Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ(MÜSTEMİR YETKİLİ) A) Davacı İsteminin Özeti: Davacı vekili, dava dilekçesinde müvekkilinin işe başlama ve sigortalılık tarihinin 12/07/2010 olarak tespitini, müvekkilinin işe iadesini ve bu konuda 4 aylık maaş ve tazminat tutarının tespit ve karar altına alınmasını, ihbar tazminatı-yıllık izin ücreti ve fazla mesai ücretinin ödetilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, ancak, 02/11/2011 tarihli celsede , işe iade ile birlikte bu davanın eki olan tazminatların ödenmesini istediklerini, diğer ücret ve tazminat isteklerini atiye bıraktıklarını belirtmiştir. B) Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, yetkisizlik kararı verilmiştir. D) Temyiz: Davalı vekili, lehlerine vekalet ücreti takdir edilmemiş olmasını temyiz sebebi yapmıştır....

    İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. Başka bir anlatımla, işçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı İş Kanununun 21/5. maddesine göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Bunun sonucu olarak da, işe iade davasında karara bağlanan işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların talebi mümkün olmaz. Ancak, geçerli sayılan feshe bağlı olarak işçiye ihbar ve koşulları oluşmuşsa kıdem tazminatı ödenmelidir. İşe iade yönündeki başvurunun 10 iş günü içinde işverene bildirmesi gerekmekle birlikte tebligatın postada gecikmesinden işçinin sorumlu olması düşünülemez....

      Yargıtay’ın işe iade ve işçilik alacaklarının birlikte görülemeyeceğine dair kararlı uygulaması da gözetilerek dava konusu işe iade ve alacak istekleri ayrılarak delillerin her bir istek yönünden yeniden değerlendirilmek suretiyle oluşacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 28.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 21. maddesine göre işveren işe iade için başvuran işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde feshin geçersizliği davasında belirlenen iş güvencesi tazminatı ile çalıştırılmadığı en çok dört aylık süre ücret ve diğer hakları ödenmelidir. İşverenin işe davete dair beyanının da ciddi ve samimi olması gerekir. İşverenin işe başlatma amacı olmadığı halde işe başlatmama tazminatı ödememek için yapmış olduğu çağrı, gerçek bir işe başlatma daveti olarak değerlendirilemez. İşçinin işe iade sonrasında başvurusuna rağmen işe başlatılmaması halinde, işe başlatılmayacağının sözlü ya da eylemli olarak açıklandığı tarihte veya bir aylık başlatma süresinin sonunda iş sözleşmesi işverence feshedilmiş sayılır....

          Davacının kesinleşen işe iade davası sonrası işe başlama talebine ilişkin ihtarnamenin davalı tebliğ tarihinden itibaren işleyecek bir aylık sürenin sonu olan 05.02.2010 tarihi itibariyle iş sözleşmesinin fesh edildiğinin kabulü ile bu tarih itibariyle faize hükmedilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile hüküm kurulması isabetsiz olmuştur. 4-Mahkemece davacı tarafça talep edilen işe başlatmama tazminatının 05.01.2010 tarihi itibariyle işlyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş ise de davacının işe başlatılmayarak iş sözleşmesinin fesh edildiğinin kabulü gereken 05.02.2010 tarihi itibariyle faize hükmedilmesi de ayrı bir bozma sebebidir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 26.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Davacının kesinleşen işe iade davası sonrası işe başlama talebine ilişkin ihtarnamenin davalı tebliğ tarihinden itibaren işleyecek bir aylık sürenin sonu olan 05.02.2010 tarihi itibariyle iş sözleşmesinin fesh edildiğinin kabulü ile bu tarih itibariyle faize hükmedilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile hüküm kurulması isabetsiz olmuştur. 4-Mahkemece davacı tarafça talep edilen işe başlatmama tazminatının 05.01.2010 tarihi itibariyle işlyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş ise de davacının işe başlatılmayarak iş sözleşmesinin fesh edildiğinin kabulü gereken 05.02.2010 tarihi itibariyle faize hükmedilmesi de ayrı bir bozma sebebidir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 26.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Davacının kesinleşen işe iade davası sonrası işe başlama talebine ilişkin ihtarnamenin davalı tebliğ tarihinden itibaren işleyecek bir aylık sürenin sonu olan 05.02.2010 tarihi itibariyle iş sözleşmesinin fesh edildiğinin kabulü ile bu tarih itibariyle faize hükmedilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile hüküm kurulması isabetsiz olmuştur. 4-Mahkemece davacı tarafça talep edilen işe başlatmama tazminatının 05.01.2010 tarihi itibariyle işlyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş ise de davacının işe başlatılmayarak iş sözleşmesinin fesh edildiğinin kabulü gereken 05.02.2010 tarihi itibariyle faize hükmedilmesi de ayrı bir bozma sebebidir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 26.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece yapılan yargılama sonunda davalının davacıyı son çalıştığı işyerindeki işe iade zorunluluğu olmayıp süreçte aynı şartlarda firmanın başka bir işyerinde de istihdam edebileceği gerçeği karşısında, davacının henüz işe iade başvurusunun samimi olup olmadığının belli olmadığı bir dönemde davalı şirketten değişik işyerlerinde kadro oluşturmasını beklemek iş hayatı ilkelerine uygun olmayacağından, davacının şirket merkezine giderek işe başlamak için hazır olduğunu bildirip çalışmak için iş beklemesi gerekirken, davacının şirket merkezine hiç gitmediği, sadece ... ilçesinde davalı şirket faaliyetlerinin sona erdiğinin herkes tarafından bilindiği ve davalı firmanın işe iadenin mali sonuçlarından kaçınmak için işe davet ihtarnamesi gönderdiği gerekçesiyle işe başlamadığı, davacı işçinin işe iade yönündeki başvurusunun samimi olmadığı, asıl davacının işe iade davasının mali sonuçlarından yararlanmak başvuruda bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine karar...

                  C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece yapılan yargılama sonunda davalının davacıyı son çalıştığı işyerindeki işe iade zorunluluğu olmayıp süreçte aynı şartlarda firmanın başka bir işyerinde de istihdam edebileceği gerçeği karşısında, davacının henüz işe iade başvurusunun samimi olup olmadığının belli olmadığı bir dönemde davalı şirketten değişik işyerlerinde kadro oluşturmasını beklemek iş hayatı ilkelerine uygun olmayacağından, davacının şirket merkezine giderek işe başlamak için hazır olduğunu bildirip çalışmak için iş beklemesi gerekirken, davacının şirket merkezine hiç gitmediği, sadece ... ilçesinde davalı şirket faaliyetlerinin sona erdiğinin herkes tarafından bilindiği ve davalı firmanın işe iadenin mali sonuçlarından kaçınmak için işe davet ihtarnamesi gönderdiği gerekçesiyle işe başlamadığı, davacı işçinin işe iade yönündeki başvurusunun samimi olmadığı, asıl davacının işe iade davasının mali sonuçlarından yararlanmak başvuruda bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine karar...

                    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece yapılan yargılama sonunda davalının davacıyı son çalıştığı işyerindeki işe iade zorunluluğu olmayıp süreçte aynı şartlarda firmanın başka bir işyerinde de istihdam edebileceği gerçeği karşısında, davacının henüz işe iade başvurusunun samimi olup olmadığının belli olmadığı bir dönemde davalı şirketten değişik işyerlerinde kadro oluşturmasını beklemek iş hayatı ilkelerine uygun olmayacağından, davacının şirket merkezine giderek işe başlamak için hazır olduğunu bildirip çalışmak için iş beklemesi gerekirken, davacının şirket merkezine hiç gitmediği, sadece ... ilçesinde davalı şirket faaliyetlerinin sona erdiğinin herkes tarafından bilindiği ve davalı firmanın işe iadenin mali sonuçlarından kaçınmak için işe davet ihtarnamesi gönderdiği gerekçesiyle işe başlamadığı, davacı işçinin işe iade yönündeki başvurusunun samimi olmadığı, asıl davacının işe iade davasının mali sonuçlarından yararlanmak başvuruda bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine karar...

                      UYAP Entegrasyonu