WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ticari davalar mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılmaktadır. Birici gurupta mutlak ticari davalar yer alır. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK'nın 4. maddesinde ve diğer bazı kanunların ilgili hükümlerinde açıkça gösterilmiştir. İkinci gurupta, nispi diğer ticari davalar yer almakta olup nispi ticari davalar, her iki tarafın tacir olduğu ve işin de tarafların ticari işletmesi ile ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için hem her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gerekir. Üçüncü grup ticari davalar ise yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır....

    şirket ortaklığından kaynaklanan haklarını tam olarak elde edemediği gibi şirketlerin sorumluluklarını dahi en ince ayrıntısına kadar bilmediğini, bu bilgiler ışığında ...'...

      ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2023/297 ESAS KARAR NO:2024/264 DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ:19.04.2023 KARAR TARİHİ:12.03.2024 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; --- hakkında------- sayılı dosyasından 23.05.2019 tarihinde iflas kararı verildiğini, tasfiye işlemlerinin, ----- sayılı dosyasından basit usulde iflas müdürlüğünce yürütüldüğünü, bilirkişi marifetiyle müflis şirketin ticari defterleri incelettirildiğini, şirket ortakları --------------- ödenmemiş sermaye borcu olduğunun tespit edildiğini, İflas müdürlüğünce ikinci maddede zikredilen şirket ortaklarına sermaye borçlarını 7 içinde ödenmesine yönelik ihtarlı muhtıra tebliğ edildiğini, davalı yanın, ödemekle sorumlu olduğu sermaye borcunu ödemediğini, İflas Müdürlüğünce, bilirkişi raporuyla sabit sermaye borcunu ödemeyen, ihtarlı muhtıraya itiraz...

        Türk Lirası civarında olduğunu, şirketin ... tarihli genel kurul tutanaklarının incelenmesinde ... sayılı genel kurulun kararında davacı ... temsilcisi ... ... bizzat “sermaye artırımı yapılan şirket "... A.Ş” nakdi sermaye artırımı öncesi TTK m.462 uyarınca, gayrimenkul değer artışları fon yaratılmak (oluşturulmak) suretiyle içkaynaklardan sermaye artırımı yapılması olanaklı iken bu fonlar yaratılmaksızın nakdi sermaye artışına karar verilmesi, bu gün itibariyle geçmişten bugüne pay sahibi olanların sermaye artırımına iştirak edememesi halinde azlık ve küçük pay sahipleri ekonomik olarak ciddi bir zarar görecektir....

          DAVA:Öz Sermaye Tespiti DAVA TARİHİ:20/11/2021 KARAR TARİHİ:24/03/2022 Mahkememizde görülmekte olan Öz Sermaye Tespiti davasında; DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkil şirketin 10/11/2021 tarihli ortaklar kurulu kararı ile şirket alacaklarının TTK 127.madde hükümleri çerçevesinde sermayeye eklenmesi için gerekli işlemlerin yapılmasına karar verildiğini, şirket tek ortağı ....şirketinden olan ve fatura laacağına dayanan ticari borç niteliğindeki 7.894.826,56-TL tutarındaki alacaklarının 6.537.200,00-TL'si müvekkil şirket sermaye artırımında kullanılmak üzere ayni sermaye olarak ilave edilmesi istendiğini, müvekkil ... şirketinden olan fatura alacağına dayanan ticari borç niteliğinde alacaklarının müvekkil şirket sermaye artırımında kullanılmak üzere ayni sermaye olarak konulması için bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle öz sermaye değer tespitine karar verilmesini talep ve dava ettikleri anlaşıldı....

            Davacı vekili birleşen davada, davalı şirket yönetim kurulunun ....11.2014 tarihinde aldığı kararla, müvekkilinden sermaye artırımından dolayı oluşan bakiye sermaye borcunu ........2014 tarihine kadar ödemesini istediğini, aksi takdirde temerrüt hükümlerinin uygulanacağının müvekkiline ihtar edildiğini, kararın hukuka aykırı olup iptali gerektiğini zira, müvekkilince davalı şirket aleyhine açılan davada davalı şirketin haklı sebeple feshinin talep edildiğini, davanın derdest olduğunu, anılan dava sonuçlanıncaya kadar şirketteki ortaklık yapısının korunması gerektiğini zira, davacının ayrılma payının dava veya karar tarihindeki parasal değer üzerinden hesaplanacağını, sermaye artırım kararında sermaye borcunun ... ay içinde ödenmesinin öngörüldüğünü, yönetim kurulunca alınan kararda ise borcun bir ay içinde ödenmesinin talep edildiğini, davalı şirketin bu işlemiyle müvekkiline ait hisseleri ele geçirme amacı güttüğünü, TKK’ya göre, sermaye ödeme borcunun ... ay içinde yerine getirilmesinin...

              A.Ş. deki hisseleriyle ilgili rüçhan hakkını kullandıktan sonra bu haktan feragat edemeyeceği, bu hakkı kullandığı için dava konusu payların maliki olduğu, sermaye borcunu ifa etmediği paylar bakımından da pay sahipliği sıfatının devam ettiği, ...'ın dava konusu payların mülkiyetini devrettiğinden veya kaybettiğinden bahsedebilmek için kendisinin bu payları başkalarına açıkça devretmiş olmasının veya şirket tarafından kendisi hakkında ıskat protestosunun uygulanmasının gerektiği, şirketin davalı hakkında yürüttüğü işlemlerin TTK'nın 408. maddesine uygun olmadığı, ortağın sermaye borcunu yerine getirmemesi halinde şirket tarafından onun paylarının diğer ortaklara devrinin sağlanmasının hukuken mümkün olmadığı hisse devrine ilişkin şirket yönetim kurulu kararının batıl olduğu, ...'a ait payların devrinin geçersiz olduğu, dava konusu payların halen davalı ...'...

                ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2016/457 Esas KARAR NO: 2021/404 DAVA : Ticari Şirket (Sermaye Koyma Borcuna İlişkin) DAVA TARİHİ: 15/04/2016 KARAR TARİHİ : 08/06/2021 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Sermaye Koyma Borcuna İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların aralarında --------altında ----- olarak belirlendiğini, şirket ana sözleşmesinin ------- taraflarca imza altına alındığı ve şirket faaliyetlerine başlandığını, şirket ana sözleşmesinde de açıkça görüleceği gibi şirket sermayesinin ---- olarak belirlendiğini ve taraflarca hisse bedelinin ---- ödenmek üzere taahhüt yapıldığını, geçen ------ zarfında davalı tarafın sermaye koyma borcunu yerine getirmediğini, ayrıca davalı tarafın taahhüt ve yükümlülüklerini yerine getirmemesinden ötürü alacaklıların yasal işlem başlattığını, kira borçlarından ötürü gayrimenkul sahibinin ---- dosyası ile --- tutarında İcra takibi başlattığını, ----...

                  Buna karşın alacaklılara karşı sınırlı sorumlu olan ve şirket için sermaye yatırımcısı konumu ön plana çıkan komanditer ortağın ortaklık kârından elde ettiği pay Gelir Vergisi Kanunu'nun 75. maddesinin ikinci fıkrasının (2) numaralı bendi uyarınca iştirak hisselerinden doğan kazançlar zümresine dahil olan menkul sermaye iradı hükmündedir. Olayda davacının adi komandit şirketin komandite ortağı olduğu, adi komandit şirketin limited şirketten kâr payı elde ettiği, davacının adi komandit şirketteki ortaklığı nedeniyle ticari işletme bünyesine limited şirketten intikal eden kâr payını şahsi ticari kazanç olarak elde ettiği ihtilafsızdır. Bu nedenle davacının ticari kazanç hükümlerine göre vergilendirilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır....

                    Buna karşın alacaklılara karşı sınırlı sorumlu olan ve şirket için sermaye yatırımcısı konumu ön plana çıkan komanditer ortağın ortaklık kârından elde ettiği pay Gelir Vergisi Kanunu'nun 75. maddesinin ikinci fıkrasının (2) numaralı bendi uyarınca iştirak hisselerinden doğan kazançlar zümresine dahil olan menkul sermaye iradı hükmündedir. Olayda davacının adi komandit şirketin komandite ortağı olduğu, adi komandit şirketin limited şirketten kâr payı elde ettiği, davacının adi komandit şirketteki ortaklığı nedeniyle ticari işletme bünyesine limited şirketten intikal eden kâr payını şahsi ticari kazanç olarak elde ettiği ihtilafsızdır. Bu nedenle davacının ticari kazanç hükümlerine göre vergilendirilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu