Maddesinde işletme toplu iş sözleşmesi ve görevli makam tanımları yapılmış, işletme toplu iş sözleşmesi “İşçi sendikası ile işveren sendikası arasında, birden çok üye işverene ait aynı işkolunda kurulu işyerlerini ve işletmeleri kapsayan toplu iş sözleşmesi” olarak görevli makam ise “İşyeri toplu iş sözleşmesi için işyerinin, işletme toplu iş sözleşmesi için işletme merkezinin bağlı bulunduğu Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü, aynı Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğünün yetki alanına giren işyerleri için yapılacak grup toplu iş sözleşmelerinde bu işyerlerinin bağlı bulunduğu Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü” olarak belirtilmiştir. Aynı Kanunun 79. Maddesi uyarınca “ (1) Bu Kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıklar iş davalarına bakmakla görevli ve yetkili mahkemelerde görülür....
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 05.05.1998 tarihinde davalı işyerinde işçi olarak çalışmaya başladığını ve hâlen çalışmaya devam ettiğini, sendikalı olarak toplu iş sözleşmesi kapsamında sosyal haklardan yararlandırıldığını, sendikalar arası yetki çatışması sebebi ile 01.03.2009 başlangıç tarihli olması gereken toplu iş sözleşmesinin zamanında imzalanmadığını, ilgili döneme ait toplu iş sözleşmesinin ancak dönem bittikten sonra 04.06.2012 tarihinde imza altına alındığını, ancak arada geçen sürede toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan ücret ve ikramiye ile tüm yan ödemelere ve sosyal haklara ilişkin farkın ödenmediğini, bu sebeple dava açtığını, davanın Mahkemenin 2016/418 Esas sayılı dosyası ile görüldüğünü, ancak 2009-2012 dönemi toplu iş sözleşmesinin 04.06.2012 tarihinde imzalanmasını takiben yeni dönem ücret farklarının bordrolara 15.05.2012 tarihinden itibaren yansıtıldığını, dönem toplu iş sözleşmesi başlangıç tarihinin ise 01.03.2012 olduğunu, aradaki 2,5 aylık döneme...
Toplu iş sözleşmesi kavramı Anayasanın 53. maddesinde düzenlenmiştir. “Toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı” başlıklı maddenin birinci fıkrasına göre “İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.” 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 2/1- ğ maddesinde tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar olarak tanımlanan sendikaların amacı ise, yine aynı maddede, üyelerinin ortak ekonomik ve sosyal hak ve çıkarlarını korumak olarak ifade edilmiştir. Şüphesiz, sendikaların belirtilen amacı gerçekleştirebilecekleri en iyi araç, serbest toplu pazarlık hakkı çerçevesinde bağıtlanacak bir toplu iş sözleşmesidir....
Mahkeme Kararının Özeti: Mahkeme, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanarak davacı Sendika’nın üyesi işçilerin ücretlerinden kesilen ve sendika hesabına yatırılmayan üyelik ve dayanışma aidat kesintilerinin bulunduğu, 2861 sayılı Sendikalar Kanunun 61. ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun 18-39 maddeleri uyarınca, 15/10/2008 ilâ 14/10/2011 tarihleri arasında yürürlükte olan toplu iş sözleşmeleri için davalı kurumun aidat alacaklarını davacı Sendikanın hesabına yatırmadığı bu nedenle davacının 18.712,01 alacağı bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Temyiz: Kararı taraflar temyiz etmiştir. Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir....
Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun “Toplu İş Sözleşmesinden Yararlanma” başlıklı 39 maddesinde, “ (1) Toplu iş sözleşmesinden taraf işçi sendikasının üyeleri yararlanır. (2) Toplu iş sözleşmesinden, sözleşmenin imzalanması tarihinde taraf sendikaya üye olanlar yürürlük tarihinden, imza tarihinden sonra üye olanlar ise üyeliklerinin taraf işçi sendikasınca işverene bildirildiği tarihten itibaren yararlanır. (3) Toplu iş sözleşmesinin imza tarihi ile yürürlük tarihi arasında iş sözleşmesi sona eren üyeler de, iş sözleşmelerinin sona erdiği tarihe kadar toplu iş sözleşmesinden yararlanır. (4) Toplu iş sözleşmesinin imzası sırasında taraf işçi sendikasına üye olmayanlar, sonradan işyerine girip de üye olmayanlar veya imza tarihinde taraf işçi sendikasına üye olup da ayrılanlar veya çıkarılanların toplu iş sözleşmesinden yararlanabilmeleri, toplu iş sözleşmesinin tarafı olan işçi sendikasına dayanışma aidatı ödemelerine bağlıdır. Bunun için işçi sendikasının onayı aranmaz....
Gerekçe: Toplu iş sözleşmesi yetkisi, toplu iş sözleşmesi ehliyetine sahip kuruluş veya kişinin belli bir toplu iş sözleşmesi yapabilmesi için Kanunun aradığı niteliğe sahip olmasını gösterir.(...: İş Hukuku Yeni İş Yasaları, ..., 2013, s. 942.) 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun “Yetki” başlıklı 41. maddesinin birinci fıkrasına göre “Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir.” 6356 sayılı Kanun'un “Yetki Tespiti İçin Başvuru” başlıklı 42. maddesine göre ise “Toplu iş sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister....
Somut olayda, davanın hukuki dayanağı 4688 sayılı Kanun ile sendika tüzüğüdür. 4688 sayılı Kanun’un 26. maddesinin birinci fıkrasında, sendikaların gelirlerini, tüzüklerinde belirtilen amaçları ve bu Kanunda gösterilen faaliyetleri dışında kullanamayacağı ve bağışlayamayacağı belirtilmiştir. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 28. maddesinin altıncı fıkrasında da aynı husus belirtilmiştir. 4688 sayılı Kanun'un 7. maddesinde de, sendika tüzüklerinde, harcamaların nasıl yapılacağı hususunun yer alması gerektiği belirtilmiştir....
Gerekçe: 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının davalı işverenin işyerinde uygulanmakta olan toplu iş sözleşmesinden faydalanıp faydalanamayacağı noktasında toplanmaktadır. 6356 sayılı Sendikalar Kanunu ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun Toplu İş Sözleşmesinden yararlanma başlıklı 39. maddesinde; (1) Toplu iş sözleşmesinden taraf işçi sendikasının üyeleri yararlanır. (2) Toplu iş sözleşmesinden, sözleşmenin imzalanması tarihinde taraf sendikaya üye olanlar yürürlük tarihinden, imza tarihinden sonra üye olanlar ise üyeliklerinin taraf işçi sendikasınca işverene bildirildiği tarihten itibaren yararlanır. (3) Toplu iş sözleşmesinin imza tarihi ile yürürlük tarihi arasında iş sözleşmesi sona eren üyeler de iş sözleşmelerinin sona erdiği tarihe kadar toplu iş sözleşmesinden yararlanır. (4) Toplu iş sözleşmesinin...
Bununla birlikte, bu tarihten sonra ve başkaca, üye işçi listesini içeren aidat kesinti talep yazısı işverene gönderilmemiş, sadece 04.05.2015 tarihli yazı ile temerrüt ihtarı yapılmıştır. İnceleme konusu davada, tebliği çekişmeli olmakla birlikte, aidat kesintisinin yapılmasının talep edildiği 25.06.2013 tarihinde, yürürlükte olan bir toplu iş sözleşmesi bulunmadığı gibi belirtilen tarihte yetkisi kesinleşen bir sendika da bulunmamaktadır. Ayrıca dosya içeriğine göre, işyerinde daha sonra da toplu iş sözleşmesi bağıtlanmamıştır. Yukarıda belirtilen kanuni düzenlemeler ve açıklamalar karşısında, işverenin aidat kesme ve ödeme yükümlülüğünden söz edebilmek için, toplu iş sözleşmesinin tarafı olan işçi sendikası veya toplu iş sözleşmesi yapılmamışsa ya da sona ermişse yetki belgesi alan işçi sendikasının mevcut olması ve talepte bulunması gerekir....
“Toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı” başlıklı maddenin birinci fıkrasına göre “İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.” 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 2/1-ğ maddesinde tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar olarak tanımlanan sendikaların amacı, yine aynı maddede, üyelerinin ortak ekonomik ve sosyal hak ve çıkarlarını korumak olarak ifade edilmiştir. Şüphesiz, sendikaların belirtilen amacı gerçekleştirebilecekleri en iyi araç, serbest toplu pazarlık hakkı çerçevesinde bağıtlanacak bir toplu iş sözleşmesidir....