Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi gösterilmiştir. Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin davalarda (tazminat davaları) öncelikle zararlandırıcı sigorta olayının iş kazası niteliğinde olup olmadığı öncelikle Kurum tarafından tespit olunacak bir husustur. Kurumun bir olayı iş kazası kabul etmemesi durumunda ilgililer işverenin yanında Kurumu da hasım göstererek iş kazası tespit davası açabilirler. Bunun yanında aksine olarak Kurumun bir olayı iş kazası kabul etmesi halinde ise ilgililer Kurumu da hasım gösterecekleri bir dava ile yine olayın iş kazası olmadığının tespitini her zaman mahkemelerden isteyebilirler....
Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 56. maddesinin ikinci fıkrası olup, uyuşmazlığın çözümünde sosyal güvenlik, sosyal güvenliğin amaç ve yöntemleri, sosyal sigortalar, sosyal güvenlik sistemi gibi kavram ve olguların değerlendirilmesine gereksinim bulunmaktadır. Sosyal sigorta sistemlerinde sigortalılar veya hak sahipleri belli şartların yerine getirilmesi halinde sosyal edime (yardıma) hak kazanırlar. Sosyal edim ya da sosyal yardım hakkı kişilerin belli bir yardım ya da edim üzerinden yargısal yönden icrası mümkün kamusal talep hakkını ifade eder....
Mahkemece, davacıyı zarara uğratan ve Kazakistan’da gerçekleştiği iddia edilen eylemin iş kazası olup olmadığının tespit edilememesi, maluliyet oranı ile iş kazasından davalıların kusurunun tespit edilememesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Kural olarak sigortalılar,Türkiye’de yaşadıkları ve hizmet akdine göre çalıştıkları takdirde sosyal sigorta haklarından yararlanırlar. Bu kural, Kanunların mülkiliği ilkesinin doğal sonucudur. Ayrıca, Türkiye ile yabancı bir ülke arasında sosyal güvenlik sözleşmesi akdedilmişse istisnaen mülkilik ilkesine değer verilmeyebilir....
Türkiye'de sigortalı çalışmaya başlayanların aylıkları, tekrar çalışmaya başladıkları veya ikamete dayalı bir ödenek almaya başladıkları tarihten itibaren kesilir. 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun sosyal güvenlik destek primi hakkındaki hükümleri, bu Kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlar için uygulanmaz.” düzenlemesine yer verilmiştir. Her ne kadar, anılan yasada 19.06.2010 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 5997 sayılı Yasanın 15. maddesi ile yapılan değişiklikle, 3201 sayılı Yasadan yararlanmak suretiyle aylık bağlananların, Türkiye’de sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalışabileceği belirtilmiş ise de; yürürlük tarihi ve her yasanın kendi yürürlük döneminde uygulanması gerektiği gözetildiğinde, anılan değişikliğin davacı lehine uygulama olanağı bulunmamaktadır....
Mahkemece 01/03/1992 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı almaya başlayan davacının, ihtilaflı dönemle çakışan sürelerde Sosyal Güvenlik Destek Primi ödeyerek çalışmasına devam etmesi gerektiği, Sosyal Güvenlik Destek Primi ödenmiş sürelerin sigortalılık süresinden sayılamayacağı ve 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun hükümlerinin de uygulanamayacağı ve iş bu dava ile talep ettiği hizmetin yaşlılık aylığına yansıtılamayacağı da düşünüldüğünde bu tür bir tespit davası açmasında hukuki yararı bulunmadığından davanın reddine karar vermiştir. 1982 Anayasa'sının 12.maddesine göre "herkes kişiliğine bağlı dokunulamaz devir edilemez vazgeçilemez temel hak ve hürriyetlere sahiptir," 60.maddede ise "herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir" hükmüne yer verilmiştir....
Her ne kadar, anılan yasada 19.06.2010 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 5997 sayılı Yasanın 15. maddesi ile yapılan değişiklikle, 3201 sayılı Yasadan yararlanmak suretiyle aylık bağlananların, Türkiye’de sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalışabileceği belirtilmiş ise de; yürürlük tarihi ve her yasanın kendi yürürlük döneminde uygulanması gerektiği gözetildiğinde, anılan değişikliğin davalı lehine uygulama olanağı bulunmamaktadır. Ancak, davalı, uyuşmazlık konusu dönemde, sosyal güvenlik destek primi ödeyerek çalışmış olup; Kurum’un, yaşlılık aylığı alan davacının çalıştığını bildiği ve sosyal güvenlik destek primi ödendiği halde, anılan Yasal düzenlemeye dayanarak yaşlılık aylığını iptal ederek, ödenen aylıkları borç çıkarması ve tahsilini talep etmesi, Medeni Kanunun 2. maddesinde belirtilen iyiniyet ve hakkaniyete aykırıdır....
Eldeki davada, mahkemece davacının devam eden faaliyeti nedeniyle 2008/Aralık ayında sosyal güvenlik destek primi ödeme yükümlülüğü olduğu gerekçesi ile yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmakta ise de, 18.5.2018 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 7143 sayılı Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun ile 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 4'üncü maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri kapsamındaki sigortalılık statülerinden kaynaklanan, 2018 yılı Mart ayı ve önceki aylara ilişkin sigorta primi, emeklilik keseneği ve kurum karşılığı, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi ile bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı alacakları, kapsama alınmıştır....
Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun, bir borçlanma kanunu olup, 1. maddesinde; “... vatandaşlarının yurt dışında 18 yaşını doldurduktan sonra, ... vatandaşı iken geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen süreleri, bu Kanunda belirtilen sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ödenmemiş olması ve istekleri halinde, bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirilir.” hükmüne yer verilmiş, 9. maddesinde ise; “Sosyal güvenlik sözleşmeleri uygulanmak suretiyle sosyal güvenlik kanunlarına göre kendilerine veya hak sahiplerine kısmi aylık bağlanmış olanlar, talep ettikleri takdirde, 4 üncü madde hükmüne göre tahakkuk ettirilen borçlarını tamamen ödemeleri şartıyla kısmi aylıkları, borçlarını ödedikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren tam aylığa çevrilir” denilmiştir....
Hukuk Dairesi 2012/4425 E. , 2013/4581 K."İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi Davacı, yaşlılık aylığından Sosyal Güvenlik Destek Primi kesilmesine yer olmadığına karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir....
Uygulamada uzun vadeli sigortalı kolları için açılsa da davanın açılacağı sigorta dalları bakımından herhangi bir ayrım yapılmamaktadır(...: Türk Sosyal Sigortalar Hukuku, 3. Bası, ... 2017 s: 478-479). 6. Yurt dışı işyerinde çalışan işçinin sosyal güvenlik hakkı: 6.1. Sosyal Güvenlik Hakkının niteliği: Anayasa’nın 60. Maddesi uyarınca “Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar”. Belirtmek gerekir ki; Sosyal devlet olmanın bir gereği ve sonucu, sosyal güvenlik hakkının tüm bireylere sağlanması ve güvence altına alınmasıdır. Sosyal güvenlik hakkı vazgeçilmez bir anayasal haktır ve kamu düzenindendir. 6.2. Sosyal devlet; bireylere belirli bir sosyal güvenlik hakkı ve asgari gelir düzeyi öngören, sağlık ve refah hizmetlerinden serbestçe yararlanma ve belirli bir yaşa kadar eğitim olanağı sunan, bir takım sosyal riskleri önleyici tedbirler alan devlet anlayışıdır....