Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kadastro Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün davacı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Mahkemenin vermiş olduğu önceki karar Yargıtay tarafından bozulmuş olup, bozma ilamında özetle; “ taşınmazın tespit tarihi 1953 tarihi olduğuna göre zilyetlikle iktisap koşullarının bu tarihe göre belirlenmesi gerekli olup dinlenen yerel bilirkişiler yaşları itibari ile bu tarihe kadar davacı lehine iktisap koşullarının oluşup oluşmadığını bilebilecek yaşta olmadıkları halde, bu tarihten öncesini bilebilecek durumda mahalli bilirkişi bulunup bulunmadığının araştırılmadığı, mahalli bilirkişi ve tanıkların taşınmazın, ilk olarak ne zaman kullanılmaya başlandığı, ilk malikinin kim olduğu, zilyetliğin hangi tarihten beri, kim tarafından, hangi hukuki nedene dayalı olarak...

    Temyiz Nedenleri Davacı temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyip, kadastro sırasında hata yapıldığını, ayni hakların hakdüşürücü süreye tabi olmadığını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir. 3. Gerekçe 3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 3.2. İlgili Hukuk 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi; “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” hükmünü içermektedir. 3.3....

      HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Tapu İptali Ve Tescil (Tespitten Önceki Hukuki Sebeplere Dayalı) istemine ilişkindir. Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 01/09/2022 tarihinden itibaren geçerli 1047 sayılı İş Bölümü Kararı gereği, 14.Hukuk Dairesi iş bölümünün 23. maddesinde; "Kadastro öncesi nedenlere (zilyetlik, kamu orta malı iddiası dâhil) dayanılarak genel mahkemelerde açılan (3402 Kadastro Kanunu m. 12) tapu iptal ve tescil davaları," şeklindeki düzenleme yer almıştır. Bu düzenleme karşısında istinaf talebini inceleme görevi Adana Bölge Adliye Mahkemesi 14.Hukuk Dairesi'ne aittir. HMK 352/1 maddesinde ''Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince dosya üzerinde yapılacak ön inceleme sonunda incelemenin başka bir dairece yapılması gerektiği tespit edilen dosyalar hakkında öncelikle gerekli karar verilir.'' hükmü öngörülmüştür....

      Tutanağın kesinleştiği 14.07.1970 tarihinden 23.11.2009 dava tarihine kadar tespitten önceki sebep bakımından 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. fıkrasında açıklanan 10 yıllık hak düşürücü süre geçmiş bulunmaktadır. Mahkemenin bu yöne ilişkin gerekçesi doğru ise de, davacılar tespitten sonra kendileri ve miras bırakanlarının taşınmaza zilyet olduğunu, tapu kaydının hukuki değerini yitirdiğini de ileri sürmüşlerdir. Bu durumda, tespitten sonraki sebep bakımından hak düşürücü sürenin nazara alınması mümkün değildir. Başka bir anlatımla; tespitten sonra oluşan tapu kaydının TMK.nun 713/2.maddesine dayanılarak hukuki değerini yitirdiği iddiası ile açılan davaların herhangi bir süreye bağlı olmaksızın her zaman açılması mümkündür. Ancak davacılar vekili, dava konusu taşınmazların muris ...’dan geldiğini açıklayarak davacılar adına tescilini talep etmiştir....

        GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Dosya içeriğine, mahkeme kararında belirtilip, Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere, dava dilekçesi içeriğinden davanın tespit öncesi nedenlere dayalı olarak açıldığı, Dairemizce de iddia ve savunmanın bu yönde değerlendirildiği ve davacının tespitten sonraki sebeplere dayalı olarak hak düşürücü süreye bağlı olmaksızın ayrıca dava açılabileceğinin anlaşılmasına göre iddia ve savunma tespit öncesi nedenlere göre Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440.maddesinde sayılan nedenlerden hiçbirisine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, aynı Kanun'un 442.maddesi uyarınca 264.60 TL para cezası ile aşağıda yazılı bakiye red karar düzeltme harcının düzeltme isteminde bulunandan alınmasına, 13.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Eldeki dava ise harcı yatırılmak suretiyle 23.09.2008 tarihinde açılmıştır. 4342 sayılı Yasanın 21/2. maddesi ile tahsis kararlarında belirtilen haklara tahsislerin kesinleştiği tarihten itibaren 5 yıl geçtikten sonra tespitlerden önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz edilemeyeceği ve bunlara karşı dava açılamayacağı düzenlenmiştir. Bu süre hak düşürücü süre niteliğinde olup, mahkemece resen gözönünde tutulur. Hal böyle iken, eldeki dava nizalı taşınmazın mera olarak tahsis edilmesinin kesinleştiği tarihten sonra 4342 sayılı Yasanın 21/2. maddesinde öngörülen 5 yıllık hak düşürücü süre geçirildikten sonra açıldığına göre, tespitten önceki hukuki nedenler bakımından hak düşürücü sürenin geçtiği, tespitten sonraki sebepler bakımından ise zilyetliğin hukuki kıymetinin bulunmadığı gözönüne alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgıya düşülerek yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, 1959 tarihinde yapılan kadastro tespitinden sonraki 14.12.1971 tarihli sözleşme ile haricen satın almaya dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Tespitten önceki nedene dayanılmamaktadır. Davanın açıklanan bu niteliğine göre Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 gün ve 1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca temyiz incemesi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Ancak Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 2013/9680-2014/8819 sayılı kararı ile Dairemize aidiyet kararı verildiği anlaşılmakla, dosyanın temyiz incelemesinde görevli Dairenin belirlenmesi için Yargıtay Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 09.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının dava açmakta hukuki yararının yokluğu sebebiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; zaman bakımından görev başlığını taşıyan 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 26. maddesi hükmünce askı ilan süresi içinde açılan davaların yanında tespitten önceki haklara dayanarak asli müdahil olarak davaya katılanların iddialarına dair uyuşmazlıkların da Kadastro Mahkemesinde incelenip karara bağlanacağı düzenlenmiştir. Davacının talebinin tespitten önceki haklara dayandığı ve kadastro tespitinin kesinleşmediği dikkate alındığında davacı tarafından Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davanın Kadastro Mahkemesinde görülmekte olan davaya katılma istemi niteliğinde olduğunun kabulü zorunludur. Bu tür talepleri incelemekle görevli mahkeme Kadastro Mahkemesidir....

                Bu süre geçtikten sonra tespitten önceki hukuki sebeplere dayanılarak 21/2 madde uyarınca 5 yıllık süre içinde açılan davaların ise asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekir. Görüldüğü üzere Mera Kanunu ve Kadastro Kanununda benzer amaçlı düzenlemeler ile dava açma süresi ile birlikte görevli mahkeme de belirlenmiştir. Mera Komisyonu kararının iptaline ilişkin davalarda adli yargı görevlidir. Bu durumda dava tapu sicil kaydına yönelik olduğundan tescil isteminin adli yargıda çözülmesi gerekirken idari işlemin iptali olarak değerlendirilip davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, istek halinde temyiz harcını yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.09.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

                  Temyiz Nedenleri Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyip, istinaf ilamının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kararın eksik ve hatalı olduğunu, kadastro tespitinden sonra var olan hukuki duruma dayanarak dava açıldığını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir. 3. Gerekçe 3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 3.2. İlgili Hukuk 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi; “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” hükmünü içermektedir. 3.3....

                    UYAP Entegrasyonu