Davacı ..., çekişmeli taşınmazın 3/13 hissesinin adına tespit edildiğini, ancak taşınmazın tamamında 70-80 yılı bulan zilyetliğinin bulunduğunu, taşınmazın tamamının adına tespit edilmesi gerektiğini iddia ederek, davacı ..., çekişmeli taşınmazda murisi dolayısı ile hak sahibi olduğunu ve kendi payı oranında adına tespit yapılması gerektiğini iddia ederek, davacı ... ise, çekişmeli taşınmazda murisleri dolayısı ile hak sahibi olduğunu ve ... oğlu ... mirasçıları adına miras payları oranında tespit yapılması gerektiğini iddia ederek dava açmışlardır. Mahkemece, davacılar ... ve ...'ın mirasçılık ilişkileri ve zilyetliklerinin belirlenemediği, davacı ...'ın taşınmazı kullandığı belirlense de ne kadarlık hissede ne kadar süredir zilyet olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davaların reddine karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm için yeterli değildir....
Gerekçe: Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava konusu alacaklar bakımından tespit davası açılıp açılamayacağı noktasında toplanmaktadır. Davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir; 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 106. maddesinde tespit davası yoluyla mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesinin talep edilebileceği, tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunması gerektiği ve maddi vakıaların, tek başına tespit davasının konusunu oluşturamayacağı hususları düzenlenmiştir. Tespit davasında, sadece tespit hükmü verilebilir. Tespit davasında verilen karar ile hukui ilişkinin varlığı veya yokluğu kesin olarak tespit edilir....
Gerekçe: Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava konusu alacaklar bakımından tespit davası açılıp açılamayacağı noktasında toplanmaktadır. Davacının tüm, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir; 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 106. maddesinde tespit davası yoluyla mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesinin talep edilebileceği, tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunması gerektiği ve maddi vakıaların, tek başına tespit davasının konusunu oluşturamayacağı hususları düzenlenmiştir. Tespit davasında, sadece tespit hükmü verilebilir. Tespit davasında verilen karar ile hukuki ilişkinin varlığı veya yokluğu kesin olarak tespit edilir....
Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2011/360 Değişik İş sayılı dosyası ile 11.07.2011 tarihinde tespit yaptırılmış, yapılan inceleme sonucu taşınmazın projeye uygun olarak eski hale getirilme bedelinin 18.825 TL olduğu bildirilmiştir. Tespit raporunun davalıya tebliğ edilemediği görülmektedir. Davacı, açmış olduğu işbu dava ile tespit bilirkişisi raporu ile belirlenen 18.825 TL eski hale getirme bedelinin tahsilini talep etmektedir. Yargılama sırasında davalı taraf, tespit raporuna itirazlarını bildirmiş ise de, mahkemece bu rapor çerçevesinde davanın kabulüne karar verilmiştir. 1086 Sayılı HMUK'nun 368-374 (6100 Sayılı HMK'nun 400-406 ) maddelerinde düzenlenmiştir. Bu kısımda tespit raporuna itiraz konusunda açık düzenleme yer almamakla birlikte, yasanın 373. maddesinin yollaması ile aynı yasanın 283. maddesine göre, yokluğunda tespit yapılan tarafın bir haftalık süre içinde tespit sonucu alınan bilirkişi raporuna itiraz hakkı bulunmaktadır....
B.. adına tespit ve hükmen 10.01.2000 tarihinde, 136 ada 6 ve 151 ada 5 parsel sayılı taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği uyarınca tarla vasfıyla davalılardan M.. B.. adına tespit ve 25.11.1999 tarihinde, 151 ada 2 parsel sayılı taşınmaz tarla vasfıyla davalılardan M.. B.. adına tespit ve hükmen 10.01.2000 tarihinde, 136 ada 8 ve 151 ada 12 parsel sayılı taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği uyarınca tarla vasfıyla davalılardan M.. B.. adına tespit ve 25.11.1999 tarihinde, 136 ada 9 parsel sayılı taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği uyarınca tarla vasfıyla davalılardan Zerif adına tespit ve 25.11.1999 tarihinde, 151 ada 9 parsel sayılı taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği uyarınca tarla vasfıyla davalılardan A.. B.. adına tespit ve hükmen 12.07.2000 tarihinde, 151 ada 27 parsel sayılı taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği uyarınca tarla vasfıyla davalılardan N.....
adına tespit ve tescil edilmiş, taksimle ... ve ... adlarına intikal etmiş; 104 ada 50 parsel sayılı 209,07 m2 yüzölçümündeki taşınmaz ... adına tespit ve tescil edilmiş, taksimle ... adına intikal etmiş; 105 ada 100 parsel sayılı 52,56 m2 yüzölçümündeki taşınmaz ... adına tespit ve tescil edilmiş, taksimle ... adına intikal etmiş; 116 ada 1 parsel sayılı 202,76 m2 yüzölçümündeki taşınmaz ... adına tespit ve tescil edilmiş, taksimle ... ve ... adlarına intikal etmiş; 114 ada 3 parsel sayılı 71,70 m2 yüzölçümündeki taşınmaz ... adına tespit ve tescil edilmiş, satış yoluyla ... kızı ... adına intikal etmiş, 105 ada 57 parsel sayılı 1695,40 m2 yüzölçümündeki taşınmaz ... adına tespit ve tescil edilmiş, taksimle ... ve ... ile ... adlarına intikal etmiş, 105 ada 75 parsel sayılı 601,86 m2 yüzölçümündeki taşınmaz ......
Davacı taraf, davalı kuruma tespit için başvuru işlem prosedürlerin tamamlamadan ve usulüne uygun başvuru yapmadan mahkememizde dava açtığı, bu durumun Davacı tarafın henüz başvuru işlemlerini tamamlamadan ve davalı kurumdan usulüne uygun başvuru yapıp "red" cevabı almadan eksik evrak ile başvuru yaptığından bahisle tespit davası açılamaz. Tespit talep edilen hususlarda eksik belgeleri tamamlayıp sonuca ulaşma imkanı mevcutken tespit talep etmekte hukuki yarar görülmemiştir. Derdest dava H.M.K.'nın 106. maddesi çerçevesinde açılmış bir tespit davasıdır. Anılan hükmün ikinci fıkrasında tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunması gerektiği emredilmiş bulunduğundan, öncelikle hukuki yararın varlığını belirlemek gerekir. Aksi halde uzun uğraşlar sonucu elde edilecek tespit hükmünün hukuki sonuç doğurmaya elverişli olmayan, şeklî bir karar olarak kalması muhtemeldir. Tespit istemekte hukuki korumaya muhtaç bir yararın varlığı aranır....
e, 1 payının...kızı ... (...) adına tespit ve tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, her ne kadar davanın reddi ile 212 ada 54 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tesciline,taşınmazın 5 pay kabul edilerek;1 payının...oğlu ...'e,1 payının...oğlu ...'e,1 payının...oğlu ...'e,1 payının...kızı ... (...)'e, 1 payının...kızı ... (...) adına tespit ve tapuya tesciline karar verilmiş ise de, hüküm dosya kapsamına uygun düşmemektedir....
adına tespit edildiğini bu taşınmazların adına tescilini talep etmiştir. Kadastro sırasında 225 ada 1 numaralı parselin 1103,07 m2 yüzölçümü ile davacı adına tespit edildiği tutanağın bu dosya ile itirazlı olduğu, 225 ada 2 numaralı parselin 3913,30 m2 yüzölçümü ile ... Kurt adına tespit edildiği ve tutanağın itirazsız kesinleştiği, 155 ada 2 numaralı parselin 4057,86 m2 yüzölçümü ile ... ... adına tespit edildiği ve tutanağın itirazsız kesinleştiği anlaşılmaktadır. Mahkemece tespit tutanakları kesinleşmiş olduğundan davanın görev yönünden reddine, mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1) Davacı parsel numarası belirtmeksizin Hazine ve Orman Yönetimini taraf göstererek dava açmıştır. Ancak daha sonra dava ettiği taşınmazların 225 ada 2 ve 155 ada 2 numaralı parseller olduğunu bildirmiş ve bu parsellerin kadastro sırasında davada taraf olmayan gerçek kişiler adına tespit edildiği ve tutanakların itirazsız kesinleştiği anlaşılmaktadır....
Fıkrasının dördüncü cümlesi; “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit edilen bedelden az olması durumunda hâkim tarafından tespit edilen bedel, fazla olması durumunda idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedel, peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, kalanı ise bedele ilişkin kararın kesinleşmesine kadar üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmak ve kesinleşen karara göre hak sahibine verilmek üzere” bölümü ile yedinci cümlesinde yer alan “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedelden fazla olması halinde fazla olan tutarın bloke edildiğine” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu ve iptal edildiği nazara alınarak tespit edilen bedelin derhal ödenmesi gerektiğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının faiz ve ödemeye ilişkin 4 ve 5. paragraflarının tümüyle çıkartılmasına, yerlerine sırasıyla, a-(Bozma ilamı sonrası tespit edilen bedelden ilk kararla tespit edilen bedelin mahsubu sonrası oluşan fark bedel 6.343,00 -TL bedele son karar tarihi 25.09.2019 tarihine...