Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2018/1318 Esas KARAR NO : 2021/1094 DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 28/12/2018 KARAR TARİHİ : 15/11/2021 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı şirket yetkilisi dava dilekçesinde özetle; Davah şirkete 10.01.2016-20.07,2016 tarihleri arasında alüminyum çivi ürünleri satarak teslim ettiğini, davalıya satılan mallara ilişkin olarak irsaliyeli faturalar düzenleyerek satmış olduğu mallarla birlikte davalı şirkete teslim ettiğini, davalıda bu faturaları ticari defterlerine itirazsız olarak kaydettiğini, davalının bu ticari alışverişlerden dolayı tarafa 48.283,31-TL cari hesap borcu bulunmadığını, davalı şirketin, tarafından satın aldığı mallarla ilgili cari hesap borcunu ödemediğini, bugüne kadar defaatle istenmesine rağmen ödeme yapmadığını, davalı şirketin adresine makinelerini taşıdığını, belli bir süre iş yaptıklarını ancak daha...

    davalı şirketin yıllırdır hiç bir faaliyet göstermediğinden şirketin devamında da herhangi bir yarar kalmadığını, müvekkil şu anda çalışmakta olup Çorlu'da yaşamını sürdürdüğünü, şirketin herhangi bir borcu ya da mal varlığı olmadığını, şirketin tamamen ticaret siciline kayden varlığını sürdürdüğünü, şirket ortağı olarak müvekkil ile birlikte vefat eden ortağın mirasçıları ..., ..., ..., ... olup bu nedenle öncelikle mahkemece uygun görülmesi halinde davanın ilgili kişilere ihbarına ve şirkete kayyım tayini için taraflarına yetki ve süre verilmesine, müvekkili dava tarihi itibariyle Çorlu'da yaşamakta ve çalışmakta , 2004 yılından sonra 17 yıldır hiç bir faaliyeti de olmayan, vergi dairesince resen terki yapılan şirketin devamında da hiç bir yarar kalmadığından yine şirketin herhangi bir borcu veya malvarlığı bulunmadığından şirket bu anlamda tamamen pasif ve kağıt üstü ortaklık mahiyetinde kaldığından şirketin öncelikle tasfiyesiz feshine, mümkün olmadığı takdirde şirketin feshi ile...

      davalı şirketin yıllırdır hiç bir faaliyet göstermediğinden şirketin devamında da herhangi bir yarar kalmadığını, müvekkil şu anda çalışmakta olup Çorlu'da yaşamını sürdürdüğünü, şirketin herhangi bir borcu ya da mal varlığı olmadığını, şirketin tamamen ticaret siciline kayden varlığını sürdürdüğünü, şirket ortağı olarak müvekkil ile birlikte vefat eden ortağın mirasçıları ..., ..., ..., ... olup bu nedenle öncelikle mahkemece uygun görülmesi halinde davanın ilgili kişilere ihbarına ve şirkete kayyım tayini için taraflarına yetki ve süre verilmesine, müvekkili dava tarihi itibariyle Çorlu'da yaşamakta ve çalışmakta , 2004 yılından sonra 17 yıldır hiç bir faaliyeti de olmayan, vergi dairesince resen terki yapılan şirketin devamında da hiç bir yarar kalmadığından yine şirketin herhangi bir borcu veya malvarlığı bulunmadığından şirket bu anlamda tamamen pasif ve kağıt üstü ortaklık mahiyetinde kaldığından şirketin öncelikle tasfiyesiz feshine, mümkün olmadığı takdirde şirketin feshi ile...

        dönemde yeri uzak olduğu için bizzat davalı şirketin bulunduğu yere gitmedim, davacının babası .......

          Ticari mümessilin ortaklık genel kurulunu toplantıya çağırma, müdürleri tescil ve ilan ettirme, tasfiyeyi icra gibi ortaklık hukukuna özgü yetkilere sahip değildir. Öyle ise, ortak olmayan müdür ile ticari mümessil ve vekil, tayin, azil ve yetkilerinin nitelikleri açısından farklı hükümlere tabidir (Poray/Tekinalp/Çamoğlu, Ortaklıklar ve Kooperatif Hukuku, 11. basım, s. 958/959). Bu durum karşısında ortak olmayan müdürler de limited şirketin organı sayılır. Şirketin işverenidir ve şirketle aralarındaki ilişkiyi iş sözleşmesi kapsamında değerlendirme ve müdürleri işçi sayma olanağı yoktur. Müdür olmayan limited şirket ortağının şirket ortağı statüsü yanında ayrıca şirketin işçisi olarak çalışması mümkündür. Şirket ortağının işçi olarak çalıştığının kabulü için özellikle kişisel bağımlılık unsurunun gerçekleşip gerçekleşmediğine bakılmalıdır....

            DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dosyada ki tüm belge ve bilgiler birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile davalı arasında Noter Sözleşmesi kapsamında Adi Ortaklık Sözleşmesi'nin yapıldığı, amacına uygun işin gerçekleştikten sonra ortaklığın tasfiye edilemediği, davalının sözleşme ve taahhüdlerine aykırı hareket etmesi sebebiyle adi ortaklık hakkında icra takibine başlandığı bu durumun da davacı şirketin ticari hayatını olumsuz etkileyip etkilemediği ayrıca davalıya da tasfiye işlemleri için ulaşılamadığı, ortaklığın feshinin BK 639 maddesi kapsamında değerlendirlimesi gerekip gerekmeyeceği hususlarında yapılan yargılama sonucunda alına bilirkişi raporununu denetime elverişli hüküm kurmaya yeterli olduğu kanaatiyle raporlarda da belirtildiği üzere ortaklığın zararda olduğu, ortaklık aleyhine pek çok takibin yapıldığı, davalı ortağa ulaşılamaması gibi bütün hususlar birlikte değerlendirildiğinde adi ortaklığın sona ermesi gerektiği kanaati hasıl olmakla ortaklığın feshine yönelik davanının kabulü...

              ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2016/111 Esas KARAR NO : 2020/864 DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli) DAVA TARİHİ : 29/01/2016 KARAR TARİHİ : 09/12/2020 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekilince verilen dava dilekçesinde özetle; davacılar ile davalı şahısların diğer davalı şirketin-------- şirketin temsil ve ilzam yetkilisi oldukları, davalıların davacılar hakkında iftira, hakaret boyutlarına varan itham------ şıkayeue bunuldıığıı, davalı ....------ şirketin en iyi çalışan 4 elemanını işten çıkardığı, bunlardan birinin şirket hakkında tazminat davası açtığı, yine şirketin ------- elemanlarının hiçbir şey yokken işten 31.879,21 TL. tazminat ödeyerek işten çıkardığı, yerine ise deneyimsiz elemanları görevlendirdiği, bu elemanlara -------yapılarak araç tahsisi yapıldığı, yine davalı ....---- müdürler kurulundan onay almadan davacıların hiç tanımadığı yeminli mali müşavir firması ile anlaşma...

                ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2021/155 KARAR NO: 2021/1413 DAVA: Ticari Şirket (Limited Şirketin Haklı Nedenle Feshi) DAVA TARİHİ: 26/11/2020 KARAR TARİHİ: 22/12/2021 Mahkememizde görülmekte olan şirketin feshi davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA ve SAVUNMA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin ortağı olduğunu, müvekkili ile davalı arasında şirketin yönetimi ile ilgili fikri ve ticari konularda anlaşmazlıkların bulunduğunu, müvekkilinin şirkete girmesinin engellendiğini, işbu sebeplerden dolayı şirketin devamının mümkün olmadığını belirterek, şirketin haklı nedenle feshine karar verilmesini yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                  HUKUK DAİRESİ Dava, davacı şirketin davalı şirket ile aralarındaki adi ortaklık sözleşmesinin tasfiyesinden kaynaklanan alacağın, şirket adına şirket yöneticisi olan diğer davalı tarafından tahsil edildiği ancak şirket hesabına aktarılmadığı iddiasına dayanan alacak davası olup; mahkemece adi ortaklık sözleşmesinin tarafı olan davalı şirket hakkında verilen davanın reddi kararı davacı tarafından temyiz edilmemiştir. Hal böyle olmakla, temyiz incelenmesine konu uyuşmazlığının adi ortaklık sözleşmesinden değil, ticari vekalet ilişkisinden kaynaklandığı anlaşıldığından inceleme görevi Yargıtay 11. Hukuk Dairesinindir. Dosya, Yargıtay 11....

                    İş ortaklığı" gözüktüğü, söz konusu bonoların davalının da içerisinde bulunduğu iş ortaklığı tarafından yani adi ortaklık tarafından düzenlenerek davacıya verildiği, senedin düzenlendiği tarih itibariyle davalı şirketin geçici mühlet içerisinde bulunduğu, dosya içerisine alınan kayyum raporuna göre, davacı şirketin alacağının konkordato kapsamında olmadığı ve konkordato alacaklıları arasında gözükmediğinin rapor edildiği anlaşılmakla tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacının alacağının temelini oluşturan bonoların davalının da içerisinde bulunduğu adi ortaklık tarafından geçici mühletin ilanından sonra düzenlenmesi, adi ortaklığın işlerinin davalı şirket komiserlerinin onayına tabi tutulmaması nedeniyle mevcut alacağı 308/c-2 kapsamında bulunmaması, davacı alacağının tasdik edilen konkordato alacaklıları arasında gözükmemesi nedeniyle mahkememizde söz konusu alacağın konkordato kapsamında olmadığı yönünde kanaat oluşmuş ve davacının konkordatonun feshi talebinin reddine dair...

                      UYAP Entegrasyonu