tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin çakmak emtiasında kullandığı “İ-LIGHTER” (2012/97933 sayılı) markasının ve 2013/05767 sayılı tasarımın hak sahibi olduğunu, müvekkilinin ayrıca 2012/97933 I-LIGHTER, 2014/106180 ILIGHTER, 2014/32004 I-LIGHTER şekil, 2014/58631 markalarının da sahibi olduğunu, davalı tarafın, tasarımdan kaynaklı hakları davacıya ait olan ve davacının özgün bir form ve bizzat şekil formunun kendisi üzerinden yakaladığı markasal algıya sahip üç boyutlu tasarımının kendisini (farklı açılardan çekilmiş görselleri ile birlikte) üzerine, FLAMI markasını, marka örneğinde küçücük ve okunamayacak şekilde, yani sırf bir şekilde tescil almak, aslında bu kelime ile marka örneğinde ayırt edici algı taşımamak için eklediği açıkça belli olacak biçimde ek yaparak, kendisi adına bütünde, davacı tasarımının kendisine...
Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun kararı ile itirazlarının nihai olarak reddedildiğini, oysa itiraza gerekçe olarak sunulan marka tescilleri ile dava konusu marka tescilindeki “şekil” unsurlarının birebir aynı olduğunu, “... ...” ve “...” ibareleri arasında farklılık bulunsa da davalı şirketin asıl amacının söz konusu ibareyi değil, marka görselinde bulunan ürün şeklini tescile bağlamak olduğunu, müvekkil şirketin tescilli ürün tasarımları ve markalarında bulunan görsel ile dava konusu marka başvurusunda bulunan görsel arasında bir fark bulunmadığını, bilerek ve istenerek müvekkile ait marka ve tasarımlarının çağrıştırılmasının amaçlandığını, tüketicinin aynı raflarda her iki ürünü gördüğünde karıştırma ihtimalinin son derece olağan ve yüksek olduğunu, söz konusu markaların seri markalar izlenimi yarattığını, özellikle çocuk tüketicilerin rağbet gösterdiği ve tüketicinin maliyeti düşük olması nedeniyle zaman harcamadan ve incelemeden satın aldığı ürünlerin yan yana aynı rafta...
nitelikte de olmadığı, marka hakkına tecavüz bulunmadığı gibi, davacının Patent, FM ve Endüstriyel Tasarımdan kaynaklanan korunma hakkı da olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti,men'i ve maddi-manevi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.Ancak, 556 sayılı KHK'nın 13/1. maddesi "Tescilli bir markanın tescil kapsamındaki mal üzerine konularak, marka sahibi tarafından veya onun izni ile Türkiye'de piyasaya sunulmasından sonra, mallarla ilgili fiiller marka tescilinden doğan hakkın kapsamı dışında kalır" hükmünü haizdir....
adına tescilli 2014/08824 sayılı tasarımdan farklı olduğu ve bu nedenle davalı kullanımının lisans aldığı tasarımın kullanımı olarak kabul edilemeyeceği, davalı tarafından üretilen “SELSÜT Mini Örgü Peynir” marka peynirin, davacı adına 2011 04935, 2010 01127-1, 2013 00646 sayı ile tescilli tasarımlarda yer alan 7 adet tasarımdan doğan haklara tecavüz ettiğinin belirlendiği, davalı tarafından üretilen "SELSÜT Mini Örgü Peynir" marka peynirin, davacı adına 2011 04935, 2010 01127-1, 2013 00646 sayı ile tescilli tasarımlarda yer alan 7 adet tasarımdan doğan haklara tecavüz ettiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, davalının eyleminin davacının tasarım hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, tasarım hakkı tecavüzü ile haksız rekabetin durdurulmasına ve önlenmesine, ihtiyati tedbir kararı ile toplatılan ve el konulan ürünlerin imhasına, kararın hüküm özetinin ilanına, bilirkişi raporunda belirlenen 83.699,15 TL'nin 10.000,00 TL'si yönünden tespit tarihi olan 24.03.2017...
, haksız rekabet sonucu meydana gelen zararı nedeniyle maddi ve manevi tazminat tahsilini ve marka hakkına tecavüz fiillerinin durdurulması ile davalının "...." markasının sicilden terkinini ve maddi ve manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
marka ve tasarımlarıyla ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, belirtilen haksız kullanımın marka ile tasarımdan doğan haklara tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunu, davalı Allco İçecek ve Tük....
Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 17/12/2013 tarih ve 2012/237-2013/444 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davalı adına TPE nezdinde tescilli 2009/04067 no’lu 5. ve 6. sıradaki, 2009/05002 no’lu 1,2 ve 3. sıradaki spor ayakkabısı desenlerinin tasarımının müvekkili firmanın marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini, davalı tasarımlarının yenilik ve ayırt edicilik niteliği taşımadığını ileri sürerek, anılan tasarımların hükümsüz kılınmasını, sicilden terkinini, davalının bu tasarımları kullanmaktan men edilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur....
Esas ve ..... Karar sayılı ilamı ile, "Marka KHK'nın 62. maddesi, markası tecavüze uğrayan tarafa tazminat hakkı tanımaktadır. Davalının TTK'nın 18/2. maddesi uyarınca basiretli tacir olarak kendi sektöründeki rakip markayı bilmemesi düşünülemeyeceği gibi, karıştırılabilecek nitelikteki bir markayı tescillemesi hukuki ve mali sorunlara yol açacağına ön görmemesi de kabul edilemez. Davacının ticari faaliyeti ve büyüklüğü ne olursa olsun, tescil edilmiş, kullanılmış, kullanım sonucu bir pazar elde etmiş markası bulunmaktadır. Markanın, tescilli olduğu sürece sahibine başkalarını kullanmaktan men etme ve haksız kullanımdan doğan zararları talep etme yetkisi verdiği kabul edilmelidir. Davalının; davacının kullanım hakkına sahip olduğu marka ile iltibas yaratacak şekilde marka kullanımında bulunduğu bilirkişi raporundan anlaşılmış olmakla ; Marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden bu kullanım yasada tanımlanmış bir ihlal hali kabul edilmelidir.....
Şti'nin marka kullanımlarının davalı ... adına tescilli 2017/55271, 2017/51750 nolu markaya dayandığını savunduğu hususlarının dosya kapsamına yansıtılan belgelerden anlaşıldığı, davacıya ait 177036 sayılı marka kapsamında yer alan 29.sınıf “Nebati yağ, sadeyağ, tereyağ, mısırözü yağı.” malları ile davalı adına tescilli 2017/55271 sayılı marka kapsamında yer alan 29.sınıf “Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil).Yenilebilir bitkisel yağlar” malları ile 2017/51750 sayılı marka kapsamında bulunan 35. Sınıf “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)”...
ibareli 30. sınıf ürünleri içeren ...; ... ibareli 29,30,32. sınıf ürünleri içeren 2000/... numaralı bir çok tescilli tanınmış markaların sahibi olduğunu, ayrıca ... ibaresini içeren tescilli tasarımların sahibi olduğunu, davalı şirketin markalarının esaslı ve tek unsuru olan ... ibaresinin ayırt edilemeyecek derecede benzerini ihtiva eden, düzenleniş, okunuş ve göze hitap ediş biçimi itibariyle markalarının esas unsuru ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olan ve bu nedenle iltibasa sebebiyet verebilecek, ayrıca tanınmışlığından haksız yarar sağlayabilecek, bunun yanında tasarımdan doğan haklarına tecavüz oluşturacak biçimde “...” ibaresinin 29, 30 ve 32.sınıf ürünler için tescili amacıyla 18.07.2013 tarihinde ...’ye marka tescil başvurusunda bulunduğunu, başvurunun reddine karar verilmesi talebiyle ... nezdinde yapmış oldukları itirazlarının Markalar Dairesi ve nihaî olarak ... tarafından reddedildiğini iddia ederek, ... kararının iptalini ve marka tescil edilmiş ise hükümsüzlüğüne...