WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"DAVA TÜRÜ : Tespitten Önceki Hukuki Sebeplere Dayalı MAHKEMESİ : Ayvacık Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kadastro çalışmalarında tespit dışı bırakılan taşınmazın davacı adına tapuya tescili isteğine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulunun 10.01.2020 tarihli ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 23.01.2020 tarihli ve 2020/1 sayılı kararı ile Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilen, 28.01.2020 tarihli ve 31022 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (16.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 19.03.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

    HUKUK DAİRESİ Dava, tespitten önceki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin iken yargılama sırasında ıslahla, 4721 sayılı TMK' nın 713/2. maddesinden kaynaklanan olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasına dönüştürülmüş olmakla; Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 30.01.2019 tarih ve 2019/1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca temyiz inceleme görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'ne ait bulunmaktadır. Belirtilen nedenle dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 02.10.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Bu durumda dava, kadastrodan önceki sebeplere dayalı olarak 3. kişilere karşı açılan tapu iptali ve tescil davasıdır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca tereke adına olan davaların tüm mirasçılar tarafından birlikte açılması veya tüm mirasçıların açılan davaya muvafakatlerinin sağlanması ya da terekeye temsilci tayin edilerek davanın sürdürülmesi zorunludur. Taraf koşulu; 6100 sayılı HMK’nın 114/1-d maddesi gereğince dava şartı olup, mahkemelerce re’sen gözetilecektir (HMK 115/1). Tüm mirasçıların davaya katılmaları veya muvafakat vermeleri sağlanmadan ya da terekeye temsilci atanmadan davacının tek başına genel mahkemede dava açıp bu davayı sürdürme yetkisi bulunmadığı halde; mahkemece, kök muris ... ...'in mirasçılarından ... ve ....'in muvafakatleri sağlanmaksızın karar verilmiştir....

        olarak dava konusu taşınmazı iktisap eden müvekkilinin haberinin dahi olmadığı kadastro işlemi sonucu taşınmazın davalılar adına tescili işleminin yolsuz tescil olup tapu kayıtlarının bu doğrultuda düzeltilmesi gerektiğini, dava konusu olayda satış senedinden bahsedildiği ve bu senedin noterde yapıldığı gözetildiğinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davasının hukuki niteliğinin değerlendirilmeden karar verildiğini beyanla, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Taraflar arasındaki uyuşmazlık, tespitten önceki hukuki sebebe dayalı tapu iptali tescil istemine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 14.01.2017 tarih ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 20.01.2017 günlü ve 2017/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip 27.01.2017 tarihli ve 29961 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2017 günü yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (16.) Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. 11 Nisan 2015 tarihi itibariyle Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 sayılı Kanun'un 2. maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanun'un 60. maddesinin 1. ve 3. fıkraları uyarınca dosyanın görevli Daireyi belirlemek üzere HUKUK İŞBÖLÜMÜ İNCELEME KURULUNA GÖNDERİLMESİNE, 06/09/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Dava, genel kadastro ile oluşan tapu kaydının iptali ve tescil istemi ile açılan tespitten önceki satın alma ve zilyetliğe dayalı dava olup, davacı tarafça tapu kaydına dayanılmadığından, hükmün temyizen incelenmesi görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenle dosyanın Yargıtay Yüksek 8. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 29.06.2011 gününde oybirliği ile karar verildi....

            Davacı, kadastro tespitinden önceki sebeplere dayalı olarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesi uyarınca, kadastro tespitlerinin kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra, tespitten önceki nedenlere dayanılarak tespite karşı dava açılamaz. Sözü edilen süre; hak düşürücü olup, mahkemece re'sen gözetilmelidir. Somut olayda, çekişmeli taşınmazın kadastro tespiti 13.12.1996 tarihinde kesinleşmiş dava ise, 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 15.06.1996 tarihinde açılmıştır. Hal böyle olunca davanın bu nedenle reddine karar vermek gerekirken yazılı gerekçelerle esastan reddine karar verilmesi isabetsiz ise de; verilen karar sonucu itibariyle doğru olduğundan, hükmün gerekçesinin açıklanan şekilde düzeltilmesine ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye temyiz karar harcının temyiz edenden alınmasına, 13.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Dava konusu taşınmazın 1956 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında “ekilemez arazi” niteliğiyle tespit harici bırakıldığı, 1999 yılında 4342 sayılı Yasanın 5/b maddesi uyarınca mera olarak tahsis edildiği, anılan Yasa kapsamında askı ilanlarının yapılarak tahsisin kesinleşmesiyle 03/02/2003 tarihinde “mera” niteliğiyle özel siciline yazıldığı, sonrasında cins değişikliği yapılarak 29/03/2006 tarihinde idari yoldan “ham toprak” vasfıyla 1455 parsel olarak Hazine adına tapuya tescil edildiği ve 29/08/2006 tarihinde tapuda TOKİ Başkanlığına devredildiği görülmüştür. Bu dava ise 14/06/2010 tarihinde açılmıştır. 4342 sayılı Yasanın 21/2 maddesi ile tahsis kararlarında belirtilen haklara tahsislerin kesinleştiği tarihten itibaren 5 yıl geçtikten sonra tespitten önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz edilemeyeceği ve bunlara karşı dava açılamayacağı düzenlenmiştir. Bu süre hak düşürücü süre niteliğinde olup, mahkemece re’sen gözönünde tutulur....

                Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, taşınmazın 2000 yılında yapılan kadastro çalışması ile davalıların kullanıcı oldukları beyanlar hanesine yazılmak suretiyle Hazine adına tespit ve tescil edildiği, davacının tespitten önceki sebeplere dayalı olarak açtığı davada, dava tarihi itibariyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre dolduğu gibi, tespitten sonra dahi davalıların kullanıcısı olduğu taşınmazların tamamının ya da bir bölümünün kendisine kayden ya da irsen intikal ettiği davacı tarafından iddia ve ispat edilmediğine göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye temyiz karar harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 14.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Tespitten Önceki Hukuki Sebeplere Dayalı Tapu İptali Ve Tescil istemine ilişkindir. Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 01/09/2022 tarihinden itibaren geçerli 1047 sayılı İş Bölümü Kararı gereği, 14. Hukuk Dairesi iş bölümünün 24. maddesinde; "6292 sayılı Kanun gereğince şerh sahibi veya üçüncü şahsa yapılan satış işleminin ve bunun sonucu meydana gelen tapu kaydının yolsuz şekilde oluştuğu iddiasına dayalı genel mahkemelerde açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkin davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar," şeklindeki düzenleme yer almıştır. Bu düzenleme karşısında istinaf talebini inceleme görevi Adana Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi'ne aittir. HMK 352/1 maddesinde ''Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince dosya üzerinde yapılacak ön inceleme sonunda incelemenin başka bir dairece yapılması gerektiği tespit edilen dosyalar hakkında öncelikle gerekli karar verilir.'' hükmü öngörülmüştür....

                  UYAP Entegrasyonu