Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Buna göre İşe iade davası ile alacak davasının birlikte görülemeyeceğine ve iş akdinin feshine ilişkin kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve yıllık izin ücreti, haksız fesih tazminatı alacağı talepli davaların iş akdi askıda olduğu işe iade davası sürecinde açılamayacağına ilişkin tespit yerin ise de, mahkeme tarafından yapılması gerekenin 6100 SY'nın 167. maddesi gereğince işe iade davasının, feshe dayalı alacak davasının ve çalışılan döneme ilişkin talepler ile ilgili alacak davasının ayırarak ayrı esaslara (3 ayrı esasa) kaydederek, işe iade ve çalışılan döneme ilişkin alacaklar yönünden yargılama yaparak esasa ilişkin karar vermek, feshe bağlı alacaklar yönünden ise bahsi geçen yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda değerlendirme yapmak olduğu sabittir....

İşe iade davasının kısa sürede sonuçlanması bakımından mahkeme ve Yargıtay için 4857 sayılı Kanunda süreler öngörülmesi sebebiyle eda davası niteliğindeki diğer işçilik alacaklarına ilişkin davalarla birlikte görülmesi mümkün değildir. Eda ve tespit davaları birlikte görülemez. Mahkemece işe iade davası ile ücret alacağına ilişkin davanın tefrik edilerek yargılamaya ayrı dosyalar üzerinden devam edilmesi gerekirken, aynı davada birlikte görülmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten kesin olarak BOZULMASINA, davacının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    İşe iade davası ile tespit edilen en çok dört aya kadar boşta geçen süreye ait ücret ve diğer haklar için de 4857 sayılı Kanunun 34 üncü maddesinde sözü edilen özel faiz türü uygulanmalıdır. Ancak işe başlatmama tazminatı niteliği itibarıyla tazminat olduğundan uygulanması gereken faiz, yasal faiz olmalıdır. Somut olayda, mahkemece boşta geçen süre ücreti ile başlatmama tazminatı için, 19/06/2014 tarihinden ve ıslah tarihinden itibaren faiz uygulanmasına karar verilmiş ise de, davacı taraf işe iade başvurusunda sadece işe alınması için gerekli işlemlerin yapılmasını talep etmiştir. İşe iade başvurusunda, mahkeme kararında tespit edilen alacakların ödenmesi yönünde bir talep bulunmaması karşısında, bu alacaklar yönünden işverenin temerrüdünden söz edilemez....

      İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 03/07/2020 NUMARASI : 2019/367 2020/203 DAVA KONUSU : Tespit (İşe İade İstemli) KARAR : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı ile müvekkil şirket arasında dava konusu taleplere yönelik ilam niteliğinde Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Anlaşma Belgesi imzalanmış olması nedeniyle, anlaşmaya konu işe iade talebine yönelik dava açılamayacak olması ve dava şartı yokluğundan ve esas incelemesine geçilmeksizin davanın usulden reddini, işe iade davasına dair dava şartının yasal sürelere uygun olmaması yönünden davanın dava şartı yokluğundan reddini, haksız ve yersiz davanın esas yönden reddini istemiştir. İlk derece mahkemesince dava açılmadan önce ihtiyari arabulucuda anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

      Davacı işe iade kararı gereği sendikal tazminatının ödenmediği gerekçesiyle bu alacağını talep etmiştir. Yargıtay 22.HD'sinin emsal bir içtihadında; "İşe iade davasında belirlenen işçinin 12 aylık brüt ücreti tutarındaki sendikal tazminat ise işverene başvuru ve işe başlatılma şartına tabi olmaksızın belirlendiğinden, ücret geçersiz olduğu belirlenen fesih tarihindeki ücret kabul edilmelidir. (22. HD, 2017/3619 E. 2018/7440 K.) şeklinde karar verilmiş olup , bu esasa göre bilirkişi raporunda tespit edilen sendikal tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. ...........

      HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucunda; Taraflar arasında temel uyuşmazlık davacının işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücreti talebinde bulunup bulunamayacağı hususuna ilişkindir. Yerleşik Yargıtay kararlarında da belirtildiği gibi işçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı hâlde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması hâlinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla, işçi işverene hiç başvurmamış gibi sonuca gidilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı Kanun'un 21 inci maddesinin altıncı fıkrasına göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur....

      TARAFLARCA İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili İstinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalılardan T3na ait iş yerindeki işe iade edilmesi gerekirken alt işverene ait işe iade edilmesinin hatalı olduğunu belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılarak davacının davalı bakanlığa ait iş yerindeki işe iade edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı T3 vekili istinaf dilekçesinde özetle; işe iadenin yasal sonuçlarından müvekkili bakanlığın sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Taraflar arasındaki uyuşmazlık 4857 sayılı yasanın 18 ve devamı maddeleri uyarınca açılan İşe iade davası niteliğindedir. 6100 sayılı HMK'nın 355.maddesi; istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırılı olarak yapılır, ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu re'sen gözetir şeklinde düzenleme içermektedir....

      Sayılı ilamı ile davacının işe iadesi ile işe başlatılmaması halinde 5 aylık ücret tutarında işe başlatmama tazminatı ve 4 aylık ücret tutarında boşta geçen süre ücretine hak kazanacağının tespit edildiğini, iş bu işe iade kararının Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 17/09/2018 tarih 2018/650 E. 2018/15832 K. Sayılı ilamı ile kesinleştiğini, işe iade kararının kesinleşmesi sonrasında davacının süresi içinde işe iade davasının taraflarına Antalya 10....

      Hukuk Dairesi'nin 17.05.2018 tarih 2018/5718 Esas - 2018/12078 Karar sayılı kararı ile feshin geçersizliğinin tespiti ile davacının işe iadesine, davacının süresinde işe başlatılmaması halinde 4 aya kadar boşta geçen süre ücreti ile 4 aylık işe başlatmama tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili gerektiğine kesin olarak karar verildiği, işe iade davasının 17.05.2018 tarihinde kesinleştiği, kesinleşen işe iade davasına göre davalı T3 ile davalı şirketin maddi alacaklardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarının tespit edildiği, davacının ile işe başlama başvurusu yaptığı, ihtarın muhataba tebliğ edildiği ancak davacının işe başlatılmadığı, bu nedenle davacının işe başlatılmamaktan kaynaklanan alacaklara hak kazandığı tespit edilmekle, hükme dayanak, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olan ve herhangi bir hesap hatası içermeyen hesap raporunda, geçersizliğine karar verilen fesih kararının da kesinleşmesi sonrasında alacakların hüküm altına alınmasının yerinde...

      Mahkemece, işe iade davası devam ederken işverenin daveti üzerine davacının işe başladığı gerekçesi ile feshin geçersizliğine ve işe iade talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş; ayrıca boşta geçen süre ücreti 4 ay olarak hüküm altına alınmıştır. Karar süresinde davalı tarafça temyiz edilmiştir. Somut olayda, davacının yargılama sırasında işe başlatıldığı anlaşılmaktadır. Dairemiz uygulamasına göre dava devam ederken, davacının işe başlatılmış olması, aksi ileri sürülmedikçe, davalı işverenin feshin geçerli bir sebebe dayanmadığını kabul ettiği şeklinde değerlendirilmeli ve bu nedenle feshin geçersizliğine karar verilmelidir. Bu durumda, davacının işe iade ve işe başlatmama tazminatlarına ilişkin taleplerinin konusuz kaldığı kabul edilmelidir. Buna karşılık davacı işçi, açıkça feragat etmemiş yada talebini geri almamış ise boşta geçen en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının ise hüküm altına alınması gerekir....

        UYAP Entegrasyonu