Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, bir şirket akdine dayanan ortaklar arasında veya şirketle ortaklar arasındaki davalar 5 yıllık zaman aşımına tabi olup, davacıların şirket ortağının mirasçıları olduğu, somut olaydaki davanın ise, şirket ortağının mirasçıları ile şirket arasında olduğu, bu nedenle 5 yıllık zaman aşımının söz konusu olacağı, zaman aşımı süresinin ise BK 128 madde (eski), BK 149 madde (yeni) maddesi gereğince alacağın muaccel olmasıyla işlemeye başlayacağından, kar payı alacağı da genel kurul kararı ile muaccel hale geleceğinden, en son 2010 yılı için 31/03/2011 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında temettü dağıtılmasına karar verildiği, talebin 2002-2010 yılları arasında tahakkuk eden kar payına ilişkin olduğu, dava tarihinin ise 13/10/2011 tarihi olup, dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık süreden öncesine ait (13/10/2006) tarihinden öncesi muaccel hale gelen kar payı (temettü) alacakları için zaman aşımı süresinin...

    Sunulan belge ve dokümanlardan ve özellikle taraf tanıklarının beyanlarından ve tarafların dilekçe ve beyanlarından da anlaşıldığı üzere şirket ortakları arasında güven ilişkisinin tamamen ortadan kalktığı, birbirlerine karşı tecavüzkar hal ve hareketler içerisinde bulundukları, şirket genel kurul toplantılarının yapılamaz hale geldiği, küfürleşme ve silah çekme gibi eylemlerin olduğu, şirket ortaklığından çıkışmak için zaman içinde kararlar aldıkları ve değişik nedenlerle bunun iradi olarak gerçekleştirilemediği, ortaklar arasında 6- 7 yıldır geçimsizlik ve soğukluk olduğu, şirket ortaklarının çocuklarının büyümesi nedeniyle ailevi sorunların da baş göstermeye başladığı, ortaklar arasındaki güven ve şirketin aynı amaç doğrultusunda faaliyetlerini gerçekleştirmesi ortamının zedelenmesi ve şirketin amaç birliğini kaybetmesi nedenleriyle ortaklardan şirket ortaklığını ve şirketin tüzel kişiliğini devam ettirmelerini beklemenin mümkün olmadığı, davalı şirketin feshi için haklı koşulların oluştuğu...

    ana sözleşmesinde aksi kararlaştırılmadıkça her yıl ortaklara kar payının dağıtılmasına zaten genel kurulca karar alındığını, bu şirket ortaklarının kar paylarının ana sözleşme ile muaccel hale getirilmiş olduğunun izahtan vareste bir durum olduğunu, Limited şirketlerde kâr payı dağıtımına ve yedek akçelere ilişkin yasal düzenlemeler, 6102 sayılı TTK’nın “Kâr payı ve ilgili diğer hükümler” başlıklı 608 ila 611 maddeleri arasında yapıldığını, TTK’nın 608 inci maddesinin 1 inci fıkrası uyarınca limited şirketlerde kâr payı, sadece net dönem kârından ve bunun için ayrılmış yedek akçelerden dağıtılabilir.Kâr payı dağıtımına ancak, kanun ve şirket sözleşmesi uyarınca ayrılması gereken kanuni yedek akçelerle, şirket sözleşmesinde öngörülmüş yedek akçeler ayrıldığı takdirde karar verilebilir....

    in tüm çağrılarına rağmen davalı şirketin faaliyetlerini katılım sağlamadığını, kusurun tamamen davacıya ait olduğunu, uzun süreden beri davalı şirket genel kurulunun yapılmadığı ve şirket kayıtlarını inceleme taleplerine izin verilmediği yönündeki davacı iddialarının doğru olmadığını, davacının şirket genel kuruluna çağrılmasına dair ihtarname ve ticaret sicil gazetesine ilan verildiğini, müvekkili şirketin ... nedeniyle uğradığı zararları bir türlü karşılamayan davacının kusurunu bertaraf etmek ve ...'...

      e ait olan ürünleri ticari satıma konu ederek haksız rekabete yol açtığını, davalı şirket..., en başından beri fikri ve sınai mülkiyet hakkı müvekkil ve...'e ait olan ürünlerin üretimi konusunda emek-sermaye birleşimi şeklinde kurulduğunu, müvekkiline ve...'in ürettiği ürünlerin...tarafından ticari satıma konu edilmiş ve halihazırda da satıma devam edilmediğini, ürünlerin satışından kaynaklı olarak bugüne kadar müvekkiline ödenen bir meblağ olmadığını, davalı... söz konusu ürünlerin pazarlamasını...üzerinden yaparak davalı şirketin herhangi bir ticari kazancı olmadığı zeminini yaratarak, müvekkilinin kar ve kazanç payı alma hakkını ortadan kaldırmaya çalışmakta olduğunu, ...müvekkile ve...'e ait ürünleri ticari satıma konu ederek haksız rekabete yol açtığını, her türlü fikri ve sınai mülkiyet hakkının müvekkiline ve...'...

        Mahkemece "Tüm yukarıda açıklananlar, bilirkişi kurulları raporları ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacın davalı şirkette 01.09.2001- 01.05.2005 ve 04.11.2006- 04.02.2009 tarihleri arasında aralıksız çalıştığı, çalıştığı ilk dönemin 01.02.2005 tarihinden önce kar payı aldığını gösteren tarafların birlikte imzasının bulunduğu bir belge de bulunmadığı, davacıya 2005/0cak ayına kadar kar payının ödendiği, imzalanan kar payı sözleşmesi 01.02.2005 tarihli olup, davacı kendi isteği ile 01.05.2005 tarihinde iş akdini feshettiği ve 18 ay süreyle başka bir firmada çalıştığını, daha sonra 4.11.2006 tarihinde tekrar davalı şirkette çalışmaya başladığını, dosya kapsamında 04.11.2006 tarihi ve sonrasında yeni bir kar payı sözleşmesinin imzalanmadığı, davacının istifasıyla ortadan kalkan "kar payı sözleşmesine" dayanılarak alacak talebinin yerinde, ayrıca davacının iş akdini kendisi feshetmesi nedeniyle herhangi bir kazanç kaybının bulunmadığı anlaşılmakla, davanın reddine karar vermek...

        ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2021/726 Esas KARAR NO:2022/3 DAVA:Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) DAVA TARİHİ: 22/11/2021 KARAR TARİHİ:10/01/2022 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından 25/02/1995 yılında o dönem ... A.Ş. Olan 07/01/2009 tarihinde ......

          Davacı tarafça davalı şirket aleyhine taraflar arasındaki akaryakıt bayilik sözleşmesinden kaynaklı borçlu olmadığının tespitine ve davalıya teminat olarak verilen teminat mektuplarının iadesine yönelik dava açılmış ise de; taraflar arasında düzenlenen 27/02/2020 tarihli fesih protokolü ile davacı şirket tarafından davalı şirket ile aralarındaki akaryakıt bayiliği sözleşmesi kapsamında 3630 ton eksik ürün alımı yaptığını kabul ettiği, akaryakıt uzmanı ve mali müşavir bilirkişi vasıtasıyla taraf şirketlerin incelenen ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucunda davalı tarafça düzenlenen davacı kayıtlarında yer almayan faturalar ile davalı yanın davacı yandan alacaklı olduğunun ve fesih protokolünde tarafların eksik satış rakamını detaylıca belirtmesine rağmen ton başına uygulanacak kar mahrumiyetini detaylı olarak belirtmemesinden dolayı gerçek karlılıklar üzerinden yapılan kar mahrumiyeti hesaplamasına göre davacının davalı yana 1.308.368,00-TL kar mahrumiyeti borcunun...

            ın 2013 yılında vefatı nedeniyle miras hükümleri uyarınca davalı şirketin %12.75 oranında hissedarı olduğu, davacının 15/12/2013 tarihinden itibaren kar payının tespiti ve tahsilini talep etmiş olmasına rağmen TTK 408.maddesi gereğince "Kar dağıtım kararının genel kurulun yetkisinde olduğu", dosyaya celp edilen şirket kayıtları ve yaptırılan bilirkişi incelemeleri ile davalı şirketin genel kurulu tarafından alınmış kar payı dağıtımına ilişkin bir kararın bulunmadığı, Yargıtayın yerleşik içtihatları (Yargıtay 11.Hukuk dairesinin 2016/14687 Esas- 2018/7407 Karar sayılı kararında olduğu gibi) uyarınca "şirketin ortaklarına kar payı dağıtılabilmesi için öncelikle ortaklara kar payı dağıtılması yönünde ortaklar kurulunca bir kararın alınmasının gerektiği", somut olayda böyle bir kararın bulunmadığı, mahkemenin genel kurulun yerine geçerek kar payı dağıtımına karar vermesinin şirket içi dengeleri bozacağından, mahkememizce kar payı dağıtılması yönündeki bir kararın usul ve yasaya aykırı olacağı...

              Buna rağmen, kar payı almadığı halde şirket borçlarına muhatap bırakılan davacı küçük pay sahibi ortağın, ortaklığa devam etmesi beklenemez. Bu olgu dava dışı hakim ortak ve yönetici müdürün asli görevlerini layıkıyla yerine getirmediğini göstermektedir. Açıklanan nedenlerle, davacının kar payı almaması ve şirketin kamu borçlarına maruz kalması hususları kümülatif olarak değerlendirildiğinde TTK'nın 638/2 maddesi gereğince çıkma için haklı sebebin somut olay itibariyle oluştuğunun kabulü gerekir....

                UYAP Entegrasyonu