Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır (19. md.). Her tacir, ticari işletmenin açıldığı günden itibaren onbeş gün içinde, ticari işletmesini ve seçtiği ticaret ünvanını, işletme merkezinin bulunduğu yer ticaret siciline tescil ve ilan ettirir (40. md.). Anonim, limited ve kooperatif şirketler, işletme konusu gösterilmek ve 46. madde hükmü saklı kalmak şartıyla, ticaret ünvanlarını serbestçe seçebilirler. Ticaret ünvanlarında “anonim şirket”, “limited şirket” ve “kooperatif” kelimelerinin bulunması şarttır (43. md.). Ticaret şirketleri kollektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketlerden ibarettir (124. md.). Bu kanuna göre Kooperatif ortaklık kooperatif şirkete eş anlamlı terimdir (1531. md.). 128. maddeye göre taşınmaz mülkiyeti dahi sermaye olarak konulabilir. Ticaret şirketlerinin birleşmelerine, bölünmelerine ve tür değiştirmelerine ilişkin olarak TTK'nın 134 ilâ 194 üncü maddeleri uygulanır....

    SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil, şirket davacıların ortağı ve yetkilisi olduğu ----- tedariği sağladığını, Davacıların tükettiği bu elektriğin faturalarını ödemedikleri gibi daha sonra şirketin içini boşaltarak ortadan kaybolduğunu, ödenmeyen fatura borçları hakkında müvekkil şirket ------ sayılı dosyasında davalılar, ortağı ve yetkilisi oldukları ----- hakkında icra takibi başlatıldığını, icra takibinin şirket ve davacılar açısından kesinleştiğini, Bunun üzerine haciz işlemlerinin tatbik edildiğini, Davacıların, ortağı ve yetkilisi oldukları şirketin ------ kaynaklanan borcuna ilişkin kefaletlerinin bulunduğunu, Davacıların sözleşmedeki kefalet bölümünü imzalamışlardır....

      tescil edilmiş markalar da sermaye şirketlerinde ayni sermaye olarak konabileceğini beyanla müvekkili şirket adına tescilli markaların ve ruhsatlı ürünlerin şirkete ayni sermaye olarak konabilmesi için TTK 343....

        in pasif yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının adi ortaklık kapsamında sermaye koyma borcunu yerine getirmediğini, buna bağlı alacak taleplerinin reddinin gerektiğini, aracın müvekkil şirket üzerine alınmasını, zamanla elde edilecek kar üzerinden davacının müvekkil şirkete aracın bedelinin%50 sini karşılayacak şeklde kısım kısım ödemeler yapmasını ve netice itibariyle araç bedelinin %50 sine tekabül eden sermaye koyma borcunun davacı tarafından karşılanması sonrası aracın mülkiyetinin yarı yarıya olacak şekilde davacı ve davalı şirket üzerinde tescil edilmesini aralarında şifahi olarak kararlaştırdıklarını, davacının kazanç kaybına ilişkin iddia ve taleplerinin kötü niyetli ve maddi gerçekliğe aykırı olduğunu, reddinin gerektiğini, ortaklık konusu aracın müvekkil şirket tarafından piyasa değerinin altında 3.bir kişiye satıldığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, huzurdaki davada miktar ve nitelik itibariyle tanık dinlenilmesinin mümkün...

          Maddesi, "Kanunda aksine hüküm olmadıkça ticaret şirketine sermaye olarak para, alacak, kıymetli evrak ve sermaye şirketlerine ait paylar, fikri mülkiyet hakları, taşınırlar ve her çeşit n, kişisel emek, ticari taşınmaz, itibar, ticari işletmeler, haklı olarak kullanılan devredilebilir elektronik ortamlar, alanlar, adlar ve işaretler gibi değerler, maden ruhsatnameleri ve bunun gibi ekonomik değeri olan diğer haklar, devrolunabilen ve nakden değerlendirilebilen her türlü değer konulabilir, " "Ayni Sermaye" başlıklı 581/1. maddesi "Üzerlerinde sınırlı ayni bir hak, haciz veya tedbir bulunmayan; nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen, fikri mülkiyet hakları ile sanal ortamlar ve adlar dahil, malvarlığı unsurları ayni sermaye olarak konulabilir, Hizmet edimleri, kişisel emek, ticari itibar ve vadesi gelmemiş alacakları sermaye olamaz. (2) 127. madde hükmü saklıdır."...

            Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 18/12/2014 tarih ve 2014/1109-2014/629 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin %50 ortağı ve müşterek/münferit imza yetkisine sahip şirket müdürü olduğunu, müvekkili gibi müşterek/münferit müdür olan diğer şirket ortağının, müvekkilinin bilgisi dışında ticari faaliyetler yürütme çabasında olduğunu, fatura düzenlediğini ve fatura KDV'lerini ödemeyerek şirketi zarara uğrattığını, diğer ortağın, şirketin muhasebecisini değiştirmesi nedeniyle müvekkilinin ticari faaliyetlerinden tamamen muaf tutulduğunu, müvekkilinin, şirket ortağına ve şirketin yeni muhasebecisine şirket defterlerini incelemek için...

              kendisi de, davacının şirket ortaklığından ayrılmasına karşı çıkmadığı, sadece sermaye koyma taahhüdünün bir kısmının yerine getirilmediği ve bunun yerine getirilerek davacının şirketten ayrılabileceğini ifade ettiği görülmektedir. 8- HMK 26 maddesi uyarınca, hakim tarafların talepleriyle bağlı olup, talepten başkasına veya fazlasına hüküm kurulması mümkün değildir....

                Şti'nin salt ortakları olmakla sorumluluklarının yalnızca sermaye koyma ile sınırlı olduğu, bu davacıların şirkete sermaye borcu olduğunun iddia ve ispat edilmediği, davacı ...’ın ise şirketin ortağı ve yetkili müdürü olup, şirket namına yapmış olduğu mukavele ve muamelelerden dolayı bu davacının da sorumluluğu yoluna gidilemeyeceği, ortak olarak da borcun sermaye koyma ile sınırlı olup, bu davacının da ortağı olduğu şirkete sermaye borcu olduğunun iddia ve ispat edilmediği, her ne kadar müdür olarak TTK 336. maddede bentler halinde sayılan hususlardan kaynaklı sorumluluğu cihetine gidilebilecek olmakla birlikte davacının bu nitelikte eylemleri olduğu hususu iddia edilmemiş olup, bu nedenle tüm davacıların TTK 336. maddeden kaynaklı sorumluluklarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davacıların borçlu olmadığının tespitine, davalının yapmış olduğu icra takibinde TTK 336. maddesinde belirlenen hakkı ileri sürmekle kanuni hak arayışı içerisinde olup, bu durumun anayasal...

                  ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/989 Esas KARAR NO : 2022/405 DAVA : Öz Sermaye Tespiti DAVA TARİHİ : 25/11/2021 KARAR TARİHİ : 12/04/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 21.04.2022 Mahkememizde görülmekte olan Öz Sermaye Tespiti davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı ... Holding A.Ş.nin öz sermaye tespitinin yapılması için davacı şirket adına Bakırköy .... ATM.nin ... Esas sayılı dosyası ile dava açıldığı, işbu davanın aktif husumet yokluğundan reddedildiği, mahkemenin gerekçeli kararında özetle; "Şirket ortağının şirketten olan alacaklarının TTK 342....

                    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2022/473 Esas KARAR NO:2022/652 DAVA:Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması) DAVA TARİHİ:01/07/2022 KARAR TARİHİ:26/10/2022 Mahkememizde görülmekte olan Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle;--- tarihinde kurulduğunu, --- tarihinde yayımlanan --- açıkça görüleceği üzere şirket ortaklarının --- şirketin toplam sermaye miktarının ---olduğunu, bu sermaye payının---kalan şirket sermaye payının--- ait olduğunu, şirketin --- paylı sermayesine sahip olan --- tarihinde vefat ettiğini,--- karar sayılı ilamı ile mirasçı olarak tayin edildiklerini, --- vefat eden --- tek başına müdürlük yetkisine ve şirketin--- oranında sermaye payına sahip olması sebebiyle çağrılı genel kurul yapılamadığını, şirketin aylardır temsilsiz kaldığını, bu sebeple --- şirket müdürülüğü görevinin ve şirketteki sermaye paylarının yasal mirasçılarına ticaret sicilinde intikal...

                      UYAP Entegrasyonu