Hukuk Dairesi TÜRK MİLLETİ ADINA Davacı, Kurumun %48 sürekli iş göremezlik oranı üzerinden gelir bağlanması talebini reddeden işleminin iptali ile %48 iş göremezlik oranı üzerinden gelir bağlanması gerektiğinin tespitine, aksi durumda ise sürekli iş göremezlik oranının tespitine karar verilmesini istemiştir.İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesi üzerine davalılar vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi....
İhtisas Dairesi ve Adli Tıp Genel Kurulu tarafından sigortalının iş göremezlik oranının iyileşme süresi hariç % 7,3 olduğu bildirilmiş olup, iş göremezlik oranının % 10'un altında kalması halinde gelir bağlanması mümkün bulunmadığından, Kurumun bağlamaması gereken bir geliri işverenden tazmini olanağı kalmadığı ve gelir yönünden istemin reddi gerektiği hususu gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Ne var ki, bu aykırılığın giderilmesi, yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu'nun geçici 3. maddesi yollamasıyla mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır....
Anılan maddeye göre iş kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum sağlık kurulunca meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalının sürekli iş göremezlik gelirine hak kazanacağı, iş kazası ve meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik hallerinde meslekte kazanma gücündeki kayıp oranının belirlenmesine ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esasların Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği bildirilmiştir....
İş Mahkemesi Dava, sürekli iş göremezlik oranının tespiti ve gelir bağlanması istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davacı ve davalı Kurum vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı ve davalı Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Davalılardan ...’nın vekilinin bulunup bulunmadığının araştırılması ile, bulunmadığının anlaşılması halinde, dosya kapsamında bilinen son adresi olan ... Mah. ... cd....
Yapılacak iş; iş kazasının Kuruma ihbar olunduğu ve yapılan tahkikat neticesinde Kurumun olayı iş kazası olarak kabul etmediğinin de anlaşılmasına göre öncelikle davacıya Sosyal Güvenlik Kurumuna ve hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine “iş kazasının ve sürekli işgöremezlik oranının tespiti” davası açması için önel vermek, tespit davasını işbu dava için bekletici sorun yapmak,olayın iş kazası olduğunun mahkeme kararı ile kesin olarak tespit edilmesi halinde davacıya Kuruma müracaat ederek sürekli iş göremezlik oranının belirlenmesi ve giderek iş kazası sigorta kolundan kendisine sürekli iş göremezlik geliri bağlanması için önel vermek ve çıkacak sonuca göre delilleri bir arada değerlendirip neticeye gitmekten ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde temyiz eden davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....
Yapılacak iş; davacının iş kazası olarak nitelediği olayı Sosyal Güvenlik Kurumuna ihbarda bulunmak, olayın Kurumca iş kazası olarak kabul edilmemesi halinde Sosyal Güvenlik Kurumuna ve hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine “iş kazasının tespiti” davası açması için davacıya önel vermek, tespit davasını bu dava için bekletici sorun yaparak , olayın Kurumca iş kazası olduğunun kabul edilmesi halinde ise davacıya Kuruma müracaat ederek sürekli iş göremezlik oranının belirlenmesi ve giderek iş kazası sigorta kolundan sürekli iş göremezlik geliri bağlanması için önel vermek ve çıkacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir. O halde davalılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....
Bazı hükümleri dışında 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa'nın 20/3 maddesi “İş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünü % 50 oranının altında kaybetmesi nedeniyle sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış iken ölenlerin, ölümün iş kazası veya meslek hastalığına bağlı olmaması halinde sigortalının almakta olduğu sürekli iş göremezlik geliri, 34'üncü madde hükümlerine göre hak sahiplerine gelir olarak bağlanır.” hükmünü getirmiştir. 5510 sayılı Yasa'nın 17. maddesi, iş kazası ve meslek hastalığı, hastalık ve analık hallerinde ilgililere ödenecek ödenekler ve bağlanacak gelire esas teşkil edecek günlük kazancın hesaplama yöntemini düzenlemiştir....
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Eldeki davada davacının açtığı ve kesinleştiği anlaşılan sürekli iş göremezlik derecesinin tespiti ve gelir bağlanması ile Kurumdan tahsili istemine yönelik olarak açılan ilk davanın yargılaması sürerken, 26.10.2011 tarihli celsede davacının sürekli iş göremezlik geliri bağlanması ve davalı Kurumdan tahsili istemine yönelik talebinin tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verildiği, eldeki davada ise sürekli iş göremezlik derecesinin tespitine yönelik verilen ilk kararın kesinleşmesi üzerine Kurumca gelir bağlanması ve ödenmesi nedeniyle konusuz kaldığı anlaşılmış olmakla, esasen...
Kurumunu bağlayıcı nitelikte ise de diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu Kararına itiraz edilmesi halinde inceleme öncelikle Adli Tıp Kurumu ihtisas ve giderek Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu aracılığıyla yaptırılmalıdır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir. Somut olayda, zararlandırıcı olayın iş kazası olduğu tartışma konusu değildir. İhtilaf ise davacının yargılama konusu iş kazası nedeniyle oluşan sürekli iş göremezlik oranının tespiti(belirlenmesi) usulüne ilişkindir. Mahkeme yukarıda açıklanan silsile gözetilmeden 3. Adli Tıp Ihtİsas Kurulu'nun tespiti olan % 29,2'lik sürekli iş göremezlik oranını dikkate alınarak karar vermiştir. Oysa iş kazasına maruz kalan sigortalının sürekli iş göremezlik oranı öncelikle Kurum tarafından tespit edilmelidir....
İş Mahkemesi 2016/1 E sayılı dosyada Adli Tıp Kurumu' nca düzenlenen rapor ile maluliyetin %68 olarak belirlendiğini, kuruma iş göremezlik gelirinin baştan itibaren %68 oranı üzerinden bağlanması için talepte bulunulup, davalı kurumca ATK raporunun kurumları açısından bağlayıcı olmadığı gerekçesiyle reddedildiğini, davacının iş kazası nedeniyle sürekli iş göremezlik oranının %68 olup bu oran üzerinden sürekli iş göremezlik geliri tespiti gerektiğini belirterek, davacıya, ilk sürekli iş göremezlik tarihinden itibaren %68 oranı üzerinden sürekli iş göremezlik bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. SAVUNMANIN ÖZETİ: Davalı kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; kurum işlemlerinin yerinde ve yasal mevzuata uygun olduğunu beyanla, davanın reddini istemiştir. Davalı şirket davaya cevap vermemiş, duruşmalarda temsil edilmemiştir....