Asliye Ticaret Mahkemesi uyuşmazlığın tarafların ticari faaliyeti ile ilgili olmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesince ise davanın ticari dava olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmış, maddenin (a) bendinde bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ile çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve çekişmesiz yargı işi sayılacağı belirtilmiştir. Buna göre bir uyuşmazlığın ticari dava niteliğinde olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir. Somut olayda, davacı.......
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2020/485 Esas KARAR NO: 2021/782 DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ: 23/10/2020 KARAR TARİHİ: 28/10/2021 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkil şirket ile davalı arasındaki ticari ilişkide yapılan iş ve satılan mallara karşılık----- tarihli sözleşme mevcut olup, tarafların bu sözleşme uyarınca yapılacak iş ve bedeli konusunda anlaştıklarının açık olduğunu, müvekkil şirket, anılan sözleşmeye göre edimlerini yerine getirdiğini, davalı tarafından ise işbu faturalar ve sözleşmeye istinaden ---tutarında kısmi bir ödeme gerçekleştirilmiş, bakiye ------- ödemesine ilişkin davalı şirket temerrüde düştüğünü, davacı müvekkil, davalı şirket yetkilileri ile bakiye alacağın ödenmesi konusunda defalarca görüşmüş ve fakat bir sonuca ulaşamamış ve sürekli oyalandığını, davacı...
Esas sayılı icra dosyası, 3-Davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturalar, 4-Davacı şirkete ait ticaret sicil kayıtları, 5-Davacı şirkete ait vergi sicil kayıtları ile BA/BS formları, 6-Davalı şirkete ait ticaret sicil kayıtları, 7-Davalı şirkete ait vergi sicil kayıtları ile BA/BS formları, 8-Taraflara ait ticari defter ve belgeler, 9-Talimat mahkemesince Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 26/07/2021 havale tarihli raporu, 10-Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 14/09/2021 havale tarihli raporu, 11-Sair deliller. DAVA KONUSU: Açılan dava, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturalardan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibine davalı şirket tarafıdan süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili taleplerine ilişkindir....
Davacı şirket A.Ş. olup, ortaklarından ayrı bir tüzel kişiliği vardır. Her ne kadar şirket yetkilisi (aynı zamanda ortak) ... hakkında da dava açılmış ise de; ortağın haksız fiili sübuta ermesi halinde şirketin ortağa sorumluluk davası açması mümkündür. Kaldı ki, henüz ortak hakkındaki dava devam etmektedir. Davanın kambiyo senedine dayanması ve imzanın şirket adına atılması nedeniyle şirket tüzel kişiliği bakımından senedin bağlayıcı olup olmayacağı şirketin borç altına girip girmeyeceğinin irdelenmesi gerekmektedir. Bilirkişi raporu, ceza dosyası, sanık ifadeleri ve tüm dosya kapsamına göre senetlerin lehtarı olan ...San. Tic. Ltd. Şti.'nin davacı şirketten alacaklı olmadığı, dava konusu senetlerin davacının ticari defterlerine kayıtlı olmadığı sabittir. 2014 yılında davacı şirket ile davalı .... Ltd. Şti. arasında faturaya dayalı bir alışveriş bulunmamaktadır....
Somut olayda davacı şirket tarafından esnaf olan davalıya yapıldığı iddia olunan satışa ilişkin fatura bedellerinin tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ve takibin devamı istenmektedir. Davacı şirket, davalı ise esnaftır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 3. maddesinde, bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiillerin ticari işlerden olduğu hüküm altına alınmıştır. Aynı kanunun 5. maddesinde de, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesinin tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olduğu belirtilmiştir. Bu durumda taraflar arasındaki ticari nitelikteki davanın Antalya 5. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK’nin 21. ve 22. maddeleri gereğince Antalya 5....
Eldeki dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra açılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre; bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin, taraflarının tacir olması ve her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi'nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. Yine, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir....
ya davacı tarafından vekaletname ile geniş kapsamlı iş yeri idaresi yetkisi verildiği, hatta bu vekaletnamede şirket adına bankalardan para çekme yetkisinin dahi bulunduğu, her ne kadar BKnun 504.maddesi uyarınca vekilin özel olarak yetkili kurumlar için kambiyo taahhüdünde bulunamayacağı düzenlenmiş ise de, bu düzenlemenin istisnalarından bir tanesinin BKnun 548 maddesi olduğu, BKnun 548.maddesi uyarınca ticari temsilcinin iyi niyetli üçüncü kişilere karşı işletme sahibi adına kambiyo taahhüdünde bulunmaya ve onun adına işletmenin amacına giren her türlü işlemleri yapmaya yetkili sayıldığı, TBKnun 547.maddesi uyarınca ticari temsilcinin işletme sahibinin ticari işletmeyi yönetme ve işletmeye ilişkin işlemlerde ticaret ünvanı altında ticari temsil yetkisi ile kendisini temsil etmek üzere açıkça yada örtülü olarak yetki verdiği kişi olduğu, davacı şirket tarafından dava dışı ...'ya verilen vekaletname içeriği dikkate alındığında ...'...
Bir ticari işletme açmış gibi, ister kendi adına, ister adi bir şirket veya her ne suretle olursa olsun hukuken var sayılmıyan diğer bir şirket adına (ortak sıfatiyle) muamelelerde bulunan kimse, hüsnüniyet sahibi üçüncü şahıslara karşı tacir gibi mesul olur" biçiminde düzenlenmiştir. 14. maddenin ikinci fıkrasına göre; herhangi bir kişinin, ticari bir işletmeyi, fiilen faaliyete geçirmemiş olması halinde de ticari işletmeyi kurup açtığını, sirküler, gazete, radyo ve sair ilanlar ile halka duyurmuş olması ya da işletmesini ticaret siciline kaydettirip, bu durumu ilan etmesi durumunda da o kimse yine de tacir sayılacaktır. Ticaret Kanunu'nda bu şekilde tarifini bulan tacirin, ticari faaliyeti sırasında dolandırıcılık suçunu işlemesi durumunda, 5237 sayılı TCK'nın 158/1-h maddesindeki nitelikli dolandırıcılık suçunun işlendiği kabul olunacaktır....
Yine aynı kararda "Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, Kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez." şeklinde ticari davaların ve ticari işlerin ayrımına vurgu yapılmıştır. Davanın ticari dava olmadığı ve davaya Asliye Hukuk Mahkemesince bakılması gerektiği kanaatine varıldığından 6100 sayılı HMK'nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. (emsal ve alıntı Yargıtay 23....
Mahkemece hükme esas alınan 30.05.2014 tarihli ikinci bilirkişi raporunda ise “...davacıların inançlı işlem iddiasına dayalı asli talebinin mahkemece kabul görmemesi halinde davacıların davalılara yaptıkları ödemeleri sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri istemelerinin mümkün olduğu, ancak 24.09.2013 tarihli duruşma tutanağında davalılar vekiline davalı şirketin ticari defter ve belgelerini sunmak üzere inceleme günü verilmesinden sonra davalılar vekilinin 02.10.2013 tarihli dilekçesi ile ticari defterlerinin çok fazla olmasından dolayı şirket merkezinde incelenmesine karar verilmesini talep etmesi nedeniyle davalı şirket ticari defterlerinin incelenemediği, davacı ve davalı şirketlerin ticari defter ve kayıtlarının incelenip incelenmeyeceği hususunun mahkemenin taktirinde...” olduğu bildirilmiştir....