Somut olayda; ilgili apartman karar defteri getirtildiği halde apartman gelir- gider defteri getirtilmeden, davacının eşinin SGDP ne tabi olarak çalıştığı süreler tam olarak tespit edilmeden, talep edilen sürenin uzunluğu dikkate alındığında yeteri kadar kamu tanığı dinlenmeden eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi hatalı olmuştur. Ayrıca, dava; 6552 sayılı Kanunun yürürlüğünden sonra 09/04/2015 tarihinde açılmasına ve bu tarihte Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı iş bu davalarda feri müdahil olmasına rağmen, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının iş bu davada davalı olarak gösterilmesi, yargılamaya bu şekilde devam olunması ve Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı ile ilgili hüküm kurulması da hatalı olmuştur....
ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİ TARİHİ : 26/11/2020 NUMARASI : 2020/90 ESAS, 2020/462 KARAR DAVA KONUSU : Tespit (Sosyal Güvenlik Hukuku İle İlgili Tespit Davaları) KARAR : Muş 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi'nin 26/11/2020 tarih, 2020/90 Esas, 2020/462 Karar sayılı kararına karşı davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, 6100 sayılı HMK nun 352.maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucunda ; TALEP : Davacı, dava dilekçesinde özetle; 15.05.1991- 14.06.1991 tarihleri arasında davalı Belediye nezdinde temizlik işçisi olarak asgari ücretle çalıştığını, bu çalışmasının dönem bordrosunda kayıtlı olduğu halde Sosyal Güvenlik Kurumu'nun bu hizmetin kendisine ait olduğunu kabul etmediğini beyanla hizmetinin tespitine karar verilmesini istemiştir....
Somut olayda iş kazası olduğu iddia olunan olayın Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmediği anlaşılmaktadır. Kurumca sigortalıya gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın iş kazası niteliğince olup olmadığının tespiti ön sorundur. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir....
Somut olayda iş kazası olduğu iddia olunan olayın Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmediği anlaşılmaktadır. Kurumca sigortalıya gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın iş kazası niteliğince olup olmadığının tespiti ön sorundur. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir....
Somut olayda iş kazası olduğu iddia olunan olayın Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmediği anlaşılmaktadır. Kurumca sigortalıya gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın iş kazası niteliğince olup olmadığının tespiti ön sorundur. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir....
Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle sosyal güvenlik hukukunun, kamu hukuku mu, yoksa özel hukuk alanına mı girdiği ve primin hukuki niteliğinin ne olduğu hususlarının tespit edilmesi gerekmektedir. Sosyal güvenlik hukuku çerçevesinde oluşturulan sigortalılık ilişkisi bir kamu hukuku ilişkisidir. Bu ilişki yasa gereği kendiliğinden meydana gelir. Sigortalı olma yükümü sigortalının iradesinden bağımsızdır. Yasanın emredici kuralı doğrultusunda ortaya çıkar. Sigortalı olma hak ve yükümlülüğünden kaçınılmaz. İşverenin sigortalıları bildirmek, primleri ödemek gibi kaçınamayacağı yükümlülükleri vardır. Bu nedenle sigortalı-işveren-Kurum arasında kamu hukukundan kaynaklanan bir ilişki söz konusudur. Kamu hukuku içinde yer alan sosyal güvenlik hukuku, bir kamu hizmetinin yürütümünü düzenlediği için aynı zamanda “ idare hukukunun da” bir parçasıdır. Özel hukukla bağını sınırlı olarak korumuştur....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince; Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE; Davacının 02/08/2003- 01/02/2004 tarihleri ile 01/10/2008- 29/02/2016 tarihleri arası sosyal güvenlik destek primlerinden sorumlu olmadığının tespiti ile bu tarihler için SGK ya yapılan ödemelerin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davacıya iadesine, Davacının 01/02/2004 ile 30/09/2008 tarihleri arası sosyal güvenlik destek primlerinden sorumlu olmadığının tespiti talebinin reddine" şeklinde karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kurum işleminin yasal mevzuata uygun olduğunu, davanın reddi gerektiğini, kararın usul ve yasa hükümlerine aykırı olduğunu belirterek kaldırılmasını talep etmiştir....
Sözü edilen 6. madde de, çalıştırılanların, işe alınmaları ile kendiliğinden sigortalı olacakları, sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamayacağı ve vazgeçilemeyeceği belirtilmiştir. 79/10. madde de ise sigortalıların çalışmalarının tespiti ile ilgili dava açabilecekleri hükme bağlanmıştır. Bu sebeple bu tür davalar Sosyal Güvenlik hakkı ve Kamu düzeni ile ilgilidir. Kamu Hukuku içerisinde yer alan bir Hukuk dalında kişi iradesi önemli değildir. Doğrudan yasal statüsü gereği içerisinde bulunduğu durum dikkate alınır. Hakimin doğrudan gerçeği bulma yükümlülüğü bulunmaktadır. işçilik haklarına gelince; bu tür davalar 1475 sayılı Yasadan kaynaklanmaktadır. Kişi iradesi önemli rol oynadığı gibi, taraf anlaşmaları dahi geçerlidir. Ayrıca bu tür haklardan her zaman için vazgeçilebilir. Alacak ve tazminat türü davalardandır. Bu durumda; her iki davanın yasal konumları birbirinden tamamen farklıdır. Her iki dava arasında; birlikte görülmelerini gerektiren bir neden bulunmamaktadır....
Davalı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı vekili cevap dilekçesinde, davanın reddine karar verilmesini İstemiştir. Mahkemece, R... İl Özel İdaresinin il merkezdeki bina ve tesislerinde yapılan asıl işlerin inşaat işkolu kapsamında olduğu, ilçelerde bulunduğu ifade edilen şantiyelerin de aynı mahiyette olduğu anlaşıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Karar K...-İŞ Sendikası vekili ile T... K...-İŞ Sendikası vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık, 2821 sayılı Sendikalar Kanunu'nun 4 ve 60. maddeleri uyarınca işkolu tespitine itiraza ilişkindir. Türk toplu iş hukukundaki normatif düzenlemelerde işkolu kavramı önemli bir yer tutmaktadır. 2821 sayılı Sendikalar Kanunu'na göre, öncelikle işçi ve işveren sendikaları işkolu esasına göre kurulmaktadır (m. 3). İşkolunun belirlenmesi konusunda özel bir norm düzenlenmiştir (m. 4). Anılan maddeye göre işkolu tespiti Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nca yapılacaktır....
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun ilgili kararında özetle, bazı kanunlardan kaynaklanan uyuşmazlıklara ilişkin davaların münhasıran sosyal güvenlik davalarına bakmakla görevlendirilen mahkemelerde görülmesine, mahkemelerin ellerinde bulunan derdest dava dosyalarına niteliklerine bakılmaksızın kendi mahkemelerinde bakılmaya devam edilmesine, iş bu kararın 01/01/2013 tarihinden itibaren uygulamaya başlanmasına karar vermiştir. İlgili yasal düzenlemeler karşısında 12.12.2012 tarihinde açılan davada, bozma sonrası davanın açıldığı mahkemenin görevinin devam ettiği ve ilgili uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, ilgili HSYK kararının yanlış yorumlanması suretiyle aynı mahalde bulunan Sosyal Güvenlik Mahkemesine gönderilmek üzere görevsizlik kararı verilmesi isabetsizdir....