Bu süre geçtikten sonra tespitten önceki hukuki sebeplere dayanılarak 21/2 madde uyarınca 5 yıllık süre içinde açılan davaların ise asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekir. Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; davacı ... kendi belde sınırları içinde kalan ve beldenin kadimden beri kullandığı 113 ada 3 parsel sayılı 35.000 m2 alana sahip meranın Mera Tahsis Komisyonunun kararı ile davalı köy tüzel kişiliği adına tahsis edildiğini belirterek dava konusu taşınmazın davalı köy tüzel kişiliğine tahsisine ilişkin 24.09.2004 tarihli mera komisyonu kararının iptali için dava açmıştır. İptali istenen Mera Komisyonu kararı 24.09.2004 tarihli 30 numaralı karar olup, 18.10.2004-17.11.2004 tarihleri arasında askı ilanının yapıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, eldeki dava 26.09.2008 tarihinde açılmış olduğundan 30 günlük askı ilan süre içinde açılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....
Bu süre geçtikten sonra tespitten önceki hukuki sebeplere dayanılarak 21/2 madde uyarınca 5 yıllık süre içinde açılan davaların ise asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekir. Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; davacı ... kendi belde sınırları içinde kalan ve beldenin kadimden beri kullandığı 113 ada 3 parsel sayılı 35.000 m2 alana sahip meranın Mera Tahsis Komisyonunun kararı ile davalı köy tüzel kişiliği adına tahsis edildiğini belirterek dava konusu taşınmazın davalı köy tüzel kişiliğine tahsisine ilişkin 24.09.2004 tarihli mera komisyonu kararının iptali için dava açmıştır. İptali istenen Mera Komisyonu kararı 24.09.2004 tarih 30 numaralı karar olup, 18.10.2004-17.11.2004 tarihleri arasında askı ilanının yapıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, eldeki dava 23.09.2008 tarihinde açılmış olduğundan 30 günlük askı ilan süre içinde açılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....
Dava dilekçesi içeriğine göre davacı, tespitten sonra başlayan zilyetliğe dayalı olarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmış olup, kadastro tespitinin kesinleşmesi ile birlikte tapuya tescil edilen taşınmazların mülkiyetinin, kural olarak zilyetlikle kazanılması mümkün bulunmadığı gibi, mera olarak sınırlandırılan ve özel siciline kaydolan taşınmazların da aynı şekilde zilyetlikle kazanılamayacağı, bu taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğe değer verilemeyeceği; bir an için davanın tespitten önceki nedenlere dayalı olarak açıldığı düşünülse dahi, kadastro tespitinin kesinleştiği 1963 yılından eldeki davanın açıldığı 2015 yılına kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen ve dava şartı olan 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle açılan davanın dinlenme olanağının da bulunmadığı anlaşıldığından, Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken bu hususlar göz ardı edilerek davanın esasına girilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi...
Dava dilekçesi içeriğine göre, davacı, tespitten sonra başlayan zilyetliğe dayalı olarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmış olup, kadastro tespitinin kesinleşmesi ile birlikte tapuya tescil edilen taşınmazların mülkiyetinin, kural olarak zilyetlikle kazanılması mümkün olmadığı gibi, mera olarak sınırlandırılan ve özel siciline kaydolan taşınmazların da aynı şekilde zilyetlikle kazanılamayacağı, bu taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğe değer verilemeyeceği; bir an için davanın tespitten önceki nedenlere dayalı olarak açıldığı düşünülse dahi, taşınmazların kadastro tespitlerinin kesinleştiği 1958 yılından eldeki davanın açıldığı 2016 yılına kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen ve dava şartı olan 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle açılan davanın dinlenme olanağının da bulunmadığı anlaşıldığından, Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken bu hususlar göz ardı edilerek davanın esasına girilmek suretiyle yazılı şekilde...
Mahallesi çalışma alanında bulunan 1242 ada 12 parsel sayılı 484.100,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydına dayalı olarak davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar ... ve arkadaşları tespitten önceki nedenlere dayalı olarak taşınmazın murisleri Hamdi Boztaş'a ait olduğunu öne sürerek davalı adına oluşan tapu kaydının iptali ile adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, dava güncelleme çalışmalarına değil, kadastrodan önceki sebebe dayalı olup, 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olmasına ve eldeki davada zilyetliğin önceki şerh sahibinden satın alma veya başka bir yolla devralındığı iddia ve ispat edilemediğine göre, yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye temyiz karar harcının temyiz edenlerden alınmasına, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.10.2019 gününde oybirliği ile karar verildi....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kadastrodan önceki hukuki sebebe dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 13.01.2018 tarih ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 09.02.2018 günlü ve 2018/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip 21.02.2018 tarihli ve 30339 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.03.2018 günü yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (16.) Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. 11 Nisan 2015 tarihi itibariyle Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 sayılı Kanun'un 2. maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanun'un 60. maddesinin 1. ve 3. fıkraları uyarınca dosyanın görevli Daireyi belirlemek üzere HUKUK İŞBÖLÜMÜ İNCELEME KURULUNA GÖNDERİLMESİNE, 01/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Şu halde, davacının dayandığı harici satın alma senedi tespit tarihinden sonra 19.11.1976 tarihinde düzenlendiğine göre, davacının kadastro tespitinden önceki hukuki sebeplere değil, tespitten sonra ve fakat tutanağın kesinleşmesinden önceki hukuki sebeplere dayanarak tapu iptali ve tescil isteğinde bulunduğunun kabulü gerekir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde açıklanan on yıllık hak düşürücü süre, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak açılan tapu iptali ve tescil davalarında söz konusu olup, somut olayda bu maddenin uygulanma olanağı bulunmamaktadır....
den satın aldığını, taşınmazın miktarının davalı lehine artış yapılarak davacının zilyetliğindeki yerin gerçek zilyetliğindeki yerden eksik ölçüldüğünü ileri sürerek taşınmazın 1000 m²'lik bölümünün davalı adına olan kullanıcı şerhinin iptali ile davacı adına tapunun beyanlar hanesine şerh verilmesini talep ve dava etmiş, Antalya Kadastro Mahkemesinin 2012/608 Esas sayılı dosya arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunduğundan birleştirilmesine karar verilmiştir. Birleşen 2012/619 Esas sayılı dosya davacısı ...; 278 ada 191 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına tespit edildiğini ileri sürerek taşınmazın davacı adına kullanıcı olarak tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiş, Antalya Kadastro Mahkemesinin 19.12.2014 tarih 2012/619 - 2012/753 E - K sayılı ilamı ile Antalya Kadastro Mahkemesinin 2012/608 Esas sayılı dosya arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunduğundan birleştirilmesine karar verilmiştir....
in kullanımında olduğunun beyanlar hanesine şerh verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Hükmüne uyulan bozma ilamında taşınmazın kullanım kadastrosuna tabi olduğundan hareketle zilyetlik durumunun araştırılması gereğine değinilmiştir. Ancak, dosya arasındaki bilgi ve belgelerden kullanım kadastrosunun 1997 de kesinleştiği, taşınmazın sonradan 3402 sayılı Kanun'un Ek-4. maddesi gereğince güncellemeye konu olmadığı anlaşılmıştır. Esasen daha önce kullanım kadastrosu ile kullanım şerhi verilmeyen yerlerde güncelleme yapılması da mümkün olmayıp, mahkemenin idare yerine geçerek kullanım kadastrosu yapması mümkün olmadığı gibi, tesis kadastrosundan önceki sebebe dayalı talep yönünden de 3402 sayılı Kanun'un 12/3 maddesinde öngörülen hak düşürücü süre geçmiş olduğuna göre, tapu kaydına şerh verilmesine yönelik davanın dinlenme olanağı bulunmamaktadır....