HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/91 KARAR NO : 2021/689 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : İNEGÖL SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 20/02/2020 NUMARASI : 2019/1608 ESAS 2020/299 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Tespitten Önceki Hukuki Sebeplere Dayalı) KARAR : DAVA DİLEKÇESİ : Davacı 18/09/2019 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Bursa ili İnegöl ilçesi Hocaköy Mahallesi 124 ada 18 parselde kayıtlı taşınmazın önceki tapu kaydının 2350 m² olduğunu, daha sonra kadastro çalışmaları sırasında ölçüm ve çalışmalar sırasında tapu kaydının 2270 m² olarak tescil edildiğini, tapu kayıtlarının düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. DAVANIN AÇILDIĞI MAHKEME TARAFINDAN YAPILAN İŞLEMLER: Dava İnegöl 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2019/231 Esas sayısında açılmıştır....
Dava, tespitten önceki hukuki sebeplere dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Kadastro çalışmaları sırasında ......köyü, 109 ada 4 parsel sayılı 10.410,56 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, orman vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 3116 sayılı Kanuna göre yapılan ve 17/05/1948 tarihinde ilanı yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 5304 sayılı Kanuna göre 2007 yılında yapılan kadastro çalışmaları ile 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre 1990 yılında yapılan kadastro çalışmaları bulunmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, Hazine tarafından, kadastro tespiti 1954 yılında yapılan dava konusu taşınmazın 17.08.1977 tarihinde yapılıp onaylanan kıyı kenar çizgisi kapsamında kaldığı, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu iddiasıyla tapu iptali ve tescil istemiyle açılmış olup, tespitten sonraki hukuki nedene dayalı olarak dava açıldığı anlaşılmakla; verilen kararı inceleme görevi Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 23.01.2020 tarih ve 1 sayılı iş bölümü kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca 8. Hukuk Dairesi'nin görev alanına ait olduğu halde bu husus maddi hata sonucu göz ardı edilerek dosyanın Dairemize gönderilmiş olduğu anlaşılmış olmakla, dosyanın temyiz incelemesi yapmakla görevli Daireye gönderilmek üzere Yargıtay Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 10.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....
./.... maddesinde "Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz." hükmü getirilmiştir. Somut olayda; dosya kapsamından kadastro tespitinin 1963 yılında yapıldığı, tespite itiraz sonucu hükmen 1995 yılında davalılar adına tescil edildiği; davacıların ise taşınmazı 1975 yılında davalıların murisinden satın aldıkları iddiası ile dava açtıkları anlaşılmaktadır. Diğer bir anlatımla davacılar tespitten önceki bir hakka dayanmayıp, aksine tespit tarihinden sonraki sebeplere dayalı olarak dava açmışlardır. Bu durumda 3402 sayılı Yasa'nın .../... maddesinde öngörülen ... yıllık sürenin uygulama olanağı bulunmamaktadır....
Ne var ki, davacı, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği hukuki nedenine dayanarak, hem tespitten önceki hem de tespitten sonraki sebeplere dayalı olarak dava açmış olup, hakkında tutanak düzenlenmeyen taşınmazlara komşu taşınmazlarla ilgili olarak kadastro tespit tutanaklarının düzenlenmesi, usulüne uygun olarak sürdürülen zilyetliği kesintiye uğratmaz. Dolayısıyla davacı, kadastro tespiti öncesinden beri sürdürdüğü zilyetlik nedenine dayanarak adına tescil talebinde bulunabilir. Ayni haklar mutlak nitelikte olup yasal bir kısıtlama olmadıkça her zaman herkese karşı ileri sürülebilir. Gerek 3402 sayılı Kadastro Kanununda, gerekse de 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun tescil hükümlerini düzenleyen maddelerinde, hakkında tutanak düzenlenmeyen ya da tespit harici bırakılan yerler hakkında kadastro öncesi nedenlere dayanılarak dava açılmasını engelleyen yasal düzenleme bulunmamaktadır....
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, taşınmazın 2000 yılında yapılan kadastro çalışması ile davalıların kullanıcı oldukları beyanlar hanesine yazılmak suretiyle Hazine adına tespit ve tescil edildiği, davacının tespitten önceki sebeplere dayalı olarak açtığı davada, dava tarihi itibariyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre dolduğu gibi, tespitten sonra dahi davalıların kullanıcısı olduğu taşınmazların tamamının ya da bir bölümünün kendisine kayden ya da irsen intikal ettiği davacı tarafından iddia ve ispat edilmediğine göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye temyiz karar harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 14.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava konusu taşınmazların tapu kaydı ile kadastro tutanaklarından; ... parselin belgesizden ....06.1963 tarihinde murisler ... ve ... ... adına tespit edildiği ve komisyon kararının kesinleşmesi üzerine ....02.1970 tarihinde tapu kaydı oluştuğu, 59 parselin ... nolu tapu kaydına dayalı olarak 04.07.1963 tarihinde ... adına tespit edildiği ve komisyon kararının kesinleşmesi üzerine 02.....1969 tarihinde tapuya tescil edildiği ,571 parselin Nisan 1959 tarih ... sayılı tapu kaydına dayalı olarak 08.04.1964 tarihinde paylı olarak ... mirasçıları adına tespit edildiği ve tutanağın ........1968 tarihinde kesinleşmesi üzerine tapu kaydı oluştuğu, 488 parsel ise Haziran 1963 tarih ... sayılı tapu kaydına dayalı olarak ....07.1983 tarihinde ... adına tespit edildiği ve tutanağın 02.....1969 tarihinde kesinleşmesi üzerine tapuya tescil edildiği anlaşılmaktadır....
Davalı Ali Bayrak cevap dilekçesinde özetle; Tespitten önceki hukuki sebeplerle dayalı tapu iptal ve tescil konulu işbu davanın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava tarihinden ve tespit tarihinden 15- 20 ve 25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğrafları getirtilip dosya ikmal edildikten sonra keşif yapıldıktan sonra davacının iddiasının asılsız olduğu dava konusu taşınmazda herhangi bir yolun mevcut olmadığının ortaya konulacağını, ayrıca davacının söz konusu mevkiide bulunan taşınmazına halihazırda kullanılan bir yolun mevcut olduğunu, bu hususun davacının herhangi bir geçit hakkına da ihtiyacının bulunmadığını ve davasında tamamıyla kötü niyetli olarak hareket ettiğinin açıkça ortaya koyduğunu, arz ve izah edilen nedenlerle davacı tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep etmiştir....
DELİLLER Kadastro Tutanakları Tapu Kayıtları İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: Yerel mahkeme, 15/06/2021 tarihli kararı ile; Dava konusu taşınmaza ait kadastro tespit tutanağının 24/09/2009 tarihinde kesinleştiği, kadastro tutanağında taşınmazın T4 adına tespit edildiği, bu tespitten itibaren 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 maddesinde belirtilen on yıllık süre geçtikten sonra davacı tarafından kadastrodan önceki sebeplere dayanarak 11/11/2019 tarihinde dava açıldığı, dolayısıyla kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak söz konusu 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun dava şartlarını düzenleyen 114. maddesinin "Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır" şeklindeki 2. Fıkrası delaletiyle 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 maddesi gereğince hak düşürücü süre nedeni ile dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar vermiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/11/2021 NUMARASI : 2019/122 2021/143 DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Tespitten Önceki Hukuki Sebeplere Dayalı) KARAR : Osmaniye 2.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2019/122 Esas ve 2021/143 Karar, 11/11/2021 tarihli karara karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine yapılan inceleme neticesinde; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Tarafların İddia ve Savunmalarının Özeti: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Davacı tarafın Osmaniye ili Rızaiye Mahallesi 408 ada 2 parsel numaralı taşınmazın 798/46000 hissesine 14/02/1978 tarih ve 282 yevmiye numarası ile malik olduğunu, Osmaniye Kadastro Müdürlüğünün 25/10/1993 tarihli tutanağından da anlaşılacağı üzere tahdit esnasında davaya konu 408 ada , 167, 168, 169 ve 170 numaralı parsellerin bulunduğu yerlerin bundan 15 yıl evvel hisse karşılığında tapuda davacıya satıldığı belirtilmekle birlikte, muhtar ve bilirkişilerin davacının söz konusu taşınmazı kullanmadığı beyanı üzerine, esasında...