------- sayılı dava ile “şirketin feshi yahut müvekkilin şirketle sözde bağının sona erdirilmesi için ortaklıktan çıkarılması talebiyle dava açmış olup halen derdest olduğunu, devam eden davanın ---------nolu ara kararı uyarınca davalı şirketin bu davada temsil etmek üzere temsil kayyımı atanması hususunda dava açmak ve mahkemeye bu hususta beyanda bulunmak üzere mahkemece kendilerine yetki ve mehil verildiğinden şirketin feshi yahut ortaklık bağının sona erdirilmesi bahsinde-------- kayyum atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Şti. üzerinden faaliyet gösterecek olan Hair Balat Kuaför Salonu isimli bayan kuaförü ve aynı yerde faaliyet gösteren erkek kuaförünün mülkiyeti ve işletilmesini düzenleyen bir ortaklık sözleşmesidir." şeklinde olduğu anlaşılmış, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; asıl dava da davacı tarafça adi ortaklık sözleşmesinin feshi nedeniyle cezai şart, birleşen dosyada sözleşmenin feshi, alacak ve cezai şart istemi ile dava açılmış ise de taraflar arasında imzalanan 13/03/2020 tarihli ortaklık sözleşmesi başlıklı sözleşmenin adi ortaklık sözleşmesi olmadığı, asıl dosya davacısı tarafından kurulan limited şirkete ilişkin düzenlemeler içerdiği, sözleşme hükümleri ve davacının 26/10/2022 tarihli celsedeki beyanları birlikte değerlendirildiğinde uyuşmazlığın adi ortaklık kapsamında değerlendirilemeyeceği, tarafların taleplerinin dayanağı olan 13/03/2020 tarihli ortaklık sözleşmesine konu şirketin TTK'nın 573 ve devamı maddelerinde düzenlenen limited şirket olduğu, TTK'da düzenlenmiş...
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davalının, kurulduğu ileri sürülen adi ortaklık ile aynı alanda faaliyet gösteren dava dışı limited şirketin ortağı olduğu, ayrıca davacı tarafında kabulünde olduğu üzere davalının kendine ait ticari işletmesinde iş makinesini kiralayarak gelir elde ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda; davalının, faaliyetlerini yürüttüğü işletmenin niteliği gözetildiğinde ticari işletme mahiyetinde olduğu, dolayısıyla ticari işletmeyi kendi adına yürüten davalının da 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 12. maddesi uyarınca tacir sıfatını taşıdığı açıktır. Hal böyle olunca, mahkemece; uyuşmazlık konusu ticari işin her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu gözetilerek davanın esasının incelenmesi gerekirken, sadece ticaret sicili kayıtları esas alınarak davanın görev yönünden reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESi DAVA : Şirket Ortaklığından Çıkma, Şirketin Feshi DAVA TARİHİ : 17/01/2020 KARAR TARİHİ : 01/03/2023 Mahkememizde görülmekte olan Şirket Ortaklığından Çıkma, Şirketin Feshi davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirketin 03.07.2017 tarihinde müvekkili ile dava dışı ortak .... tarafından kurulduğunu, müvekkili ve diğer ortağın yarı paylı şirket ortakları olup, şirketi müştereken temsil yetkisine sahip olduklarını, her iki ortağın birlikte çalışmayı kararlaştırmalarına rağmen dava dışı ortağın şirkete haftada bir gün gelip gittiğini, kalan bütün zamanı kendisine ait ....Şirketi unvanlı şirkette ve bu şirketin danışmanlık yaptığı İstanbul-Ankara-Bursa- Trabzon ve diğer illerde geçirdiğini, dava dışı ortağın müteaddit defalar uyarılmasına rağmen görevini ihmal ettiğini, dava dışı ortağın müvekkiline bilgi vermeden şirkete bir takım demirbaşlar aldığını ileri sürerek, şirketin banka hesabından müteaddit defalar para...
Davalı şirketin ticari sicil kayıtları kapsamında davacının davalı şirkette %49 oranında pay sahibi olduğu, davacının 636/2-3 maddesi uyarınca ortaklık sıfatı nedeniyle talepte bulunabileceği değerlendirilmiştir....
Şti.' nin iki ortaklı yapısında davacı ...' nün şirketin yetkili müdürü olduğu, şirketin kuruluşundan itibaren " ortak çalışma iradesinin" tesis edilemediği ve şirketin hiçbir ticari faaliyetinin bulunmadığı sonuç ve kanaati bildirilmiştir. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davalı şirketin kuruluşundan bu yana, ticari faaliyette bulunmadığı, herhangi bir malvarlığının bulunmadığı, şirketin diğer ortağına uzun süreden beri ulaşılamaması nedeniyle, davalı şirketin uzun süreden beri genel kurulunun toplanamadığı anlaşılmıştır. Dayanağını TMK'nun 2. Maddesinde bulan, haklı sebebin ne olduğu ve unsurları kanunda tanımlanmamış olup, her olayın somut koşul ve özelliklerine göre haklı sebeplerin varlığı ayrıca değerlendirilmek gerekir. Limited ortaklık, hem kişi ortaklıklarına, hem de anonim ortaklığa özgü özellikleri bünyesinde barındıran bir ortaklık türüdür....
Şti.' nin iki ortaklı yapısında davacı ...' nün şirketin yetkili müdürü olduğu, şirketin kuruluşundan itibaren " ortak çalışma iradesinin" tesis edilemediği ve şirketin hiçbir ticari faaliyetinin bulunmadığı sonuç ve kanaati bildirilmiştir. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davalı şirketin kuruluşundan bu yana, ticari faaliyette bulunmadığı, herhangi bir malvarlığının bulunmadığı, şirketin diğer ortağına uzun süreden beri ulaşılamaması nedeniyle, davalı şirketin uzun süreden beri genel kurulunun toplanamadığı anlaşılmıştır. Dayanağını TMK'nun 2. Maddesinde bulan, haklı sebebin ne olduğu ve unsurları kanunda tanımlanmamış olup, her olayın somut koşul ve özelliklerine göre haklı sebeplerin varlığı ayrıca değerlendirilmek gerekir. Limited ortaklık, hem kişi ortaklıklarına, hem de anonim ortaklığa özgü özellikleri bünyesinde barındıran bir ortaklık türüdür....
Davacının öncelikli talebi davalı şirketin feshidir.Şirketin feshi müessesesi TTK 636 maddesinde düzenlenmiş olup, bu maddeye göre haklı nedenlerin bulunması gerekmektedir.Bu haklı nedenler tahdidi olarak sayılmamış,yargıtay uygulamalarına göre,ortaklık anlayışını ortadan kaldıran,ortaklar arasında kişisel ve gurupsal çıkarların ön plana çıktığı ve ortaklık amacanın gerçekleşme olanağının bulunmadığı durumların varlığı halinde haklı nedenlerin var olduğu kabul edilmiş ancak bu nedenlerin ortaya çıkmasnıda davacının kusurlu olmaması şartı getirilmiştir. Davacının ileri sürdüğü şirkete yapılan ödemenin şirket kasasına kaydedilmediği ve dolayısıyla vergi cezasına muhatap kalacakları iddiası, kendisinin de imzaladığı 21/07/2016 tarihli protokol uyarınca paranın şirket kasasına aktarılmamasına rıza göstermesi nedeniyle hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilerek şirketin feshi için haklı neden olarak kabul edilmemiştir....
bilgisi dışında dava dışı 3. kişilere devrederek fiilen sözleşmeyi sona erdirdiğini, müvekkiline yapılan herhangi bir ödemenin bulunmadığını ileri sürerek adi ortaklık sözleşmesinin feshi ile sözleşmeye konu malvarlığının değerinin tespiti ve yarısının işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Nitekim, dava dilekçesinde bahsi geçen davanın da adi ortaklık sözleşmesinin diğer tarafı ... yanında, ... Lahmacun isimli firmanın marka sahibi ... Gıda Tur. Tar. Hayv. Tic. Ltd. Şti.'ye, şirketi temsile yetkili müdür ...'na karşı açıldığı anlaşılmaktadır. Adi ortaklık sözleşmesinin, müşterek amacın gerçekleşmesinin zaman alacak olması nedeniyle ortaklar arasında sürekli bir borç ilişkisi teşkil etmesi ve bu sözleşme nedeniyle açılan davalarda ortakların taraf olması gözetildiğinde, davanın adi ortaklığı kuran davacı, adi ortaklık sözleşmesinin diğer tarafı ..., davalı şirket müdürü ile davalı şirketin ticari işletmesine ilişkin olduğu açıktır....