Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bölge Adliye Mahkemesince, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 18/a maddesinin 2. fıkrasına göre ticaret mahkemelerinde görülen alacak iddiası ile ilgili davalarda arabuluculuğa başvurmak HMK 115/2 maddesinde yer alan dava şartlarından kabul edildiği, ayrıca, TTK 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen mutlak ticari davalardan, ticari şirket ile ilgili kar payı alacağına ilişkin açılan alacak davalarında, dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edildiği, yine her iki tarafın tacir ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olduğu davalar, nisbi ticari dava olup, nisbi ticari davalardan kaynaklanan alacak ve tazminat talepleri de, zorunlu arabulucu kapsamında olup dava şartı olarak ticari davalarda zorunlu arabuluculuk söz konusu olduğu, bu itibarla, ticari uyuşmazlıklarda dava şartı olan arabuluculuk kuralının uygulanmadığından yapılan istinaf başvurusunun yerinde olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf...

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "....şirket ortakları arasında güven ilişkisinin tamamen ortadan kalktığı, birbirlerine karşı tecavüzkar hal ve hareketler içerisinde bulundukları, şirket genel kurul toplantılarının yapılamaz hale geldiği, küfürleşme ve silah çekme gibi eylemlerin olduğu, şirket ortaklığından çıkışmak için zaman içinde kararlar aldıkları ve değişik nedenlerle bunun iradi olarak gerçekleştirilemediği, ortaklar arasında 6- 7 yıldır geçimsizlik ve soğukluk olduğu, şirket ortaklarının çocuklarının büyümesi nedeniyle ailevi sorunların da baş göstermeye başladığı, ortaklar arasındaki güven ve şirketin aynı amaç doğrultusunda faaliyetlerini gerçekleştirmesi ortamının zedelenmesi ve şirketin amaç birliğini kaybetmesi nedenleriyle ortaklardan şirket ortaklığını ve şirketin tüzel kişiliğini devam ettirmelerini beklemenin mümkün olmadığı, davalı şirketin feshi için haklı koşulların oluştuğu anlaşılmıştır....

    Bir başka anlatımla, uzun süredir kar payı dağıtılmaması davacı tarafından haklı sebep olarak ileri sürülemeyecektir. Davalı şirket tarafından kar payı dağıtımına yönelik alınan herhangi bir karar bulunmamaktadır. Davacı yanda genel kurulda kar payı dağıtılmasını talep ettiği, bu talebinin genel kurul tarafından reddedildiğine ilişkin bir delil de ibraz etmemiştir. Hal böyle olunca, mahkemece limited şirketin feshine yönelik haklı sebeplerin oluşmadığı, bu nedenle alternatif çözüm yollarına da başvurulamayacağı, ortaklar kurulu tarafından kar payı dağıtımına yönelik bir karar alınmadığı, davacının kar payı dağıtılmasını genel kurullarda talep ettiği ve talebinin reddedildiğine ilişkin delil sunamadığı, alınan bilirkişi kök ve ek raporlarının ayrıntılı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu gözetilerek davalı şirket hakkında açılan davanın reddine karar verilmesi isabetlidir. Öte yandan limited şirketin fesih ve tasfiyesi şirket ortaklarına karşı açılamayacaktır....

      Dairemizce usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyulmuştur. Hükmüne uyulan Yargıtay bozma ilamı gereği davacı şirket kayıt ve defterleri üzerinde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır....

        İstinaf Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı şirket bir limited ortaklık olup, kâr payı dağıtımına ilişkin TTK 616/ı-e düzenlemesine göre genel kurulun kâr payı hakkında karar verme yetkisine sahip olduğu, sadece kârın varlığının ortakların kâr payını talep etmesi bakımından yeterli bulunmadığı, genel kurul tarafından dağıtım kararı verilmedikçe kar payının muaccel hale gelmeyeceği, genel kurulun kâr payı dağıtımına ilişkin kararı ile birlikte ortakların ortaklığa karşı bir talebinin ortaya çıkacağı, ortağın oluşan bu kâr payı alacağını ortaklığın tasfiyesini beklemeksizin talep ve dava hakkı bulunduğu zira, genel kurul kararıyla ortak lehine muaccel bir alacak doğduğu, şirket genel kurulunca kâr payı dağıtımına ilişkin bir karar alınmadığı hususunda ihtilaf da olmadığı, kâr payı dağıtım kararı alınmaksızın kâr payı alacağının dava yolu ile talep edilemeyeceği gerekçesiyle, isitaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....

          Noterliğine ait 23/06/2022 tarih ve 11452 yevmiye sayılı ihtarnamesi ve tebliğ şerhi incelendiğinde ise; davacı ortağın davalı Şirket müdürüne keşide ettiği ihtarname ile diğer davalı Şirketin ticari defterleri ve mizan kayıtlarını incelemek ve bilgi edinmek-incelemek üzere talepte bulunmasına rağmen kendisine talep ettiği bilgi ve belgelerin verilmediğini, bu nedenle ihtaren sözkonusu bilgi ve belgelerin kendisine verilmesini talep ettiği, aksi takdirde Şirket ortaklığından çıkma ve Şirketin tasfiyesi talepli dava açacağını bildirdiği görülmüştür. Dosyamıza Kavaklıdere Vergi Dairesinden gönderilen müzekkere yanıtında; davalı Şirketin 17/11/2015 tarihinde Dairelerinin mükellefi olup 30/09/2020 tarihinde Vergi mükellefiyet kaydının re'sen terkin edildiği bildirilmiştir. Davalı şirketin ticari defterlerinin bulunduğu yer ve iletişim kurulacak şirket yetkilisinin bilgileri sunulmadığından şirketin ticari defterleri yönünden bilirkişi raporu aldırılamamıştır....

            Hukuk Dairesinin 14/03/2018 Tarih ve ... Esas-... Karar sayılı ilamında; "Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı ile diğer şirket ortakları arasında sık sık tartışmalar oluştuğu, davacının şirket ortaklığından çıkması yönünde haklı sebeplerinin bulunduğu, dava tarihi itibari ile şirketin özvarlığı 8.235,16 TL olup davacının payının 3.294,06 TL olduğu, şirket ortaklığından çıkma ve ayrılma akçesi talepli açılacak davaların şirket tüzel kişiliğine karşı açılması gerektiği, şirket ortaklarının davalı sıfatının bulunmadığı gerekçesiyle davalı şirket aleyhine açılan davanın kabulüne, davacının şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesine, 3.294,06 TL'nin davalı şirketten tahsili ile davacıya verilmesine, davacının diğer davalılar ... , ... ve ... aleyhine açtığı davanın sıfat yokluğundan reddine karar verilmiştir.......

              ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/1020 Esas KARAR NO : 2022/485 DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) DAVA TARİHİ : 24/11/2021 KARAR TARİHİ : 17/05/2022 KARAR YAZIM TARİHİ : 26/05/2022 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkilinin davalı şirkette yarı oranında ortak olduğu, diğer ortağın Çin vatandaşı ...... olduğu, bu ortağın ve çalıştığı kişilerin müvekkilinin şirkete gelmesine engel olduğu, ......'in genellikle Çin'de olduğu, müvekkili hakkında asılsız suçlamalarda bulunduğu ancak takipsizlik kararı verildiği, müvekkilinin şirkete zarar verdiği iddiasıyla açılan davanın da reddedildiği, buna göre ortaklıktan ayrılma, ayrılma payının tespiti ile tespit edilen alacağın işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                nun 348. maddesi kapsamında ticari kâr niteliğinde olmadığından, bu unsurlar üzerinden kurucu senet sahiplerinin kar payı istemesinin mümkün olmadığını beyanla, davanın usulden ve esastan reddini talep etmiştir. B.Uyuşmazlık ve Deliller Mahkememizce resen görevlendirilen mali müşavir ... tarafından hazırlanan 11/06/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; " “KVK, GVK. ve TTK.'...

                  Ştinin ortağı olduğu hususunda ihtilaf olmadığı, davacının şirkette % 30,5 oranında pay sahibi olduğu ve şirketin davacı ve davalıların murisi olan babalarının ölüm tarihi olan 2011 yılından itibaren kar payı dağıtmadığı, alınan bilirkişi raporlarıyla davalı şirketin ticaret sicil müdürlüğünden temin edilen davalı şirket kayıtları incelendiğinde 2011 yılından itibaren kar dağıtımına ilişkin şirket tarafından alınmış bir ortaklar kurulu kararı bulunmadığı, TTK nın genel kurulun devredilmez yetkilerini düzenleyen 616/e maddesinde kar payı hakkında karar verilmesinin de düzenlendiği kanun maddesi kapsamında kar payı dağıtımının yapılması için ortaklar genel kurulunca karar alınması gerektiği, tüm dosya kapsamına göre ortaklar genel kurulunca kar dağıtımına ilişkin bir karar alınmadığı, davalı şirketin limited şirket olduğu, limited şirketlerde kar payının ortaklar kurulu kararıyla muaccel olacağı ve istenebilir hale geleceği, dolayısıyla huzurdaki davada kar payı dağıtımına ilişkin alınmış...

                    UYAP Entegrasyonu