İkinci fıkra tüm bu sakıncaları ortadan kaldırmak amacıyla kaleme alınmıştır.” şeklinde olduğunu belirterek, 6102 Sayılı TTK’nun 410/2. maddesi gereğince, davalı anonim şirketin genel kurulunun ekte yer alan gündemle olağanüstü toplantıya çağrılması için pay sahibi müvekkiline izin ve yetki verilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili şirkette herhangi bir organ boşluğu bulunmadığını, bu durumun .... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... E. sayılı davası ile sübuta erdiğini, bu haliyle de TTK'nın 410/2. maddesindeki şartların oluşmadığını, TTK'nın 410/1. maddesindeki yasal düzenlemeden görüldüğü üzere müvekkili şirketin yönetim kurulu olduğu gibi genel kurul toplantı daveti yapma konusunda yetkisi de bulunduğunu, kaldı ki, davacının annesi tarafından .... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ......
Davalı şirket esas sözleşmesinin tetkikinde, hisse senetlerinin nama yazılı olduğunun düzenlendiği, bununla birlikte yine davalı şirket kayıtlarının incelenmesi sonucunda; davalı şirkette ortaklara nama yazılı hisse senedi yerini tutmak üzere hisse senedi geçici---- verilmesinin 23.10.2012 tarihli yönetim kurulu kararı ile gerçekleştiği, öncesinde davalı şirkette --- ---- bulunmadığı; bundan başka davaya konu yönetim kurulu kararında da devrin tarafları arasında belirli bir tarihte imzalanmış bir hisse devir sözleşmesinden bahsedilmediği gibi şirket kayıtlarında da böylesi bir kayda rastlanmadığı belirlenmiştir. Bundan başka davalı şirkette tespit edilen ----açılış tasdiki yapılmış bir defter olduğu, davalı şirkette daha önce bir pay defteri tutulmadığı, karar defterindeki ---- belirlenmiş, aynı kararda davalı şirket yönetim kurulunca; ------- bulunamaması nedeni ile yenisinin mevcut --- tarafından noterden tasdik ettirilmesine; 2....
A.Ş.’nin yaklaşık %54 hissedarı konumunda olup murisin ¼ oranında yasal mirasçıları olan müvekkillerine murisin vefatı ile ayrı ayrı 7.035.985,5 adet (toplamda davalı şirketin yaklaşık %27’si oranında) şirket hissesi miras yoluyla intikal ettiğini, davacıların davalı şirkette muris ... ...’ın mirasçısı sıfatıyla pay sahibi olmaları nedeniyle, pay sahibi sıfatıyla davalı şirkete ilişkin inceleme haklarının haksız olarak reddedildiğini, davalı ......
Dava, TTK 486/3 maddesine dayalı olarak açılan nama yazılı pay senedinin teslimi istemine ilişkindir. TTK 486/3 Maddesinde; "azlık istemde bulunursa nama yazılı pay senedi bastırılır, tüm nama yazılı pay senedi sahiplerine dağıtılır" denilmiştir. Davacının; davalı şirkette %16,50 oranında pay sahibi olduğu, şirketin nama yazılı pay senetlerini bastırıp davacıya teslimini yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı taraf pay senetlerinin birçok kez tesliminin talep edilmesine rağmen bu gereğin davalı tarafından yerine getirilmediğini ileri sürmüş, davalı ise müvekkili şirketin hisse senetleri matbaada bastırılmış ise de bu bedellerin hisse senedi karşılığının itfa edildiğini savunmuştur....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/489 Esas KARAR NO : 2022/992 Karar DAVA : Zayi Belgesi Verilmesi DAVA TARİHİ : 25/05/2022 KARAR TARİHİ : 04/11/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 24/11/2022 Mahkememizde görülmekte olan Zayi Belgesi Verilmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Bakırköy Vergi Dairesi mükellefi olan ... ticaret sicil numaralı müvekkili şirkette pay devri gerçekleştiğini ve pay devrine ilişkin genel kurul kararının 11/05/2022 tarihinde İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü'nde tescil ve ilan edildiğini, söz konusu pay devrini pay defterine işlemek gerektiğinden pay defterinin hastane müdürü .... tarafından 16/05/2022 günü saat 13:30 sıralarında hastanenin arşiv odasında arandığını ancak bulunamadığını, hastane içerisinde genel bir arama da yapılmış olmasına rağmen pay defterinin bulunamadığını, bunun üzerine pay defterinin çalınmış olduğunun anlaşılarak .......
. ------ Sokak No:------ -------- adresinde -------- isimli işletmede mermer, granit vb. taş kesim ve imalat işi yaptığını, söz konusu işletmede 21/01/2024 tarihinde su baskını meydana geldiğini, olay neticesinde şirkete ait pay defterinin de aralarında bulunduğu bir kısım evrakların kullanılamaz hale geldiğini, müvekkil şirkete ait saklama yükümlülüğüne tabi olan defter ve belgelerin bu tür olaylara karşı korunması hususunda gerekli önlemleri aldığını, başvuruya konu olayda ise yakın zamanda şirkette pay devir işlemi yapılacağından pay defterinin diğer defter ve belgelerden hariç olarak kullanılmak üzere yerinden çıkarıldığı, bu sebeple yaşanan olayda yalnızca şirket pay defterinin zayi olduğunu, defterin zayi olması sebebi ile pay devir ve tescil işlemlerinin sekteye uğradığını, müvekkilin ticari işletmesinde bulunan pay defteri, müvekkilin hiçbir kusuru olmaksızın, harici ve mücbir sebeplerle zayi olduğundan Türk Ticaret Kanunu m.82/d-7 uyarınca pay defterinin zayi olduğuna dair zayi...
Somut olayda dosyaya getirtilen ticari sicil kayıtları, müzekkere cevapları ve taraf beyanları birlikte değerlendirildiğinde, davacının davalı şirkette hiç bir zaman pay sahibi olmadığı, dava dilekçesinde iddia ettiği hususlardan da anlaşılacağı üzere babasının payının kendi üzerine tescilini talep ettiği, uyap üzerinden yapılan sorgulamada davacının babasının sağ olduğu, ayrıca davacı tarafından iddiasını destekler mahiyette delil sunulmadığı anlaşılmakla davacının iş bu davayı açmakta aktif husumeti olmadığından davacının davasının aktif dava ehliyeti yokluğundan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Açıklanan yasa hükümleri gereğince; davacının davalı şirkette % 50 pay sahibi olduğu, ...'nün' de davalı şirkette %50 pay sahibi ve münferiden yetkili müdür olduğu, davalı ... ile dava dışı ...'nun müdürlük görevlerinin 16/01/2024 tarihi itibariyle sona erdiği anlaşılmaktadır. Davacının % 50 hissedar olması nedeniyle ortak sıfatıyla eldeki davayı açma hakkı bulunmaktadır. Ayrıca davalı taraf genel kurul yapılmasına ilişkin kayyım atanması talebini kabul de etmiştir. Kural olarak bu dava şirkete yöneltilmesi gereken bir dava olup diğer ortağa yöneltilmez. Diğer ortağa bu davada husumet düşmeyecektir. Ancak davalının kabulü nedeniyle diğer ortak yönünden de kabul kararı verilmesi gerekmiştir. Yargılama gideri ve vekalet ücretinden de her iki davalı sorumlu olacaktır....
Ancak somut olayda davacı, paydaş olduğu şirkette genel merkez çalışan kadrosunda önemli sirkülasyon yaşandığını, Birliğin hizmet almakta olduğu mali müşavirlerin şahsında değişiklik yoluna gidildiğini, bu süreçte İflas Nedeniyle Tasfiye ...Şti’nin bir kısım ticari defterleri anılan personelden teslim alındığını, bu defterlerin arasında pay defterinin bulunmadığı hususunun şirket yetkilerince yeni fark edildiğini beyanla kaybolduğunu belirterek pay defteri yönünden zayi belgesi verilmesi talep edilmiş olup, davacının paydaşı olduğu şirketin ticari defterlerini korumada gerekli dikkat ve özen göstermediği, ayrıca bu durumun TTK 82/7 maddesi uyarınca zayi belgesi verilmesinin gerektirir hallerden de olmadığı kanaatine varılmış olup, talebe konu defter yönünden zayi belgesi verilmesi koşulları oluşmadığında davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
Tescili lazım geldiği halde tescil edilmemiş veya tescil edilip de ilanı gerekirken ilan edilmemiş olan bir husus ancak bunu bildikleri ispat edilmek şartıyla, üçüncü şahıslara karşı dermeyan edilebilir.” şeklinde açıklanmıştır. Öte yandan, limited şirket pay devrinin geçerli olabilmesi için ... 520. maddesine göre, limited şirket pay devrinin yazılı şekilde yapılması ve imzaların noterce tasdik edilmesinden sonra, pay devrinin limited şirkete bildirilerek, ana sözleşmede aksine hüküm yoksa ortakların en az dörtte üçünün devre muvafakat etmesi ve bunların esas sermayenin dörtte üçüne sahip olması, ayrıca devrin pay defterine kaydedilmesi gerekir....