ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2024/33 KARAR NO : 2024/311 DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli) DAVA TARİHİ : 12/01/2024 KARAR TARİHİ : 24/04/2024 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davalı şirketin kuruluştan sonra bir süre faaliyet gösterdiğini, ardından ortakların ilgilenmemesi neticesinde şirketin işi bıraktığını, şirketin aktif olarak faaliyet göstermemesi, kanunen gerekli organların yokluğu, işi bırakması, ortakların şirketin devamı niteliğinde iradesi olmaması, şirket defterlerinin tutulmaması ve neticeten mükellefiyet kaydının re'sen terk edilmesi nedenleriyle şirketin tüzel kişiliğinin sona erdirilmesi gerektiğini, somut olayda da uzun yıllardır şirketin zorunlu organları oluşturulmamış olup şirketin gayrifaal fiili durumunun resmiyete kavuşturulması gerektiğini belirterek TTK m. 636 hükmünün gereği olarak şirketin sona erdirilmesi ve sicilden...
ın vermediğini, şirket muhasebecisi ....' e istemeyi denediğini, karları ve bilançosu tespit edilebilineceğini, TTK hükümleri gereği haklı sebeplere dayanan fesih talebinin kabulüyle davalı şirketin tasfiyesine. kabul edilmemesi halinde davacıya ait hisse değerlerinin dava tarihi itibariyle tespiti ile (müvekkil) hissesine isabet edecek meblağ ve ortaklığın sona ereceği güne kadar ki kazançları ile birlikte davalı şirket ve davalı şirke ortaklarından müştereken ve müteselsilen tahsili, dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari daizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile, davacı müvekkiline ödetilmesine ve davacının şirketten çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava ettiği, yapılan yargılama sonucunda Alanya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 22/09/2021 tarih ve ......
Talep; TTK'nın 636/3 maddesi uyarınca davalı şirketin haklı sebeple feshi ve tasfiyesi talepli davada, şirkete tedbiren yönetim kayyımı atanması talebine ilişkindir.Mahkemece 06/08/2024 tarihli ara karar ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.TTK'nın 636/3 maddesine göre, Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir. Yine aynı Kanun'un 636/4 maddesine göre, Fesih davası açıldığında mahkeme taraflardan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alabilir.TTK'nın 636/4 maddesinde fesih davası açılması halinde mahkemenin gerekli önlemleri alabileceği belirtilerek bu konuda mahkemeye takdir hakkı tanınmıştır....
YARGILAMA VE GEREKÇE : Dava, ortaklığın feshi ve tasfiye payının davalıya ödenmesi, davaya konu şirket müdürünün yetkilerinin dava sonuçlanıncaya kadar kısıtlanması ve müdürlük yetkisinin kaldırılması istemine ilişkindir. Dosya ve içeriğinin incelenmesinde; davacı şahsın ... Yemek Salonu Gıda San. Tic. Ltd. Şti'nin davalı ile birlikte ortağı olduğunu beyan ettiği, davacı şahsın ortaklığın feshi talep edilen şirketi dosyada taraf olarak göstermediği, bir diğer anlatımla; açılan fesih ve tasfiye davasında husumetin şirketin diğer ortağına yönlendirildiği, ancak fesih ve tasfiye davasında husumetin şirkete yöneltilmesi gerektiği ve ortağa yöneltilmesi mümkün olmadığı anlaşılmıştır. Davada taraf ehliyeti ve husumet re'sen nazara alınması gereken hususlardan olup, şirketin fesih ve tasfiyesi talepli davada davalı ortağa husumet yöneltilemeyeceğinden davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir....
kişilerin uğrayacakları muhtemel zararlar, tedbirin şirketin işleyiş ve faaliyetlerine etkileri, şirketin tasarrufi işlemlerinin önlenmiş olması, şirketin sermayesi, payların reel değerleri, tedbir konulan paydaşların ve şirketin muhtemel zararları nazara alınarak asgari şirketin sermayesi oranında teminat miktarının yeniden tespit ve tayinine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2021/347 Esas KARAR NO:2021/349 DAVA:Ticari Şirket (Fesih ve Tasfiye) DAVA TARİHİ:06/10/2020 KARAR TARİHİ:24/05/2021 Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce dosya üzerinde yapılan incelemesi sonrasında; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili .... Asliye Ticaret Mahkemesi'ne verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ortağı olduğu davalı şirketin sermayesinin tamamını kaybettiğini, şirket faaliyetinin ve malvarlığının bulunmadığını, ticari faaliyetlerinin durduğunu ve vergi kaydının kapatıldığını; şirketin % 60 oranında çoğunluk hissedarı olan diğer yabancı ortaklar ..., ... ve ...'...
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde ; davalı şirketin öz varlıklarının 2016 yılından itibaren düşme eğilimi göstermekle birlikte 2020 yılında arttığı, davalı şirketin borca batık olmadığı, ortaklara kar payı dağıttığı ve zarar etmediği, şirket yöneticisinin şirketi iyi yönetmediği iddia edilmesi halinde davacı tarafça yönetici değişikliği için yasal yollara başvurması mümkün olup, şirketin fesih ve tasfiyesi yerine davacı tarafından şirketin yönetici değişikliği için yasal başvuru hakkının kullanılabileceği, bu kapsamda davacının diğer yasal haklarını kullanmadan bu hususun TTK 531 maddesi uyarınca haklı bir neden olarak kabul edilemeyeceği anlaşıldığından, davacının davalı şirketin fesih ve tasfiyesi ile pay sahipliğinden çıkma davasının reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
Ortak Girişiminin adi ortaklığının fesih ve tasfiyesine, mahkememiz veznesine depo edilen 1.168,89 TL, 19.300 USD ve 4.845.530,23 TL'nin taraflardan davacının %99,9, davalı şirketin ise %0,1 payı oranında taraflar arasında paylaştırılarak taraflara verilmesine, Tasfiye heyetinin 5 nolu raporunun kararın eki sayılmasına ve infazda dikkate alınmasına, Tasfiye heyetinin görevinin sona ermesine şeklinde karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir." gerekçeleriyle 1-Davanın KABULÜ ile, ... - ... Ortak Girişiminin Adi Ortaklığının FESİH VE TASFİYESİNE, mahkememiz veznesine depo edilen 1.168,89 TL, 19.300 USD ve 4.845.530,23 TL'nin taraflardan davacının %99,9, davalı şirketin ise %0,1 payı oranında taraflar arasında paylaştırılarak taraflara verilmesine, 2-Tasfiye heyetinin 5 nolu raporunun kararın eki sayılmasına ve infazda dikkate alınmasına, 3-Tasfiye heyetinin görevinin sona ermesine, karar verilmiştir. Karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. 6335 Sayılı Kanun'un 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 5. maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı madde gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki (6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak) iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, HMK'nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemelerce re'sen incelenir. Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; uyuşmazlık, taraflar arasında pastahane işletmek üzere kurulan adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir....
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalı ile davacı arasında 28.03.2016 tarihinde 5 yıl süreli bayilik sözleşmesi imzalandığını, davacının edimlerini eksiksiz yerine getirdiğini, ancak davalının süre bitmeden 28.11.2018 tarihinde tek taraflı olarak sözleşmeyi haksız ve hukuka aykırı olarak feshettiğini, süresinden önce sözleşmenin feshi nedeniyle müvekkilinin müspet zararı olduğunu, ayrıca yoksun kaldığı kar mahrumiyeti bulunduğunu, bu sözleşmenin davacının tek ticari kazancı olduğunu, davacının sözleşmeye güven duyarak işini, ticari yapısını, tüm alt yapısını ve insan kaynağını oluşturduğunu, davacının büyük zarara uğradığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla belirsiz alacak davası niteliğinde olmak üzere fesih nedeniyle uğradığı zararlara karşılık 20.000,00 TL'nin fesih tarihinden itibaren ticari faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....