Noterliğinden ihtarname keşide ettiğini, ayrılmak istediğini şirket müdürüne ilettiğini, şirket ortağı ve müdürün ihtara cevap vermediğini, vergi dairesinden yaptığı araştırma neticesinde şirketin faaliyeti terk durumunda olduğunu öğrendiğini, bu durumu öğrendiğinde yasal yükümlülüklerden sorumlu olmamak adına şirket ortağı ve şirket müdürüne Üsküdar ... Noterliğinden ihtarname keşide ettiğini, tebligatın şirketin gösterilen adreste mukim olmadığından tebligatın yapılamadığını, ihtarın 13/06/2022 tarihinde...' a tebliğ edildiğini ancak herhangi bir yanıt verilmediğini, bu nedenlerle davanın kabulü ile TTK hükümleri uyarınca haklı sebeplerle şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı şirkete ve müdür olan diğer davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış ancak cevap dilekçesi sunulmadığı görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, davacının ortağı olduğu davalı şirketten haklı nedenle çıkma talebine ilişkindir....
Mahkemece iddia, savuma ve tüm kanıtlara göre, davalı şirketin limited şirket olması nedeniyle, ortaklar kurulu karar almadıkça kar payı alınamayacağı, şirket hesaplarının eksi bakiye vermiş olması nedeniyle ortaklık payı ve kar payı talebinin reddi gerektiği, davacının çıkma sebebi olarak ileri sürdüğü toplantıya çağrılmadığı iddiasına karşısında incelenen karar defterine göre iki toplantı yapıldığı ve davacının bu iki toplantıya katıldığının anlaşıldığı, ayrıca şirketin işleri hakkında bilgi verilmediği yönündeki ve taraflar arasında güven kalmadığı ve aralarında anlaşmazlık olduğu iddiasını ise ispatlayamadığı, kar payının verilmemesinin ortaklıktan çıkma için haklı neden olamayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....
DAVA : Ticari Şirket ( Kar Payı Alacağının Tespit ve Tahsili) DAVA TARİHİ : 21/06/2021 KARAR TARİHİ : 18/05/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 24/05/2022 Mahkememizde açılan Ticari Şirket ( Kar Payı Alacağının Tespit ve Tahsili) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesiyle ; davacı murisleri ...'...
nin kurulduğu 2015 yılında aktif olarak ticari faaliyette bulunduğu ve kar ettiği, 2016 yılında bir önceki yıla göre daha az ticari faaliyetin olduğu ve zarar ettiği, 2017 ve devam eden yıllarda ise herhangi bir ticari faaliyette bulunmadığı, şirketin zarar etmeye devam ettiği, ...’nin aralarındaki ticari ilişki sebebiyle ortağı olduğu şirkete 01.04.2016 tarih A-001671 nolu 64.900,00-TL bedelli fatura düzenlediği, işbu faturanın şirket tarafından kabul edilmeyip iade edilmesi üzerine 15.04.2021 tarih A-001673 nolu 46.306,37-TL fatura düzenlediği, şirket defterlerine göre; şirketin 2016 yılından 235,40.TL ...den alacaklı olduğu, şirketin 2020 yılı ticari defter ve belgelerinde davacı ortağın "331.02. ... ” olarak kayıtlı olduğu ve bu hesaba göre şirketin davacı ortağa 132.582,76....
in 15.03.2010 tarihli ortaklar kurulu kararıyla şirket müdürü olarak atandığını, şirketin Aralık 2010 tarihinden beri kar payı dağıtımı yapmadığı gibi şirket müdürünce şirketin faaliyetleri hakkında kendisine bilgi verilmediğini, şirketin adresinin sahte imzalarla değiştirildiğini, şirket müdürünün kendisine verilen yetkiyi kötüye kullandığını, yapılan ihtarlara cevap vermediğini, ileri sürerek şirket müdürünün azline, şirketin yurt içi ve yurt dışı tüm mal varlıkları, sözleşme ve ihale bedeli alacakları banka hesapları, alacak ve borçları tespit edilmek suretiyle müvekkilinin hissesine düşen değerlerin verilmesine TTK'nın 551 ve 504. maddeleri gereğince müvekkilinin şirket ortaklığından çıkartılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, 06.02.2013 tarihli dilekçesi ve 18.06.2013 tarihli celsedeki beyanıyla taleplerini şirket ortaklığından çıkmaya izin verilmesi olduğunu belirtmiştir....
bulunmadığında ise kar payı dağıtımı ile ilgili genel kurulda bu yönde bir karar alınması gerektiği, genel kurulda alınan kararda kar payı dağıtımı kararı alınması ise de öncelikle ilgili genel kurul kararının iptalinin talep edilmesi ve ardından böyle bir dava açılması gerektiğin, oysa davalı şirketin yetkilisinin taraflarına beyanına göre ana sözleşmede kar payı dağıtımı ile ilgili bir hüküm bulunmadığı gibi yine hiçbir genel kurul kararında kar payı dağıtımı konusunda bir karar da alınmadığını, aynı yönde davalı davacı şirkete karşı açılan Konya ....
bulunmadığında ise kar payı dağıtımı ile ilgili genel kurulda bu yönde bir karar alınması gerektiği, genel kurulda alınan kararda kar payı dağıtımı kararı alınması ise de öncelikle ilgili genel kurul kararının iptalinin talep edilmesi ve ardından böyle bir dava açılması gerektiğin, oysa davalı şirketin yetkilisinin taraflarına beyanına göre ana sözleşmede kar payı dağıtımı ile ilgili bir hüküm bulunmadığı gibi yine hiçbir genel kurul kararında kar payı dağıtımı konusunda bir karar da alınmadığını, aynı yönde davalı davacı şirkete karşı açılan Konya ....
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava hukuki niteliği itibariyle; davalı limited şirket nezdinde dağıtılmayan kar payı alacağının tahsili istemine ilişkindir. Dairemizce inceleme, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, istinaf nedenleri ve kamu düzeni gözetilerek yapılmıştır. Kar payı, ancak şirketin ortaklar kurulu kararıyla muaccel olur ve istenebilir hale gelir....
, davacının davalı şirket ortaklığından çıkmasına ve çıkma payı 114.814,65 TL'nin karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınmasına, davalı ...’e yönelik davanın reddine karar verilmiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK'nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, şirket ortaklığından çıkma, ayrılma akçesi ile demirbaş, ticari gelir, kira gelirleri, huzur hakkı vb diğer alacakların, ayrıca kar payı alacağının tahsili istemleri açılan davada, davacının şirkette bulunan hisseleri olmak üzere her türlü irat ve kazançlar üzerine tedbir konulması ve davacının rekabet yasağı, yan edim ve sadakat yükümlülüklerinin dondurulması şeklinde tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçelerle ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir. İhtiyati tedbirin şartları 6100 Sayılı HMK'nın 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir....