"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TESPİTTEN ÖNCEKİ HUKUKİ SEBEPLERE DAYALI Dava, kadastro sırasında haritasında yol olarak gösterilen taşınmaza yönelik olup, davacı, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanıyor olmakla Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 12.05.2011 tarih 1 sayılı kararı gereğince temyiz inceleme görevi 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenlerle dosyanın Yargıtay Yüksek 8. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 03.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ayni haklar tescil ile doğmakla birlikte tapu kayıtlarının oluşumunda “illilik”, diğer bir anlatımla “sebebe bağlılık” prensibi esas alındığından, tescilin kendisinden beklenen hukuki sonucu doğurabilmesi için geçerli ve haklı bir sebebe dayanması gerekmektedir. Bu bakımdan tescil, hukuki sebebe bağlı bir tasarruf işlemidir. Tescilin geçerli bir hukukî sebebe dayanmaması, ayni hakkın doğumunda ve kazanılmasında kurucu unsur niteliğinde olan tescil işlemini temelde sakat hâle getirir. Belirtilen husus, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 1024 üncü maddesinin ikinci fıkrasında “Bağlayıcı olmayan bir hukuki işleme dayanan veya hukuki sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur” şeklinde açıklanmıştır. Kanun maddesindeki bu tanımdan anlaşılacağı gibi gerçek hak durumuna uymayan tescil, yolsuz tescildir....
İstinaf Sebepleri Davacı ... istinaf dilekçesinde özetle; "Kadastro tutanağında yer alan ...' nun kullanıcı olduğuna ilişkin ibarenin kadastro ekibinde yer alan kişilerin beyanları ile gerçek dışı olduğunu, bu ibareye dayalı düzenlenen hak sahipliği belgesinin de gerçek dışı olduğunu, hak sahipliğine dayalı doğrudan satış işleminin de gerçek hak durumuna uymayan, geçerli hukuki sebebe dayanmayan, gerçek hak sahibi dışında başkası lehine yapılan yolsuz tescil niteliğinde olduğunu, kanıtların toplanması ve taşınmazın bulunduğu yerde keşif yapılması halinde davalı gerçek kişi lehine düzenlenen kadastro tutanağındaki fiili kulanım belirtmesinin hak sahipliği belgesinin, doğrudan satış işlemi ve tescil işleminin hukuki sebebe dayanmadığının, gerçek durumu yansıtmadığının, cezai sonuçları da olabilecek kuşkulu ve kamu zararına da yol açan işlemlerin varlığının tespit edilip buna göre hükme varılacağını, kararın gerekçesinde gösterildiği gibi kullanım kadastro tutanağının, satışın Milli Emlak...
Asliye Hukuk Mahkemesinin 12/02/2019 tarihli ve 2015/775 E., 2019/165 K. sayılı kararıyla; taşınmazın Kadastro tutanaklarının 15/10/1988 tarihinde kesinleştiği, mahkemece yapılan değerlendirme neticesinde davacı tarafça açılan davanın kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali tescil davası olduğu ve bu sebebe dayalı açılan davalarda Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi uyarınca 10 yıllık hak düşürücü mevcut olduğu, iş bu dosya ile iptal ve tescili talep edilen taşınmazın kadastro tutanağının kesinleştiği tarihten itibaren dava tarihine kadar 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu gerekçesiyle, hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF 1. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. 2....
Yasanın 21. maddesi uyarınca ise, Tahsis Kararında belirtilen haklara tahsislerin kesinleştiği tarihten itibaren 5 yıl geçtikten sonra tespitten önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz edilemez ve bunlara karşı dava açılamaz hükmü öngörülmüştür. Burada açıklığa kavuşturulması gereken husus, tahsisten önceki haklara ilişkin davaların 4342 sayılı Mera Kanunun 13. maddesi uyarınca 30 günlük sürede mi, yoksa aynı yasanın 21. maddesi uyarınca 5 yıllık sürede mi açılması gerektiğidir. Mera kanunun 13. maddesi aynı yasanın 21. maddesi ile birlikte değerlendirildiğinde, burada kanun koyucunun 3402 sayılı Kadastro Kanunu ile paralellik sağlamayı amaçladığı görülecektir. Gerçekten, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12. maddesinde 30 günlük ilan süresi geçtikten sonra, dava açılmayan kadastro tutanaklarına ait sınırlandırma ve tespitler kesinleşir ve kadastro mahkemesinde dava açma olanağı kalmaz....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali tescili istemine ilişkindir. 3.2. Hukuki Sebep 3402 sayılı Yasa'nın 12/3 maddesi, “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz” hükmünü içermektedir. 3.3. Değerlendirme Çekişmeli 362 ve 1171 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitleri 09/01/1967 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı taraf 29/12/2014 tarihli dava dilekçesi ile kadastro öncesi nedene dayalı olarak 10 yıllık sürenin geçmesinden sonra tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmış olması nedeniyle İlk Derece Mahkemesince hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. V....
Kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. fıkrasında öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde iptal ve tescil davası açılması mümkündür. Davacı taraf bu haktan yararlanmaktadır. Kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak açılan tapu iptali ve tescil davalarında görevli mahkeme genel mahkemelerdir. Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak ise hakime aittir. (HMK. m. 25, 26 ve 31) Saptanan bu somut ve hukuki olgular karşısında, mahkemece iddia ve savunma doğrultusunda taraf delilleri toplanarak işin esası hakkında bir hüküm kurulması gerekirken hatalı nitelendirme sonucu dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava, tespitten sonra mülkiyet hakkına dayalı tapu iptali ve tescili davası olup temyiz inceleme görevi Yargıtay 1. Hukuk Dairesi Başkanlığına ait bulunmaktadır. Ancak Yargıtay Birinci Hukuk Dairesince görevsizlik kararı verildiğinden, görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE 15.2.2008 gününde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ : Viranşehir Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 15/05/2012 NUMARASI : 2009/295-2012/433 Davada öncelikli ve asıl olan talep; kadastro sonucu oluşan tapu kaydının kadastrodan önceki sebebe dayalı olarak iptali istemine ilişkin olup, bu niteliğine göre Yargıtaydaki inceleme yeri 16. Hukuk Dairesidir. Sözü edilen Dairece de görevsizlik kararı verildiğinden, görevli dairenin Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulanca belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Birinci Başkanlığına SUNULMASINA, 25.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ın temyiz itirazlarına gelince; Adı geçenler tarafından 29 ada 11 ve 25 parsel sayılı taşınmazların maliklerinden, bir kısım yerleri tespitten sonra satın aldıklarını ve satın aldıkları bölümlerin kendilerinin zilyet ve tasarrufunda olduğunu öne sürerek davaya müdahil olmuşlardır. (davacı ...'ın hem tespitten önce hem de tespitten sonra satın almaya dayalı davası olup tespitten önceki sebeplere dayalı temyizi 2 nolu bentte ayrıca değerlendirilmiştir.) Mahkemece taleplerin tespitten sonraki sebep olması nedeniyle ... Mahkemesinin görevi dahilinde bulunmadığı, genel mahkemelerde dava açabilecekleri gerekçesiyle hükmün 2 ve 5 nolu fıkrasında müdahillerin taleplerinin reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere adı geçenler ... tespitinden sonra yapılan harici satışlara dayalı olarak satın aldıkları taşınmaz bölümlerinin adlarına tescili istemiyle davaya katılmışlardır. Hal böyle olunca; talepleri yönüyle "......