplantı ve karar yeter sayısının değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle tescil istemini reddettiğini, oysa alınan karara ilişkin toplantı ve karar nisabının yeterli olduğunu ileri sürerek, Ticaret Sicil Memurluğu işleminin iptali ile ortaklar kurulu kararının tescilini talep ve dava etmiştir. Davalı idare davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, dosya kapsamına göre, davanın reddine dair verilen kararın davacı vekilince temyizi üzerine karar Dairemizce onanmıştır....
Şti, davalının ... ve konusunun 12/02/2018 tarih ve ... karar sayılı ortaklar kurulu kararının yok hükmünde olduğunun ve davalının müdürlük sıfatının oluşmadığının tespiti istemine ilişkin olup, davanın pasif husumet yokluğuyla reddine karar verildiği, işbu davanın aynı istemli olarak ... tarafından ...... Ltd. Şti aleyhine açıldığı, anılan Mahkeme dosyasının aynı Mahkemenin ... E sayılı dosyasından tefrik edildiği anlaşılmaktadır. ...'nin ... esas sayılı dava dosyasının incelenmesinde; davacının ..., davalının ... ...Limited Şirketi, dava konusunun şirket müdürü ...'nin müdürlükten azline ilişkin kararın alındığı karar defterinin usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle iptaline, iptali istenen karar defteri ile alınan müdürlükten azil kararının iptaline, ...'ne 13/07/2018 tarihinde yapılan müdürlük azline ilişkin tescil işleminin iptali istemine ilişkin ve davanın derdest olduğu, duruşmasının 12/09/2023 gününe talik edildiği anlaşılmaktadır. Mahkememizin işbu ......
Şirket alacaklarının yöneticilerin şirketi zarara uğratmaları nedeniyle yöneticilerin sorumluluğu yönünde dava açabilmeleri için şirketin iflas etmiş olması gerekmektedir. Aksi takdirde alacaklıların şirket yöneticilerine yönelik dava açmaları mümkün değildir. Kanun koyucu, iflas etmemiş olması durumunda şirket dışında bulunan alacaklıların dava açmasında bir menfaat görmemiştir. Alacaklının alacağını şirketi takip etmek suretiyle tahsil etme imkanı var iken şirket yöneticisine sorumluluk davası açması yeni düzenleme ile yerinde bulunmamaktadır. Ancak şirketin iflası halinde bu hak şirket alacaklılarına tanınmaktadır. Bu sebeple alacaklıların şirket yöneticilerine sorumluluk davası açabilmesi şirketin iflas etmiş olması haline bağlanmıştır. Dolayısıyla alacaklının, şirket yöneticilerine karşı aktif husumet yöneltebilmesi için, şirketin iflas etmiş olması bir dava şartıdır. Yargıtay 11.Hukuk Dairesi'nin 2015/15190 esas, 2017/2684 karar sayılı ilamında da aynı görüş benimsenmiştir....
Davalı vekili, müvekkilinin iyiniyetli yetkili hamil olduğunu, davacı şirketin ticari mümessili olan . tarafından çekin davacı şirket adına cirolandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, çekin bankaya ibraz edildiği tarihte davacının ticari mümessili .t'ın azline ilişkin üçüncü kişilere yapılmış herhangi bir ilanın bulunmadığı, bu nedenle ticari mümessilin atmış olduğu imzadan dolayı davacı şirketin sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmü taraflar vekilleri temyiz etmiştir. 1-Davacı vekili, davalı vekilinin temyiz dilekçesine karşı düzenlediği temyize cevap dilekçesinde hükme ilişkin temyiz itirazlarını ileri sürmüşse de söz konusu dilekçenin HMK’nun Geçici 3’üncü maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen HUMK’un 433. maddesinde öngörülen 10 günlük yasal süre içinde verilmediği anlaşıldığından davacı vekilinin katılma yoluyla temyiz isteminin süre yönünden reddine...
Esas ....Karar sayılı ilamında "....Dava anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin görevden azli, kabul edilmemesi halinde yetkilerinin sınırlandırılması ve şirkete yönetici kayyım atanmasına ilişkin olup; mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de Dairemizin .... esas ..... karar 24.02.2015 tarihli kararında da belirtildiği gibi azil yetkisi 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun anonim şirketlere ilişkin 364 ve 408. maddeleri gereği münhasıran genel kurula hasredilmiştir. Bu durumun tek istisnası TTK 334/2 hükmü olup [PULAŞLI, Hasan, Şirketler Hukuku Genel Esaslar, Adalet Yayınevi, Ankara, 2013, s.406-407], somut olayda şirket ortaklarının yöneticilerin azli veya yetkilerinin sınırlandırması amacıyla mahkemeye başvuru hakkı tanıyan bir hükmü bulunmamaktadır....
konularak şirket müdürünün azline, şirkete kayyum atanmasına, TTK.m.636/2 ve 3. maddesi gereği şirketin feshine ve kayyumun tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/263 Esas KARAR NO : 2022/532 DAVA : Ticari Şirket (Nevi Değiştirmeye İlişkin) DAVA TARİHİ : 08/04/2022 KARAR TARİHİ : 13/06/2022 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Nevi Değiştirmeye İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirkete dışarıdan müdür olarak atandığını ancak daha sonra alınan karar ile imza yetkisinin alındığını fakat bunun tescili için gerekli işlemlerin yapılmadığını belirtmiş bunun tescilini talep etmiştir. Davalı taraf davaya cevap vermemiştir. Davalı şirketin sicil dosyasının incelenmesinde davacının 31.05.2021 tarihinde dışarıdan şirket müdürü olarak atandığı 26.07.2021 tarihli genel kurulda ise imza yetkisinin iptaline karar verildiği görülmüştür. Eldeki dava müdürlükten azlin tespit ve tescili talebidir....
Her ne kadar mahkumiyet kararı temyiz edilmiş ise de şuan yasal olarak şirketin genel kurul toplantısını yapma ve şirket ortaklarını toplantıya çağırma hakkım elimden alınmış durumdadır. Zira ortaklık payıma da el konulmuştur." şeklinde beyanda bulunmuştur. Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğü internet sitesinden temin edilen ...Ltd. Şti.' ne ait ticarikayıtlar, şirket müdürü ... hakkında Antalya ... Ağır Ceza Mahkemesi'nin .../... Esas sayılı dosyası üzerinden verilen mahkumiyet kararı dikkate alınarak, şirketin tek yetkilisi ve ortağı olan ...'nun TCK.53 maddesi uyarınca belirli haklarından mahrum bırakıldığı, yine ticari kayıtlara göre ortaklıklık payına tedbir konulduğu anlaşılmakla, şirket müdürlüğünden azline dair davanın kabulüne, şirketin yasal organları oluşuncaya kadar genel kurulu toplantıya çağırmak için yetkili kılınmak üzere TMK 427/4 maddesi uyarınca ...' nun ( t.c: ...) şirkete kayyım olarak atanmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....