Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Diğer bir anlatımla, adi ortaklık; birbirini tanıyan, birbirlerinin kabiliyet ve şahsiyetlerine güvenen, eşit ve aynı durumda olan gerçek veya tüzelkişilerin, müşterek amacın gerçekleştirilmesini sağlayacak vasıtaları (sermaye paylarını) ortaklığa getirme konusunda karşılıklı ve uygun irade beyanlarının birbirine ulaşmasıyla teşkil eden bir kişi topluluğudur. 6102 sayılı TTK'nın 5/1. maddesi uyarınca, ticari davalara bakmak görevi, asliye ticaret mahkemesine aittir. Ticari davalar, mutlak ve nispi ticari davalar olarak ikiye ayrılmaktadır. Nispi ticari davalar, TTK'nın 4/1. maddesinin ilk cümlesinde tarif edilmiş olup, her iki tarafın da "Ticari işletmesiyle ilgili hususlardan kaynaklanan" hukuk davalarıdır. Mutlak ticari davalar ise, tarafların tacir olup olmadıklarına ve uyuşmazlığın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili bulunup bulunmadığına bakılmaksızın kanun gereği ticari dava sayılan uyuşmazlıklardır....

Diğer bir anlatımla, adi ortaklık; birbirini tanıyan, birbirlerinin kabiliyet ve şahsiyetlerine güvenen, eşit ve aynı durumda olan gerçek veya tüzelkişilerin, müşterek amacın gerçekleştirilmesini sağlayacak vasıtaları (sermaye paylarını) ortaklığa getirme konusunda karşılıklı ve uygun irade beyanlarının birbirine ulaşmasıyla teşkil eden bir kişi topluluğudur. 6102 sayılı TTK'nın 5/1. maddesi uyarınca, ticari davalara bakmak görevi, asliye ticaret mahkemesine aittir. Ticari davalar, mutlak ve nispi ticari davalar olarak ikiye ayrılmaktadır. Nispi ticari davalar, TTK'nın 4/1. maddesinin ilk cümlesinde tarif edilmiş olup, her iki tarafın da "Ticari işletmesiyle ilgili hususlardan kaynaklanan" hukuk davalarıdır. Mutlak ticari davalar ise, tarafların tacir olup olmadıklarına ve uyuşmazlığın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili bulunup bulunmadığına bakılmaksızın kanun gereği ticari dava sayılan uyuşmazlıklardır....

    Somut olayda, her ne kadar davacılar ortaklık sözleşmesinin feshini talep etmiş ise de, Mahkememizce, davalılardan T4 işletmeyi kendi adına işlettiği, diğer davalının da yanında sigortalı işçi olarak çalıştığı anlaşıldığından taraflar arasında ortaklık ilişkisinin başından beri kurulamadığı kanaatine varılarak ortaklık sözleşmesinin feshi talebi reddedilmiş, davacılarca tarihsiz olarak sözleşmesi gereğince 09/10/2013 ve 24/03/2014 tarihlerinde davalıların hesaplarına aktarılan toplamda 90.000 USD'nin dava dilekçesi ile talep edilen 10.000 USD'lik kısmının, davalılardan sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde tahsile karar vermek gerekmiş..." gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilerek davacıların ortaklık sözleşmesinin feshi talebinin reddine, davacıların fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla dava tarihindeki kur üzerinden 10.000 dolar karşılığı olan 29.729,00 TL'nin dava tarihi olan 25/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken...

    de bulunan hissesine ek tedbir konulmasına yönelik karara, çek ve kredi ödemelerinin yapıldığı ve vadeli işlemlerin takip edildiği hesap üzerine konulan tedbirin müvekkilinin ticari itibarını zedeleyeceğini ileri sürerek, itiraz etmiştir. Mahkemece, tedbir değişikliği talebinin reddine karar verilmiştir. Kararı, itiraz eden vekili temyiz etmiştir. Davacı tarafından açılan dava, diğer taleplerle birlikte şirketten haklı nedenle çıkma olmadığı takdirde şirketin fesih ve tasfiyesine yöneliktir. Davacının 20.06.2012 tarihli geçici talebi ise davalı şirketin banka hesabı ve başka bir şirketteki payı üzerine ek ihtiyati tedbir konulmasına ilişkindir. HMK'nın 389. maddesinde hangi hallerde ihtiyati tebdir kararı verilebileceği düzenlenmiştir. Açılan davanın niteliği itibariyle somut uyuşmazlıkta söz konusu koşullar mevcut olmayıp tedbir kararı da şirketin hayatiyetini devam ettirmesinde sakınca doğuracak mahiyettedir....

      Yargılama aşamasında alınan ve davalı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu hazırlanan bilirkişi kök raporunda, davacıların davalı şirkette şeklen ortak oldukları, maddi yönden ortaklık ilişkisinin kurulmadığı, davalı şirketin haklı nedenle feshi koşullarının oluştuğu, davacıların bu kapsamda bir zarara uğramadıkları, vergi borçlarının şahıslarından tahsil edilmesi halinde zararlarının söz konusu olacağı, şirketin borca batık olmadığı, maddi varlık yönünden içinin boş olduğu, şirket borçlarının malvarlığı bulunmasına rağmen ödenmediği, şirketin son 5 yıldır genel kurullarının yapılmadığı, şirkette hiç kar payı dağıtılmadığı, şirketin borçları nedeniyle davacı ortakların vergi borçları yüzünden takipli hale geldikleri, davacı şirket ortağını taciz ettiğine dair diğer şirketin müdürü, davalı şirketin ortağı olan ... ... hakkında ceza mahkemesi kararı bulunduğu, 2018 yılı bilançosuna göre şirketin 141.382,69 TL kamu borcu bulunduğu, davacı ...'...

        Yargılama aşamasında alınan ve davalı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu hazırlanan bilirkişi kök raporunda, davacıların davalı şirkette şeklen ortak oldukları, maddi yönden ortaklık ilişkisinin kurulmadığı, davalı şirketin haklı nedenle feshi koşullarının oluştuğu, davacıların bu kapsamda bir zarara uğramadıkları, vergi borçlarının şahıslarından tahsil edilmesi halinde zararlarının söz konusu olacağı, şirketin borca batık olmadığı, maddi varlık yönünden içinin boş olduğu, şirket borçlarının malvarlığı bulunmasına rağmen ödenmediği, şirketin son 5 yıldır genel kurullarının yapılmadığı, şirkette hiç kar payı dağıtılmadığı, şirketin borçları nedeniyle davacı ortakların vergi borçları yüzünden takipli hale geldikleri, davacı şirket ortağını taciz ettiğine dair diğer şirketin müdürü, davalı şirketin ortağı olan Şükrü Ketenci hakkında ceza mahkemesi kararı bulunduğu, 2018 yılı bilançosuna göre şirketin 141.382,69 TL kamu borcu bulunduğu, davacı T2'ın hissesine 46.656,29 TL, diğer davacının...

        ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2012/475 Esas KARAR NO: 2023/77 DAVA: Alacak DAVA TARİHİ: 12/04/2012 KARAR TARİHİ: 25/01/2023 Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; ------ tarihinde müvekkili şirket -------- arasında protokol imzalandığını, müvekkili şirketin söz konusu inşaatların 400 TL/m2+KDV bedel ile yapmak üzere taşeron olarak işe girdiğini ve inşaatı müvekkilinin, işin finansmanını ise -------- karşılayacağı şeklinde anlaşıldığını, ortaklık kurulunun 25/03/2008 tarihli kararı ile ortaklığın temsil ve ilzam yetkisinin münferit olarak davalı-------- verildiğini,------- sorumluluklarını yerine getirmediğini, davalı şahsın münferit imza yetkisini şahsi borçlarına karşılık olarak ortaklık çeklerinden kullandığını ve söz konusu çekleri ödemeyerek hem ortaklık hemde müvekkili şirketi borçlandırdığını, davalı şirketin proje kapsamında 350.000,00 TL'ye demir almış gibi göstererek...

          bilgi de alamadığı, şirketin borçları yüzünden aleyhine açılan icra takipleri, mal varlığı üzerinde uygulanan hacizlerin, halen var olan borçların tehdidi altında, bir de şirketin en önemli değerlerinin usulsüz olarak satışı ile şirketin içinin, kötü niyetle boşaltıldığının öğrenilmesi sonucunda davacı müvekkili bakımından ortaklık olgusunun çekilmez hale geldiği iddialarına dayandırılmıştır....

            Dava, TTK'nın 531.maddesi uyarınca açılan haklı sebeple şirketin feshi, feshin kabul edilmemesi durumunda payların karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip şirketten çıkmaya karar verilmesi isteğine ilişkindir. 09/08/2019 tarihli genel kurul kararına göre, 240.000,00 TL şirket sermayesinin 62.400,00 TL payının davacıya ait olduğu, bu şekliyle davacının ortaklık payının %26 olduğu anlaşılmıştır. Davacı taraf şirketin feshi ve ortaklıktan çıkmaya ilişkin haklı sebepler olarak; şirketin usulüne uygun olarak yönetilmemesi, kar payı almaması, ortaklar arasında ortaklığın gerektirdiği kadar iletişimin olmaması, şirketin zarar etmesi, yasalara uygun yönetilmemesi, şirketi yöneten kişinin kendi yakınlarına para transfer etmesi, müvekkilinin mali haklarına zarar verilmesi iddialarına dayandırmaktadır....

              ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/309 Esas KARAR NO : 2023/466 DAVA : Limited Şirketin TTK'nun 636(3) Maddesi Uyarınca Haklı Sebep İddiası İle Feshi Ve Tasfiyesi İstemli DAVA TARİHİ : 17/04/2023 KARAR TARİHİ : 14/06/2023 Mahkememizde görülmekte olan Limited Şirketin TTK'nun 636(3) Maddesi Uyarınca Haklı Sebep İddiası İle Feshi Ve Tasfiyesi İstemli davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirketin 24/11/1995 tarihinde yapılan ilan ile kurulduğunu, şirket kurucu ortaklarının ..., ... olduğunu, ...'in 29/03/2023 tarihinde vefat ettiğini, şirketin kuruluşunda ilk beş yıl için ...'in şirket müdürü olarak seçilmesinden sonra 30/03/2004 tarihli ortaklar kurulu kararı ile on yıl süre ile şirketi temsile yetkili seçildiğini, 13/11/2012 tarihinde ortak ...'in ortaklık payını ...'e devrettiğini, ...'in ölümü ile ortaklık payının mirasçıları ..., ... ve ...'...

                UYAP Entegrasyonu