Bu kriterler, asıl işveren işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi sureti ile haklarının kısıtlanması veya daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisinin kurulması olarak belirtilmiştir. Asıl işveren ve alt işveren arasındaki sözleşmenin muvazaalı olması halinde, alt işveren işçisi, aynı madde uyarınca başlangıçtan itibaren asıl işveren işçileri sayılacaktır. Böyle bir durumda işe iade isteyen alt işveren işçisinin asıl işveren işyerine işe iadesine karar verilmesi gerekir. Zira alt işveren gerçekte işveren değildir ve işveren sıfatı bulunmamaktadır. Tarafların gerçek iradeleri işçi temini olduğu halde, bunu bir asıl işveren alt işveren ilişkisi olarak göstermişlerse muvazaalı bir hukuki işlem söz konusudur....
Bu kriterler, asıl işveren işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi sureti ile haklarının kısıtlanması veya daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisinin kurulması olarak belirtilmiştir. Asıl işveren ve alt işveren arasındaki sözleşmenin muvazaalı olması halinde, alt işveren işçisi, aynı madde uyarınca başlangıçtan itibaren asıl işveren işçileri sayılacaktır. Böyle bir durumda işe iade isteyen alt işveren işçisinin asıl işveren işyerine işe iadesine karar verilmesi gerekir. Zira alt işveren gerçekte işveren değildir ve işveren sıfatı bulunmamaktadır. Tarafların gerçek iradeleri işçi temini olduğu halde, bunu bir asıl işveren alt işveren ilişkisi olarak göstermişlerse muvazaalı bir hukuki işlem söz konusudur....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 05/11/2020 NUMARASI : 2019/127 ESAS, 2020/247 KARAR DAVA KONUSU : ALACAK (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) KARAR : İlk derece Mahkemesince verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemizce dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı bünyesinde 19/05/2011 ile 27/06/2014 tarihleri arasında çalıştığını, davacının iş akdine haksız ve hukuka aykırı olarak son verilmesi üzerine müvekkilince işe iade davası açıldığını, açılan dava neticesinde müvekkilinin işe iadesine karar verildiğini, ancak davalı işveren tarafından davacı işe başlatılmadığı gibi tazminat ve alacaklarının da ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, boşta geçen süre alacağı ve işe başlatmama tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
Yine davacının 2016 Kasım bordrosu incelendiğinde, ek olarak işveren hayat sigortası olarak 2,57TL, işveren sağlık sigortası olarak 110,26- TL, işveren sağlık eş sigortası 89,70- TL, çocuk sigortası 127,63TL olmak üzere toplam 330,16- TL ödeme görülmüştür. Ferhat Uçar`ın bordrosu incelendiğinde ise aynı alacak kalemlerinin sırasıyla 5.71- TL, 240,50- TL, 195,57- TL ve 278,94- TL şeklinde zamlandığı ve toplamda 720,72- TL olduğu görülmüştür. Bu nedenle davacı işçinin farazi fesih tarihi yönünden brüt 7.500 TL ,işe iade sonrası fesih tarihi yönünden ise brüt 11.467 TL , giydirilmiş brüt 12.187,72 TL ücret aldığı kabul edilmiştir. Davacı işçinin İstanbul 23. İş Mahkemesinin 2016/535 esas sayılı dosyası ile işe iadesine karar verildiği, davalı tarafça işe iade edilmediği anlaşıldığından davacının kıdem ve ihbar ve işe başlatmama tazminatına hak kazandığı kabul edilmiş , bilirkişi raporunda yapılan hesaplamalara itibar edilmiştir. İstanbul 23....
Dava, işçi ve işveren ilişkisinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. 4857 sayılı İş Kanununun 21 inci maddesinin beşinci fıkrasına göre, işçi kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren on iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. Aksi halde işverence yapılan fesih geçeri bir feshin sonuçlarını doğurur. İşveren işe iade için başvuran işçiyi (1) ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde en az dört, en fazla sekiz aylık ücret tutarında belirlenen iş güvencesi tazminatı ile boşta geçen süreye ait en çok dört aya kadar ücret ve diğer hakları işçiye ödemek zorundadır. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşverenin işe davete dair beyanının da ciddî olması gerekir....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 13/07/2021 NUMARASI : 2018/546 ESAS - 2021/783 KARAR DAVA KONUSU : Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, davalı alt işveren olan T4 Kay. Tic. A.Ş ve asıl işveren QNB Finansbank A.Ş. nezdinde 18.03.2013- 02.10.2017 tarihleri arasında temizlik ve büro görevlisi olarak çalıştığını, işyerinde yemek verildiğini, iş akdinin haksız olarak feshedilmesi üzerine Ankara 21. İş Mahkemesi'nin 2017/557 E. ve 2017/838 K. sayılı kararı ile davacının işe iadesine, işe iade edilmemesi halinde 4 aylık ücreti tutarında işe iade başlatmama tazminatına ve 4 aylık boşta geçen süre ücretinin ödenmesine karar verildiğini, yapılan itiraz sonrası Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. H.D.'...
Asıl işveren ve alt asıl işveren arasındaki sözleşmenin muvazaalı olması halinde, asıl işveren başlangıçtan beri gerçek işveren olduğundan, feshin geçersizliği ve işe iade davasının tarafı gerçek işveren ile muvazaalı işlemin diğer tarafı olan kişi veya kuruluşlar olmalı, işçi gerçek işverene ait işyerine iade edilmeli, işe iadenin mali sonuçlarından muvazaanın tarafı olan kişi veya kuruluşta gerçek işverenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmalıdır. Feshin geçersizliği ve işe iade davasının alt ve asıl işveren ilişkisinde, her iki işverene birlikte açılması ve muvazaa bulunmaması halinde ise, davacı işçi alt işveren işçisi olup, iş sözleşmesi alt işveren tarafından feshedildiğinden, feshin geçersizliği ve işe iade yükümlülüğü alt işverenindir. Asıl işverenin iş ilişkisinde sözleşmenin taraf sıfatı bulunmadığından, asıl işverenin işe iade yönünde bir yükümlülüğünden söz edilemez....
Asıl işveren ve alt asıl işveren arasındaki sözleşmenin muvazaalı olması halinde, asıl işveren başlangıçtan beri gerçek işveren olduğundan, feshin geçersizliği ve işe iade davasının tarafı gerçek işveren ile muvazaalı işlemin diğer tarafı olan kişi veya kuruluşlar olmalı, işçi gerçek işverene ait işyerine iade edilmeli, işe iadenin mali sonuçlarından muvazaanın tarafı olan kişi veya kuruluşta gerçek işverenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmalıdır. Feshin geçersizliği ve işe iade davasının alt ve asıl işveren ilişkisinde, her iki işverene birlikte açılması ve muvazaa bulunmaması halinde ise, davacı işçi alt işveren işçisi olup, iş sözleşmesi alt işveren tarafından feshedildiğinden, feshin geçersizliği ve işe iade yükümlülüğü alt işverenindir. Asıl işverenin iş ilişkisinde sözleşmenin taraf sıfatı bulunmadığından, asıl işverenin işe iade yönünde bir yükümlülüğünden söz edilemez....
Asıl işveren ve alt asıl işveren arasındaki sözleşmenin muvazaalı olması halinde, asıl işveren başlangıçtan beri gerçek işveren olduğundan, feshin geçersizliği ve işe iade davasının tarafı gerçek işveren ile muvazaalı işlemin diğer tarafı olan kişi veya kuruluşlar olmalı, işçi gerçek işverene ait işyerine iade edilmeli, işe iadenin mali sonuçlarından muvazaanın tarafı olan kişi veya kuruluşta gerçek işverenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmalıdır. Feshin geçersizliği ve işe iade davasının alt ve asıl işveren ilişkisinde, her iki işverene birlikte açılması ve muvazaa bulunmaması halinde ise, davacı işçi alt işveren işçisi olup, iş sözleşmesi alt işveren tarafından feshedildiğinden, feshin geçersizliği ve işe iade yükümlülüğü alt işverenindir. Asıl işverenin iş ilişkisinde sözleşmenin taraf sıfatı bulunmadığından, asıl işverenin işe iade yönünde bir yükümlülüğünden söz edilemez....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 02/04/2021 NUMARASI : 2019/1143.E- 2021/427.K DAVA KONUSU : İtirazın İptali (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı borçlu arasında Ankara 18.İş Mahkemesinin 2016/567 esas 2017/405 karar sayılı işe iade davasında, davanın kabulüne karar verildiğini ve kararın temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiğini, süresi içinde işe başlamak için talepte bulunulduğunu, ancak müvekkilinin işe başlatılmadığını, bunun üzerine Ankara 8. İcra Müdürlüğünün 2019/3636 Esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, davalının haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....