Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, 1039 ve 1040 sayılı parsellerin kuzey doğusunda kalan tapulama harici yere ilişkin tescil davası yönünden görevsizliğe karar verilerek dosya görevli ve yetkili Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiş, yargılama sırasında Hazine Medeni Yasanın 713/6. maddesi gereğince taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına tescilini istemiş, mahkemece, çekişmeli taşınmazın öncesi itibariyle orman sayılan yerlerden olduğu nedeniyle davacı gerçek kişinin davasının reddine, 25/02/2009 tarihli fen bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 853.64 m2'lik alanın orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kadastroda tapulama harici bırakılan taşınmazların tescili istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit ve dava tarihinden önce 3116 Sayılı Yasaya göre 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır....

    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1960 yılında arazi kadastrosu sırasında taşınmaz çamlık, taşlık ve çalılık olarak tescil harici bırakılmıştır. Bölgede orman kadastrosu yapılmamıştır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazın 1960 yılında arazi kadastrosu sırasında orman olarak tescil harici bırakıldığı gibi, eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarında da çevresiyle birlikte orman sayılan yerlerden olduğu, yine toprağının da orman toprağı niteliğinde olduğu belirlenerek orman olarak Hazine adına tescilinde bir isabetsizlik bulunmadığından, davalı ...'in temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 30/09/2010 gününde oybirliği ile karar verildi....

      Mahkemece, nehir yatağı vasfıyla tescil harici bırakılan çekişmeli taşınmazın, yörede dava tarihinden sonra Kadastro Kanunu’nun 22/A maddesi uyarınca yapılan yenileme kadastrosu sırasında 101 ada 1 parsel numarasıyla tapuya tescil edildiği, bu nedenle davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki, dava konusu taşınmazın, kadastro sırasında tescil harici bırakıldıktan sonra, yörede yapılan yenileme kadastrosu çalışmaları sonucunda, davacılar adına kayıtlı eski 94 parsel, yeni 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın sınırları içerisinde tapuya tescil edildiği, bilahare tescil harici bırakılan yerlerde yenileme çalışması yapılamayacağı gerekçesiyle Kadastro Müdürlüğü tarafından, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 41. maddesi uyarınca resen yapılan düzeltme işlemi sonucunda yeniden tescil harici bırakıldığı anlaşılmaktadır....

        Mahkemece, nehir yatağı vasfıyla tescil harici bırakılan çekişmeli taşınmazın, yörede dava tarihinden sonra Kadastro Kanunu’nun 22/A maddesi uyarınca yapılan yenileme kadastrosu sırasında 101 ada 1 parsel numarasıyla tapuya tescil edildiği, bu nedenle davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki, dava konusu taşınmazın, kadastro sırasında tescil harici bırakıldıktan sonra, yörede yapılan yenileme kadastrosu çalışmaları sonucunda, davacılar adına kayıtlı eski 94 parsel, yeni 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın sınırları içerisinde tapuya tescil edildiği, bilahare tescil harici bırakılan yerlerde yenileme çalışması yapılamayacağı gerekçesiyle Kadastro Müdürlüğü tarafından, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 41. maddesi uyarınca resen yapılan düzeltme işlemi sonucunda yeniden tescil harici bırakıldığı anlaşılmaktadır....

          Mahkemece, nehir yatağı vasfıyla tescil harici bırakılan çekişmeli taşınmazın, yörede dava tarihinden sonra Kadastro Kanunu’nun 22/A maddesi uyarınca yapılan yenileme kadastrosu sırasında 101 ada 1 parsel numarasıyla tapuya tescil edildiği, bu nedenle davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki, dava konusu taşınmazın, kadastro sırasında tescil harici bırakıldıktan sonra, yörede yapılan yenileme kadastrosu çalışmaları sonucunda, davacılar adına kayıtlı eski 94 parsel, yeni 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın sınırları içerisinde tapuya tescil edildiği, bilahare tescil harici bırakılan yerlerde yenileme çalışması yapılamayacağı gerekçesiyle Kadastro Müdürlüğü tarafından, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 41. maddesi uyarınca resen yapılan düzeltme işlemi sonucunda yeniden tescil harici bırakıldığı anlaşılmaktadır....

            Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile 1157 parsel sayılı taşınmaza ilişkin hükmün ONANMASINA, 2- Davacının, 1157 parsel sayılı taşınmazın doğusunda kalan ve dosya içerisinde bulunan fen bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen bölüme yönelik temyizine gelince; dava dilekçesi içeriğine göre dava konusu olduğu anlaşılan orman niteliği ile tescil harici bırakılan dava konusu bölüme ilişkin olarak bir karar verilmemiş olması isabetsizdir. Davacının talebi, hakkında tutanak düzenlenmeyen yere ilişkindir. Tutanak düzenlenmeyen taşınmazlarla ilgili uyuşmazlıkları çözmek, 3402 sayılı Yasa'nın 26. maddesi uyarınca Kadastro Mahkemesinin görevi dışındadır....

              Mevkiinde bulunan ve yörede yapılan kadastroda tapulama harici bırakılan daha sonra 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca adına orman sınırları dışına çıkarılan 23 ilâ 39 numaralı orman sınır noktaları ile çevrili taşınmaza davalıların müdahale ettikleri iddiasıyla müdahalelerinin önlenmesini ve taşınmazın adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Yargılama sırasında, gerçek kişiler, tapulama harici bırakılan taşınmaz bölümlerinin kendi zilyetliklerinde olduğu iddiasıyla adlarına tescili istemiyle davaya katılmıştır. Müdahiller ..., ... ve ... tarafından dava edilen taşınmaz içinde kalan yaklaşık 2000 m² yüzölçümündeki taşınmazı 1991 yılında harici senet ile satın aldıkları iddiasıyla adlarına tescilini istemişlerdir. Mahkemece yargılama sırasında çekişmeli taşınmazlarla ilgili kullanım kadastrosu tutanağı tutulduğu ve görevli mahkemenin kadastro mahkemesi olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TESCİL Davada, Hazine taraf olup, davacı tarafından ... Tapulama Mahkemesi'nin 24.11.1964 tarih ve 1961/496 Esas, 1964/1986 Karar sayılı Kararı ile hükmen orman olarak tapulama harici bırakılan taşınmaza yönelik 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarılan ya da 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (5831 sayılı Yasa'nın 8. maddesi ile eklenen) Ek-4. maddesi uyarınca kullanım kadastrosu işlemi yapılan yerlerden olmayan çekişmeli taşınmaz hakkında tescil istemiyle açılan davanın; taşınmazın, 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesinde belirtilen nitelikteki (orman sınırları dışına çıkarılan) yerlerden olduğu iddiasını da içermektedir. Davanın açıklanan bu niteliğine göre, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 gün ve 1 sayılı Kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 20. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır....

                  Mahkemece davanın kabulüne, 3942 sayılı parselin (A) işaretli 13.525,26 m2 bölümünün, 878 sayılı parselin (B) işaretli 3442.79 m2 bölümünün ve tescil harici bırakılan (C) işaretli 16.923,85 m2 bölümünün davacı gerçek kişi adına tapuya tesciline karar verilmiş, hükmün davalılardan Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 16.03.2006 gün ve 2005/15362 E.2006/3382 K. sayılı bozma kararı ile özetle; “Çekişmeli 3942 sayılı parselin (A) işaretli bölümü ile, tesbit harici bırakılan taşınmazın (C) işaretli 16.923.85 m2'lik bölüme ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir....

                    Beldesi 1456 sayılı parselin bitişiğinde tescil harici bırakılan taşınmazda kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararlarına oluştuğunu iddia ederek, Medeni Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adlarına tescilini istemişlerdir. Mahkemece, taşınmazın 1954 yılında yapılan arazi kadastrosu sırasında orman olarak tesbit harici bırakıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tescil harici bırakılan taşınmazın tesciline ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1966 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu 1989 yılında yapılan 2/B madde çalışması vardır. Genel arazi kadastrosu işlemi ise 1954 yılında yapılmış ve kesinleşmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu