WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mah. 3126 ada 3 parsel hakkında açılan davaya hakem sıfatıyla bakılıp davanın reddine ve 2/B şerhinin silinmesine karar verilmiş ise de davanın hukuki sebebi ve mahkemenin hukuki tavsifine göre hakemde görülecek bir anlaşmazlığın bulunmadığı, taşınmazın aynına yönelik uyuşmazlıkların genel mahkemede görüleceği, kabule göre de talep olmadan 2/B şerhinin silinmesine karar verilemeyeceği" açıklanmış, mahkemece, bozma kararına uyulduktan ve Belediye Başkanlığının şerhin silinmesi istemiyle açtığı 2005/87 sayılı dava bu davayla birleşitirldikten sonra Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla davanın reddine, birleşen davanın kabulüne ve 2/B şerhinin silinmesine karar verilmiş, hüküm davacı-davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Hazinenin 2/B iddiasına dayalı mülkiyetin tesbiti istemine ve belediyenin şerhin silinmesi istemine ilişkindir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, Hazine tarafından, kadastro tespiti 1954 yılında yapılan dava konusu taşınmazın 17.08.1977 tarihinde yapılıp onaylanan kıyı kenar çizgisi kapsamında kaldığı, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu iddiasıyla tapu iptali ve tescil istemiyle açılmış olup, tespitten sonraki hukuki nedene dayalı olarak dava açıldığı anlaşılmakla; verilen kararı inceleme görevi Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 23.01.2020 tarih ve 1 sayılı iş bölümü kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca 8. Hukuk Dairesi'nin görev alanına ait olduğu halde bu husus maddi hata sonucu göz ardı edilerek dosyanın Dairemize gönderilmiş olduğu anlaşılmış olmakla, dosyanın temyiz incelemesi yapmakla görevli Daireye gönderilmek üzere Yargıtay Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 10.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      SONUÇ VE GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı dikkate alındığında; Hazine fazlalığı şerhinin paya çevrilmesi ve tescili talebiyle açılan davanın yargılaması sonunda; kadastro öncesi sebebe dayalı olduğu ve hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; davacı Maliye Hazinesinin kadastro tutanağına geçirilmiş olan hakkının paya dönüştürülmesini talep etmesi nedeniyle, dava, tutanaklarda belirtilen hakka karşı olmayıp aksine bu hakka dayalı açılmış dava niteliğinde olduğundan, Yargıtay 16....

      Elektrik A.Ş. lehine konulan irtifak hakkına ilişkin şerhin yüksek gerilim hattının taşınmazlarından geçmediğinden bahisle kaldırılmasını istemişlerdir. Yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı ... vekili temyize getirmiştir. Dava konusu 7 sayılı parselin 216 metrekarelik kısmına 21.05.1974 tarihinde ÇEAŞ lehine irtifak hakkı şerhi konulmuş, taşınmaz imar çalışmaları sonucu ifraz ve tevhit edilerek 2010 ada 14 parsel numarasını almıştır.2010 ada 14 parsel sayılı taşınmaz 28.03.2003 tarihinde kamulaştırma nedeniyle ... adına tescil edilmiştir. Şerhin terkinini isteyen önceki malik davacılar tapuda malik değillerdir. Şerhin terkini istemli eldeki davayı açmakta hukuki yararları ve aktif dava ehliyetleri bulunmadığı düşünülmeden davanın kabul edilmesi doğru görülmemiş ve hükmün bozulması gerekmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ :MUHDESATIN AİDİYETİ Dava kullanım kadastrosuna ilişkin olmayıp, davacı tarafından, adına kayıtlı bulunan taşınmazın (mülkiyet hakkına dayalı olarak) tapu kaydı üzerindeki şerhin düzeltilmesi ve taşınmaz üzerindeki muhdesatların aidiyetinin tespiti istemiyle açılmış olup, temyiz inceleme görevinin Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 09.02.2018 tarih ve 2018/1 sayılı ve önceki tarihli kararları ile 14. Hukuk Dairesi'nin görev alanına girmiş olmasına göre, görevli Dairenin belirlenmesi bakımından dosyanın, 6644 sayılı Kanunla değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60/2 maddesi uyarınca Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 25.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Dava, ölüm sebebiyle hukuki değerini yitiren tapu kaydının iptal ve tesciline ilişkin mülkiyetin aktarılması davasıdır. Kayıt maliki Mehmet'in mirasçı bıraktığı belirlendiğine ve dava onlara yöneltildiğine göre ayrıca Hazine'nin davalı olarak gösterilmesine gerek bulunmamaktadır. Hazine hakkındaki davanın husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilmesi gerekirken, dava esastan reddedilmiş olup hüküm sonucu itibariyle Hazine yönünden doğru görülmüştür. 1- Az yukarıda açıklandığı üzere 9 parselin kadastro tutanağı 21.12.1982 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı vekili tespitten önceki ve sonraki kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayanarak iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Tespit öncesi neden yönünden tutanağın kesinleştiği tarihten 25.12.2002 dava tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 maddesinde belirtilen hak düşürücü süre geçmiş bulunmaktadır....

            Davacı, tapu kaydı, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine, asli müdahiller ise irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği hukuki nedenlerine dayanarak hem tespitten önceki hem de tespitten sonraki sebeplere dayalı olarak dava açmışlardır. Taşınmazın tespit sırasında hakkında ... tespit tutanağının düzenlenmemiş olması, öncesinde var olan zilyetliği kesmeyeceği gibi gerek ... Kanunu'nda ve gerekse de diğer yasalarımızda, hakkında tutanak düzenlenmeyen taşınmazlar yönünden tespit öncesi hakka dayanarak dava açma hakkını süreyle sınırlayan bir düzenleme de bulunmamaktadır. ... tutanağı düzenlenip kesinleşen yerlerde dahi 3402 sayılı Yasa'nın 12. maddesinin 3. fıkrasında öngörülen 10 yıllık süre içerisinde dava açılabildiğine ve Yasa'da tescil harici bırakılan yerler hakkında ... öncesi sebeplere dayanarak dava açma hakkını sınırlayan bir süre de öngörülmediğine göre mahkemenin bu yöndeki kabulünde isabet bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, öncelikle ......

              'e karşı 501 parsel sayılı taşınmaz hakkında el atmanın önlenmesi nedeniyle tespitten sonra dava açıldığı ve eldeki dosya arasına birleştirildiği, Mahkemece bozmadan önceki günlü karar içeriğinden de anlaşıldığı üzere murislerinin davacı sıfatlarının bulunmadığı, yargılama sırasında kamulaştırmanın usulüne uygun olmadığına dair savunmalarının dava gibi addedilip taleplerinin reddine karar verildiği, ilk kararın yalnızca asıl davacı ... tarafından temyiz edildiği, diğer bir anlatımla mahkemece verilen önceki günlü hükmün Süleyma Sırrı ... n ve arkadaşları yönüyle kesinleştiği, eldeki temyize konu kararda da yalnızca davalı sıfatıyla gösterildiği ve aleyhlerine bir durum da yaratılmadığı anlaşılmakla temyiz inceleme isteminin REDDİNE, 3- Müdahil Hüseyin Güçlütürk mirasçılarının temyiz istemine gelince; müdahil Hüseyin ... , 501 parsel sayılı taşınmazın tespitinden sonra 1955 yılında Toprak T......

                Dava dilekçesi içeriğine göre davacı, tespitten sonra başlayan zilyetliğe dayalı olarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmış olup, kadastro tespitinin kesinleşmesi ile birlikte tapuya tescil edilen taşınmazların mülkiyetinin, kural olarak zilyetlikle kazanılması mümkün bulunmadığı gibi, mera olarak sınırlandırılan ve özel siciline kaydolan taşınmazların da aynı şekilde zilyetlikle kazanılamayacağı, bu taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğe değer verilemeyeceği; bir an için davanın tespitten önceki nedenlere dayalı olarak açıldığı düşünülse dahi, kadastro tespitinin kesinleştiği 1963 yılından eldeki davanın açıldığı 2015 yılına kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen ve dava şartı olan 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle açılan davanın dinlenme olanağının da bulunmadığı anlaşıldığından, Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken bu hususlar göz ardı edilerek davanın esasına girilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi...

                  Dava dilekçesi içeriğine göre, davacı, tespitten sonra başlayan zilyetliğe dayalı olarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmış olup, kadastro tespitinin kesinleşmesi ile birlikte tapuya tescil edilen taşınmazların mülkiyetinin, kural olarak zilyetlikle kazanılması mümkün olmadığı gibi, mera olarak sınırlandırılan ve özel siciline kaydolan taşınmazların da aynı şekilde zilyetlikle kazanılamayacağı, bu taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğe değer verilemeyeceği; bir an için davanın tespitten önceki nedenlere dayalı olarak açıldığı düşünülse dahi, taşınmazların kadastro tespitlerinin kesinleştiği 1958 yılından eldeki davanın açıldığı 2016 yılına kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen ve dava şartı olan 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle açılan davanın dinlenme olanağının da bulunmadığı anlaşıldığından, Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken bu hususlar göz ardı edilerek davanın esasına girilmek suretiyle yazılı şekilde...

                    UYAP Entegrasyonu