İş Mahkemesi'nin 2014/225 Esas sayılı dosyası ile işe iade davacı açıldığını, mahkemece işe iade kararı verildiğini, işe iade davacının bir tespit davası olup mahkeme tarafından verilen hüküm ilam niteliği taşımadığını, ancak davacı taraf4ından müvekkili şirket aleyhine başlatılan tüm alacak kalemleri en üst hadden hesaplandığını ve İstanbul Anadolu 23....
Asıl işveren ve alt asıl işveren arasındaki sözleşmenin muvazaalı olması halinde ise, asıl işveren başlangıçtan beri gerçek işveren olduğundan, davanın tarafı asıl işveren olmalıdır. Alt işverenin bu anlamda işverenlik sıfatı bulunmadığından, taraf sıfatı olmayacaktır. Feshin geçersizliği ve işe iade davasının alt ve asıl işveren ilişkisinde, her iki işverene birlikte açılması halinde, davacı işçi alt işveren işçisi olup, iş sözleşmesi alt işveren tarafından feshedildiğinden, feshin geçersizliği ve işe iade yükümlülüğü alt işverenindir. Asıl işverenin iş ilişkisinde, sözleşmede taraf sıfat bulunmadığından, işe iade yönünde bir yükümlülüğünden söz edilemez. Asıl işverenin işe iade kararı sonrası işçinin işe başlamak için başvurması ve alt işverenin işe almamasından kaynaklanan işe başlatmama tazminatı ile dört aya kadar boşta geçen süre ücretinden yukarda belirtilen hüküm nedeni ile alt işverenle birlikte sorumluluğu vardır....
İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih 4857 sayılı Yasa'nın 21. maddesinin beşinci fıkrasına göre geçerli bir fesih sonucunu doğurur. Bunun sonucu olarak da, işe iade davasında karara bağlanan işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların talebi mümkün olmaz. Aynı şekilde işverenin işe davete dair beyanının da ciddi ve samimi olması gerekir. İşverenin işe başlatma amacı olmadığı halde işe başlatmama tazminatı ödememek için yapmış olduğu çağrı, gerçek bir işe başlatma daveti olarak değerlendirilemez. İşe davetin davacıya tebligat mevzuat hükümlerine uygun yapılması gerekir. Kural olarak işçi, geçersizliği tespit edilen fesih tarihinde çalıştığı işyerinde ve işte işe başlatılmalıdır. İşçiye önceki koşulların tam olarak sağlanması ve aynı parasal hakların ödenmesi gerekir....
Bu nedenle, sosyal yardımların işe başlatmama tazminatına esas ücrete eklenerek işe başlatmama tazminatının hesaplanması hatalıdır. 3-Boşta geçen süre ücreti ve sosyal yardımlar ile işe başlatmama tazminatı açısından, hesaplanan brüt miktarlardan ödenen net miktarların düşülmesi isabetsizdir. Ödenen meblağların brüt miktarları tespit edilerek hesaplanan brüt alacaktan brüt miktarlar mahsup edilmelidir. 4-Kıdem tazminatı açısından, hüküm altına alınan 1487,45 TL. hükme esas bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere brüt miktardır. Buna rağmen Mahkeme hükmünde 1487,45 TL.'nın net olduğunun belirtilmesi doğru değildir. 5-Feshin geçersizliği ve işe iade kararı sonrası işe başlatılmasını isteyen işçi işverence işe başlatılmaz ise, başlatılmadığı tarih fesih tarihidir. Somut uyuşmazlıkta; kıdem tazminatının faizi başlangıcı açısından, ise işe başlatmama sonucunda feshin kesinleştiği tarih olan 12/07/2012 tarihidir....
İş Mahkemesi'nin 02.12.2013 Tarih ve 2013/690 E, 2013/148 K sayılı kararıyla işe iade kararı verildiği ve 4'er aylık işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süre ücretine hükmediği, anılan kararın Yargıtay incelemesinden geçerek 09.07.2014 tarihinde kesinleştiği, kesinleşen mahkeme kararı gereğince ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na işe iadesi için başvuran davacının işe iadesinin yapılmadığı, ancak boşta geçen süre ücretinin ödendiği ve bu nedenle davalı Kurum'a 4 aylık ek prim bordroları verildiği, bu nedenle davalı Kurum tarafından davacının yaşlılık aylığı başlangıç tarihi 4 ay ileri götürülerek 4 ay içerisinde ödenen yaşlılık aylığı toplamı 5.486,12 TL yersiz ödeme çıkarıldığı ve davacının yaşlılık aylığından kesinti yapılmaya başlandığı anlaşılmaktadır....
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının hizmet aktinin, dava dışı Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından norm kadro uygulaması gerekçesi ile iptal edildiği, bunun üzerine davacı tarafından 14.03.2012 tarihinde tahsis talebinde bulunulduğu ve davacıya yaşlılık aylığı bağlandığı, ancak bu arada işe iade davası açan davacı hakkında İş Mahkemesi'nin Tarih ve E, K sayılı kararıyla işe iade kararı verildiği ve 4'er aylık işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süre ücretine hükmediği, anılan kararın Yargıtay incelemesinden geçerek 01.04.2013 tarihinde kesinleştiği, kesinleşen mahkeme kararı gereğince Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na işe iadesi için başvuran davacının işe iadesinin yapılmadığı, ancak boşta geçen süre ücretinin ödendiği ve bu nedenle davalı Kurum'a 4 aylık ek prim bordroları verildiği, bu nedenle davalı Kurum tarafından davacının yaşlılık aylığı başlangıç tarihi 4 ay ileri götürülerek 4 ay içerisinde ödenen yaşlılık aylığı toplamı 6.870,30 TL yersiz ödeme çıkarıldığı...
Aynı maddenin 1. fıkrasına göre de işveren, işe iade için başvuran işçiyi 1 ay içinde işe başlatmak zorundadır. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru, geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. Başka bir anlatımla, işçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Bu durumda, işverence yapılan fesih, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 21/5. maddesine göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Bunun sonucu olarak da, işe iade davasında karara bağlanan işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların talebi mümkün olmaz. Ancak, geçerli sayılan feshe bağlı olarak işçiye ihbar ve koşulları oluşmuşsa kıdem tazminatı ödenmesi gerekir....
Feshin geçersizliğini tespiti ile işe iadenin talep edildiği davalarda verilen kararlar, daha sonra açılabilecek ihbar ve kıdem tazminatı talep edildiği davalarda kesin hüküm oluşturmasa da, kuvvetli delil olarak değerlendirilmelidir. İçtihatlar bu yönde istikrar kazanmıştır. Somut olayda, davalı işverenin haklı neden savunmaları feshin geçersizliğinin tespiti ile işe iadeye dair davada tartışılmış ve mahkemece davacının feshe konu eylemlerinin haklı fesih sebebi oluşturduğu tespit edilmiştir. Sözü edilen karar kesinleşmiş olmakla ve davacının daha sonra ihbar ve kıdem tazminatı istekleri için açtığı davada aynı vakıalara dayanılmakla işe iade davasında verilen bu kararın unsur etkisinden söz edilir. İşverence aynı olaylara ve nedenlere bağlı olan haklı neden iddiasına karşın davacının savunmaları mahkemece kabul görmeyerek, işe iade davasında haklı neden kabul edildiğine göre, aynı vakıalara bağlı olan tazminat davasında feshin haksız olarak değerlendirilmesi mümkün olamaz....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının iş akdi feshedilmeden işe iade davası açıldığını, arabuluculuk görüşmelerinin yapıldığı tarihte de iş akdinin henüz feshedilmediğini, arabuluculuk aşamasındaki beyanların hükme esas alınamayacağı, davacının talebi arabuluculuk aşamasında kabul edildiği için davacının işe iade davası açma hakkı kalmadığını, mahkemece ispat hakkı tanınmadan dava kabul edildiğini, delilleri toplanmadığı ve tanıkları dinlenmeden karar verildiğini, iş akdi devamsızlık nedeni ile haklı olarak feshedildiğini, işe iade davaları tespit davası olduğundan tazminatlara miktar olarak karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek kararı istinaf etmiştir. GEREKÇE: Dava, işe iade davasıdır....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 31/03/2021 NUMARASI : 2019/352 ESAS, 2021/472 KARAR DAVA KONUSU : Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) KARAR : Davacı dava dilekçesinde özetle, davacının davalıya ait spor salonunda satış müdürü/yöneticisi olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin haklı ve geçerli neden olmadan feshedildiğini, açtıkları işe iade davasının lehlerine kesinleştiğini, işe iade talepleri sonucunda işverenlikçe yapılan işe davetin gerçek ve samimi bir işe başlatma iradesi olmadığını, alacaklarının ödenmediğini beyanla kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücreti alacaklarının davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle, işe davet iradesinin gerçek ve samimi olduğunu ancak davacı işçinin buna riayet etmediğini, tüm alacaklarının ödendiğini, taleplerin yersiz olduğunu, davanın haksız açıldığını ve reddine karar verilmesini savunmuştur....