Kalan tedavisine gelmedi" şeklinde değerlendirme bulunduğunu, davalının tedaviye riayet edilmemesi nedeniyle maluliyet oranının arttığını, bu hususun vekil edeni iş verene yükletilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davalının maluliyet oranının artmasında kusurlu taraf olduğunu, Sakarya 1.İş Mahkemesinin 2014/512 Esas sayılı dosyası celp edilmeden ve dosya içerisindeki davalı T4'a ait evraklar incelenmeden karar verilmesi hukuka aykırı olduğunu, doktor raporunda davalının tedaviye gelmediğinin açıkça belirtildiğini, tedavilere riayet edilerek düzgün gidilmesi durumunda maluliyet oranının yüksek çıkmayacağının gayet açık olduğunu, Adli Tıp raporunda maluliyet tespiti yapılırken 27021 sayılı resmi gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit Yönetmeliğine göre tespit yapıldığını, Adli Tıp Kurumu maluliyet tespiti yaparken 28727 sayılı resmi gazetede yayımlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği ne göre yapması gerektiğini belirterek istinaf talebinde...
Davacı T1 geçirmiş olduğu iş kazası nedeniyle maluliyet oranının tespiti açısından mahkememiz dosyası öncelikle Ankara Yüksek Sağlık Kuruluna gönderildiği, Yüksek Sağlık Kurulu tarafından düzenlenen raporda davacının maluliyet oranının % 44,2 olarak tespit edildiği, davacı vekilinin maluliyet oranına itirazı doğrultusunda dosyanın maluliyet oranını tespiti ve iyileşme süresini tespiti açısından Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu'na gönderildiği, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu tarafından davacı hakkında düzenlenen rapora göre davacının E cetveline göre % 53 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağına mütalaa verildiği, Adli Tıp Kurumu 3....
Mahkemece, davalının maluliyet oranının % 12,1 olarak tespitine karar verilmiş olup davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davalı ...'ın davacıya ait işyerinde çalıştığı esnada 05/08/2010 tarihinde iş kazası geçirdiği, kaza sonrasında davalının maluliyet oranının Kurum tarafından % 12,1 olarak tespit edildiği, Yüksek Sağlık Kurulunun 13/08/2014 tarihli raporunda ve Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun 24/07/2015 tarihli raporunda davalının maluliyet oranının % 12,1 olarak belirlendiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, davacının talebinin davalı ...'...
Kabule göre de, davacı tarafa talebi açıklattırılarak, talebinin maluliyet oranının tespiti ile maluliyet aylığı bağlanması ya da iş kazası nedeniyle sürekli iş göremezlik oranının tespiti istemine mi yönelik olduğu belirlendikten sonra bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde “davacının maluliyet oranının %3 olarak tespitine” karar verilmesi, isabetsiz bulunmuştur. O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm, sair hususlar incelenmeksizin, bozulmalıdır. SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 33....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, iş kazası nedeniyle kusur oranının tespitine ilişkin Kurum işleminin iptali ile davacının kusurunun olmadığının tespiti; gerçek iş göremezlik oranının tespiti ile Kurumca bağlanan gelirin belirlenen iş göremezlik oranına göre bağlanması gerektiğinin tespiti ve aksine Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalılardan Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1086 sayılı Mülga Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda “davanın atiye bırakılması” veya “davanın atiye terki” olarak adlandırılan kavramlara yer verilmemiştir....
Hukuk Dairesi No : Dava, iş kazası olduğunun tespiti ve iş göremezlik oranının tespiti istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle, iş kazası tespiti talebi yönünden; davalı şirket yönünden, davanın kabulüne; davalı Kurum yönünden; Yargılama devam ederken Kurum tarafından davacının 25/04/2017 tarihinde geçirmiş olduğu kazanın iş kazası olduğu tespit edildiğinden dava konusuz kaldığından davalı Kurum yönünden esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına; sürekli iş göremezlik oranının tespiti talebi yönünden açılan davanın reddine dair verilen karara karşı davalılar vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 34....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, kazalı sigortalının iş gücü kaybının iş kazası ile ilgili bulunmadığının tespitine aksi durumda iş gücü kaybının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; Sigortalı ...'ın davaya konu kaza nedeniyle malul kalmadığının tespiti isteminin REDDİNE, sigortalı ...'ın görme kaybı arızası ile davaya konu 27.08.2003 tarihli iş kazası arasında illiyet bağının bulunduğunun ve tespit edilen görme arazının 27.08.2003 tarihli iş kazasında oluştuğunun tespitine, Kurum tarafından tespit edilen %23,2 maluliyet oranının iptaline, sigortalı ...'ın çalışma/meslekte kazanma gücünün %28,2’sini kaybettiğinin tespitine, karar verilmiştir....
Hastanesinde yapıldığını, talep üzerine kurum tarafından davacının sürekli işgöremezlik oranının %40 olarak tespit edildiğini, itirazlarının Sosyal Sigortalar Kurumu Yüksek Sağlık Kurulu'nca reddedildiğini, davacının sürekli işgöremeslik oranının %40'ın üzerinde olduğunu, sürekli işgöremezlik oranının mahkemece tespit ettirilmesini talep ettikleri anlaşılmıştır. II.CEVAP Davalı SGK vekili tarafından; Kurum sigortalısı ... ss numaralı ...’ın......
Dava, katkı pay oranının tespitine ilişkindir. Bilindiği üzere ve kural olarak; tespit davalarında tespit davası açanın hukuki yararının varlığı gerekir. 6100 sayılı HMK'nun 106. maddesinin 2. fıkrasında “tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır.” hükmüne yer verilmiştir. Kural olarak, öğretide ve yerleşik Yargıtay uygulamasında davacının hukuki korunma ihtiyacını başka bir yolla tamamen gidermesinin mümkün olduğu hallerde soyut hukuki ilişkinin tespitini istemekte hukuki yararının bulunmadığı, bu nedenle de eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki bir yararın bulunmadığı kabul edilmiştir. Bu hukuksal olguların ışığı altında duraksamasız belirtmek gerekirse hukuki yarar dava koşuludur....
Mahkemece; davanın kısmen kabulü cihetine gidilerek; 11.08.2000 tarihli sözleşmenin geçerli olmadığının tesbitine yönelik talebin reddine, 11.08.2000 tarihli sözleşmede yeralan % 40 artış oranının geçerli olmadığının tesbitine, taraflar arasında kira artış oranının 01.08.2010 tarihinden sonra tarafların anlaşmaları ya da yasal artırım oranının geçerli olduğunun tesbitine, karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; kira sözleşmesinin 01.08.2000 başlangıç tarihli ve üç yıl süreli olarak yapıldığı, sözleşmenin özel şartlar kısmının 5. maddesinde, kira artış oranının %40 olarak belirlendiği, davalı tarafından 09.11.2008 tarihinde kira tespit davası açıldığı; Mahkemece 01.08.2009 tarihinden başlayan dönem kirasının aylık 400,00 TL olarak tespitine karar verildiği, huzurdaki davanın 18.04.2011 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Dava; tespit davasıdır....