Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınır, Bakanlar Kurulunca çıkarılacak kararnamede gösterilir.'', 12. maddesine göre “Bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir.”...
Mahkememizin görevli olabilmesi için uyuşmazlığın davanın her iki tarafının da ticari işletmesi ile ilgili olması, bir başka değişle her iki tarafın da tacir sıfatının bulunması gerekmektedir. Bu doğrultuda mahkememizce davacının gerçek kişi tacir sıfatının bulunup bulunmadığı, ticari işletme işletip işletmediği, işletmesinin esnaf işletmesi sınırını aşıp ticari işletme boyutunda olup olmadığı hususunda ilgili yerlere müzekkere yazılmış ve araştırılmış, gelen yazı cevaplarından davacının ticari işletme kaydı bulunmadığı, esnaf sicil kaydı bulunduğu, vergi dairesinden gelen vergi beyannamelerinden de gelirinin esnaf sınırını aşar boyutta olmadığı anlaşılmakla davacının tacir sıfatı bulunmaması nedeni ile mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu sonuç ve kanaatine varılarak davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Mutlak ticari davalar yanında nisbi ticari davalar da bulunup, TTK'nun 4 maddesi 1 bendine göre, bir davanın nisbi ticari dava sayılabilmesi için her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması gerekir. Maddedeki ticari işletme kavramının neyi ifade ettiği hususunun değerlendirilmesi gerekmektedir. 6102 Sayılı TTK'nun 11 maddesinde ticari işletme tanımı yapılmış ticari işletme ile esnaf arasındaki sınır Bakanlar Kurulunca çıkartılacak kararnamede gösterilir hükmüne binaen, 21/07/2007 tarih 26589 sayılı resmi gazetede yayınlanan 2007/12362 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile esnaf, sanatkar ve tacir sanayici ayrımı belirlenmiştir. Bu belirlemeye göre VUK 177.maddesinde belirtilen hadlerden 1. ve 3. bendindeki konularda faaliyette bulunanların yarısını, 2.bendindeki faaliyetlerde bulunanların tamamı dikkate alınarak bu rakamları aşanlar tacir olarak kabul edilmiştir....
Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’de ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur. Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nin 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler....
Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Somut olayda, davacı bir sermaye şirketi, davalı ise gerçek kişidir. Davalının ticaret odası kaydı olmadığı yazı cevabından anlaşılmaktadır. Satış sözleşmesinden kaynaklı davalar, mutlak ticari dava değildir. Davacının vergi beyannamelerinin istendiği ve 2....
Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. . sayılı . . ... maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. .; ...., kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır....
Hasılat kirasından söz edilebilmesi için hasılat getiren bir taşınır ya da taşınmaz mal, ticari işletme ya da hakkın kira ilişkisinin konusunu oluşturması ve kiralananın demirbaşları ve işletme ruhsatı ile birlikte kiraya verilmesi ve bu konuda sözleşme imzalanması gerekir. Taksi şoförü ile taksi sahibi arasındaki ilişki bir iş sözleşmesi olabileceği gibi, somut olayın koşulları dikkate alındığında taraflar arasındaki ilişkinin hukuki niteliği pekala hasılat kirası olarak da nitelendirilebilir. Ticari taksi işletilmesinde aracı kullanan şoför üzerinde eğer taksi sahibinin gözetim ve denetimi varsa bu takdirde taraflar arasındaki ilişkinin iş sözleşmesi olarak nitelendirilmesi gerekir....
Eldeki dava satış sözleşmesinden kaynaklı bir uyuşmazlıktır ve satış sözleşmesi Türk Ticaret Kanununda mutlak ticari dava arasında sayılmamıştır. Bu bağlamda eldeki davanın nisbi ticari dava olup olmadığı üzerinde durulmalıdır. Bilindiği üzere nisbi ticari dava; her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olan davalardır. Davacı gerçek kişi duruşmada çiftçi olduğunu beyan etmiştir. Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/161 Esas sayılı dosyasında davalı şirket davacıya karşı itirazın iptali davasını ikame etmiştir ve bu davada ... ile ilgili araştırma yapılmıştır. Bu araştırma sonucuna ilişkin evraklar Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinden getirtilmiştir. Gelen evraklarda davacı ...'ün esnaf işletmesi kaydı olmadığı, ticari işletme kaydı olmadığı ve vergi mükellefiyet kaydı olmadığı belirtilmektedir. UYAP üzerinden yapılan sorgulamada da davacının ticari işletme işlettiğinden bahisle vergi kaydı olmadığı görülmüştür....
Kadifekale Vergi Dairesi'nden davacının tacir kaydının olup olmadığı sorulmuş, davacının, gerçek usulde ticari kazanç yönünden kaydı olduğu ve işletme hesabı esasına göre defter tuttuğu, bu sebeple Ba-Bs verme zorunluluğunun bulunmadığı açıklanmış, 2021 yılı gelir vergisi beyannamesi gönderilmiştir. GEREKÇE:Dava; eser sözleşmesinden sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır....
Zira, 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar dışında, ticari davayı ticari iş esasına göre değil ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez....