"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Dairemiz önceki tarihli geri çevirme kararının gerekleri tam olarak yerine getirilmemiş, müdahil Vakıflar İdaresi tarafından aynı sebebe dayalı olarak daha önce açılan dava olup olmadığı usulünce araştırılmamıştır. Bu sebeple ... İlçesi .../ ... Köyü ve çevre köylerde müdahil Vakıflar İdaresinin aynı sebebe dayalı olarak geçmiş yıllarda başkaca dava açıp açmadığının müdahil Vakıflar İdaresinden sorulması, ayrıca ... Adliyesi Yazı İşleri Müdürlüğü bünyesindeki esas ve karar defterlerinden (dosya içerisindeki Türkçe çeviri tarihlerinin 1980 ve öncesi olduğu dikkate alınarak) araştırılması ve ayrıca ......
Öte yandan mahkemece 766 sayılı Tapulama Kanununun 31/2 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. fıkralarında yazılı 10 yıllık hak düşürücü süre bakımından davanın reddine karar verilmiş olması kadastro tespitinin yapılıp kesinleştiği 20.04.1965 tarihinden önceki hukuki sebep bakımından doğru ise de, tespitten sonra başlayan süre açısından davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Çünkü sözü edilen Tapulama Kanununun 31/2 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. fıkraları kadastrodan sonra uygulanan madde ve fıkralar olmayıp kadastrodan önceki hukuki sebepler bakımından uygulanmaları söz konusudur. Mahkemece, maliki tapu kütüğünden kim olduğu anlaşılamayan hukuki sebep bakımından kayıt maliki Boyacı İbrahim Halil (İbrahim Halil)’in kim olduğu bilinen ve tanınan kişi olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken hak düşürücü süreden dolayı reddine karar verilmiş bulunması doğru değil ise de dava redle sonuçlanmış olup hüküm sonucu itibariyle doğru bulunmaktadır....
Davacı, kadastro tespitinden önceki sebeplere dayalı olarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesi uyarınca, kadastro tespitlerinin kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra, tespitten önceki nedenlere dayanılarak tespite karşı dava açılamaz. Sözü edilen süre; hak düşürücü olup, mahkemece re'sen gözetilmelidir. Somut olayda, çekişmeli taşınmazın kadastro tespiti 13.12.1996 tarihinde kesinleşmiş dava ise, 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 15.06.1996 tarihinde açılmıştır. Hal böyle olunca davanın bu nedenle reddine karar vermek gerekirken yazılı gerekçelerle esastan reddine karar verilmesi isabetsiz ise de; verilen karar sonucu itibariyle doğru olduğundan, hükmün gerekçesinin açıklanan şekilde düzeltilmesine ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye temyiz karar harcının temyiz edenden alınmasına, 13.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak, karşı davaya konu bölümde davacıya ait binanın çatısının davalı karşı davacıya ait yapıya dayalı yapıldığı ve daha önce davalı karşı davacının bayii ile davacı - karşı davalı arasında benzer davaların görüldüğü anlaşılmaktadır. Ne varki; bilirkişi raporuna yapılan itirazlara rağmen önceki davaya ilişkin bilirkişi raporları irdelenmemiş, davacının çatısından akan yağmur sularının zarar verdiği iddiası ve tapu kaydındaki şerhin terkinine yönelik istekler bakımından da bir değerlendirme yapılmamıştır....
Bitlis Asliye Hukuk Mahkemesi ise, yapılan zabıta araştırması, adrese dayalı nüfus kayıt sisteminde yer alan adres ve önceki yetkisizlik kararının da davalıya bu adreste tebliğ edilmiş olması nedeniyle davalının yerleşim yerinin Bingöl'de olduğu gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurulmuştur.. Somut olayda, ...'ın anne ve baba adının tashihi istenmiştir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36/1-a maddesinde Nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları, düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılır. Dosya kapsamındaki, 07.01.2011 günlü Emniyet Müdürlüğü araştırma yazısı, adrese dayalı nüfus kayıt sistemindeki adres ve önceki yetkisizlik kararının bu adreste davalıya tebliğ edilmesi karşısında davalı ...'ın yerleşim yerinin......
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 766 sayılı Tapulama Kanununun 31/2 maddesi. 3. Değerlendirme 1.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; kök mirasbırakan ...'nun 24.11.1937 tarihinde öldüğü, 15.10.1954 tarihinde yapılan kadastro çalışmalarında; dava konusu taşınmazın ... ... mirasçıları ... adlarına tespit edildiği, ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 24.05.2017 tarihli 2017/790 Esas, 2017/951 Karar sayılı veraset ilamına göre davacıların mirasbırakanı ...'ın ...'nun mirasçısı olduğu anlaşılmaktadır. 2. Somut olayda; taşınmaza ilişkin kadastro tespit tutanağı 04.03.1955 tarihinde kesinleşmiş, davacıların mirasbırakanı ... 22.12.1986 tarihinde ölmüş, eldeki dava kadastro tespitinden 10 yıl geçtikten sonra 25.04.2018 tarihinde açılmıştır. Davacıların dava hakkının temelinde yatan hukuki sebep; tespitten önceki döneme rastlamaktadır....
Müdahil ... tespitten sonra 2000 tarihli noter senedi ile düzenlenen harici pay satın almaya dayalı olarak davaya katılmıştır. O halde, davacının iddiası, tespit tarihinden sonraki nedene dayalıdır. Tespitten sonraki hukuki nedene dayanan uyuşmazlıkları çözmek Kadastro Mahkemesinin görevi dışında olup Mahkemece davacının iddiası yönünden görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, esası hakkında yargılama yapılarak davasının reddine karar verilmesi isabetsiz olup; müdahilin karar düzeltme talebinin bu nedenlerle kabulü ile Dairemizin 18.04.2016 tarih 2015/5493 Esas, 2016/4311 Karar sayılı ilamın müdahil ... hakkında verilen esastan red kararının onanması yönüyle ortadan kaldırılmasına ve yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, aşağıda yazılı karar düzeltme ve onama harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 20.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ve tanıkların taşınmazların ilk olarak ne zaman kulanılmaya başlandığı, ilk maliklerinin kim olduğu, üzerlerindeki zilyetliğin hangi tarihten beri, kim tarafından, hangi hukuki nedene dayalı olarak ve hangi tasarruflarla sürdürüldüğü hususlarındaki soyut nitelikteki beyanlarına itibar edildiği, taşınmazlardan 179 parsel sayılı taşınmazın sınırında dere bulunduğu halde jeolog bilirkişiden rapor alınmadığı, bir arazinin niteliğini ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarının incelenmesi olduğu halde tespitten öncesine ait hava fotoğrafı bulunup bulunmadığının araştırılmadığı ve bulunması halinde getirtilip incelenmediği, bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulamayacağı açıklanarak, Mahkemece öncelikle, davacı tarafa dedesinden kaldığını ileri sürdüğü taşınmazların hangi nedenle adına tescilini talep ettiği hususunun açıklattırılması; bundan sonra tespit tarihi olan 1953 yılından öncesine ait hava fotoğrafı...
Şu halde, davacının dayandığı harici satın alma senedi tespit tarihinden sonra 19.11.1976 tarihinde düzenlendiğine göre, davacının kadastro tespitinden önceki hukuki sebeplere değil, tespitten sonra ve fakat tutanağın kesinleşmesinden önceki hukuki sebeplere dayanarak tapu iptali ve tescil isteğinde bulunduğunun kabulü gerekir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde açıklanan on yıllık hak düşürücü süre, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak açılan tapu iptali ve tescil davalarında söz konusu olup, somut olayda bu maddenin uygulanma olanağı bulunmamaktadır....
HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Tapu İptali Ve Tescil (Tespitten Önceki Hukuki Sebeplere Dayalı) istemine ilişkindir. Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 01/09/2022 tarihinden itibaren geçerli 1047 sayılı İş Bölümü Kararı gereği, 14.Hukuk Dairesi iş bölümünün 23. maddesinde; "Kadastro öncesi nedenlere (zilyetlik, kamu orta malı iddiası dâhil) dayanılarak genel mahkemelerde açılan (3402 Kadastro Kanunu m. 12) tapu iptal ve tescil davaları," şeklindeki düzenleme yer almıştır. Bu düzenleme karşısında istinaf talebini inceleme görevi Adana Bölge Adliye Mahkemesi 14.Hukuk Dairesi'ne aittir. HMK 352/1 maddesinde ''Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince dosya üzerinde yapılacak ön inceleme sonunda incelemenin başka bir dairece yapılması gerektiği tespit edilen dosyalar hakkında öncelikle gerekli karar verilir.'' hükmü öngörülmüştür....