Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kullanım kadastrosu sırasında hakkında tutanak düzenlenmeyen, başka bir ifade ile kullanım kadastrosuna tabi tutulmayan taşınmazlarla ilgili davanın dinlenebilmesi için, idareye başvurularak taşınmazda kullanım kadastrosu yapılmasının sağlanması gerekir. Somut olayda da dava, hakkında kullanım kadastrosu tutanağı düzenlenmeyen ve yol olarak haritasında gösterilen taşınmaz bölümüne ilişkindir. Mahkemenin idare yerine geçerek kullanım kadastrosu yapması mümkün bulunmadığına ve taşınmazın öncesi orman olduğuna göre, Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, bu yön göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, dahili davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde arazi kadastrosu 1995 yılında yapılmış, taşınmaz makilik ve çalılık olarak tesbit harici bırakılmış, 2005 yılında yapılan orman kadastrosu dava sırasında henüz ilan edilmemiştir. Asliye Hukuk Mahkemesince çekişmeli taşınmazın kadastro sırasında tesbit harici bırakıldığı, tescil harici bırakılan yerlerin yasal malikinin Hazine olduğu, bu nedenle Hazinenin dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacı Hazine, taşınmazın 3402 Sayılı Yasanın 18. maddesine göre ... alanına dönüştürülmesi ve ekonomik yarar sağlanması mümkün yerlerden olduğu iddiasıyla adına tescili iddiası ile dava açmıştır. Mahkemece taşınmazın niteliği konusunda bir araştırma yapılmaksızın, tapulama sırasında çalılık olarak tesbit harici bırakıldığı, bu nedenle mülkiyetinin Hazineye ait olduğu gerekçesi ile dava ret edilmiştir....

      Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde ve değerlendirilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamasına, kamu düzenine aykırı bir hususun tespit edilememiş olmasına, dayanılan vakıa ve olayları ileri sürmenin taraflara, hukuki nitelendirme yapmanın ise mahkemeye ait bir görev olmasına, tesis kadastrosu sırasında hangi nedenle olursa olsun tescil harici bırakılan ve hakkında kadastro tutanağı düzenlemeyen bir taşınmazın uygulama kadastrosu çalışmalarıyla tapuya tescil edilmesine hukuken olanak bulunmamasına, zira bu durumun ölçü, sınırlandırma yada tersimat hatası değil tesis kadastrosu sırasında tapu ve mülkiyet sınırları dışında bırakılan taşınmazın tapuya tesciline ilişkin bir mülkiyet ihtilafı olmasına, mülkiyete ilişkin uyuşmazlıkların ise uygulama kadastrosunda ve uygulama kadastrosuna itiraza ilişkin davalarda tartışma konusu yapılamayacak olmasına, kaldı ki kadastro sırasında tescil harici bırakılan taşınmazlar hakkında...

      Kadastro Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, tapu tescil istemine ilişkindir. Kadastro Mahkemesince, kadastro mahkemesinin görevli olmadığından bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, dava konusu edilen yerin 200ada 131 parsel sayılı kadastro parseli içinde kaldığı ve kadastro mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Somut olayda; orman idaresi 101 ada 1 parsel numarası ile ... adına orman vasfı ile tespit gören taşınmazın kenarında bulunan ve tespit harici bırakılan bir miktar taşınmazın orman vasfında bulunduğu iddiasıyla tespit harici bırakılan bu taşınmaz bölümünün 101 ada 1 sayılı orman parseline dahil edilerek orman vasfı ile ... adına tescili istemiyle, askı ilan süresi içinde Kadastro mahkemesinde dava açmıştır....

        Ancak tesis kadastrosu sırasında hangi nedenle olursa olsun tescil harici bırakılan ve hakkında kadastro tutanağı düzenlemeyen bir taşınmazın uygulama kadastrosu çalışmalarıyla tapuya tescil edilmesine hukuken olanak bulunmadığı, zira bu durumun ölçü, sınırlandırma yada tersimat hatası değil tesis kadastrosu sırasında tapu ve mülkiyet sınırları dışında bırakılan taşınmazın tapuya tesciline ilişkin bir mülkiyet ihtilafı olduğu, mülkiyete ilişkin uyuşmazlıkların ise uygulama kadastrosunda ve uygulama kadastrosuna itiraza ilişkin davalarda tartışma konusu yapılamayacak olduğu, kaldı ki kadastro sırasında tescil harici bırakılan taşınmazlar hakkında açılacak tescil davalarının hak düşürücü süreye bağlı olmaksızın her zaman açılabilecek olduğu hususları hep birlikte değerlendirildiğinde; davanın hukuki niteliği itibariyle tesis kadastro çalışmalarında tescil harici bırakılan taşınmaz bölümünün zilyetliğe dayalı olarak tapuya tescil talebine ilişkin olduğu anlaşıldığından mülkiyete ilişkin uyuşmazlıklar...

        Mahkemece, nehir yatağı vasfıyla tescil harici bırakılan çekişmeli taşınmazın, yörede dava tarihinden sonra Kadastro Kanunu’nun 22/A maddesi uyarınca yapılan yenileme kadastrosu sırasında 101 ada 1 parsel numarasıyla tapuya tescil edildiği, bu nedenle davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki, dava konusu taşınmazın, kadastro sırasında tescil harici bırakıldıktan sonra, yörede yapılan yenileme kadastrosu çalışmaları sonucunda, davacılar adına kayıtlı eski 94 parsel, yeni 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın sınırları içerisinde tapuya tescil edildiği, bilahare tescil harici bırakılan yerlerde yenileme çalışması yapılamayacağı gerekçesiyle Kadastro Müdürlüğü tarafından, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 41. maddesi uyarınca resen yapılan düzeltme işlemi sonucunda yeniden tescil harici bırakıldığı anlaşılmaktadır....

          Mahkemece, nehir yatağı vasfıyla tescil harici bırakılan çekişmeli taşınmazın, yörede dava tarihinden sonra Kadastro Kanunu’nun 22/A maddesi uyarınca yapılan yenileme kadastrosu sırasında 101 ada 1 parsel numarasıyla tapuya tescil edildiği, bu nedenle davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki, dava konusu taşınmazın, kadastro sırasında tescil harici bırakıldıktan sonra, yörede yapılan yenileme kadastrosu çalışmaları sonucunda, davacılar adına kayıtlı eski 94 parsel, yeni 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın sınırları içerisinde tapuya tescil edildiği, bilahare tescil harici bırakılan yerlerde yenileme çalışması yapılamayacağı gerekçesiyle Kadastro Müdürlüğü tarafından, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 41. maddesi uyarınca resen yapılan düzeltme işlemi sonucunda yeniden tescil harici bırakıldığı anlaşılmaktadır....

            Mahkemece, nehir yatağı vasfıyla tescil harici bırakılan çekişmeli taşınmazın, yörede dava tarihinden sonra Kadastro Kanunu’nun 22/A maddesi uyarınca yapılan yenileme kadastrosu sırasında 101 ada 1 parsel numarasıyla tapuya tescil edildiği, bu nedenle davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki, dava konusu taşınmazın, kadastro sırasında tescil harici bırakıldıktan sonra, yörede yapılan yenileme kadastrosu çalışmaları sonucunda, davacılar adına kayıtlı eski 94 parsel, yeni 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın sınırları içerisinde tapuya tescil edildiği, bilahare tescil harici bırakılan yerlerde yenileme çalışması yapılamayacağı gerekçesiyle Kadastro Müdürlüğü tarafından, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 41. maddesi uyarınca resen yapılan düzeltme işlemi sonucunda yeniden tescil harici bırakıldığı anlaşılmaktadır....

              Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde ve değerlendirilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamasına, kamu düzenine aykırı bir hususun tespit edilememiş olmasına, dayanılan vakıa ve olayları ileri sürmenin taraflara, hukuki nitelendirme yapmanın ise mahkemeye ait bir görev olmasına, tesis kadastrosu sırasında hangi nedenle olursa olsun tescil harici bırakılan ve hakkında kadastro tutanağı düzenlemeyen bir taşınmazın uygulama kadastrosu çalışmalarıyla tapuya tescil edilmesine hukuken olanak bulunmamasına, zira bu durumun ölçü, sınırlandırma yada tersimat hatası değil tesis kadastrosu sırasında tapu ve mülkiyet sınırları dışında bırakılan taşınmazın tapuya tesciline ilişkin bir mülkiyet ihtilafı olmasına, mülkiyete ilişkin uyuşmazlıkların ise uygulama kadastrosunda ve uygulama kadastrosuna itiraza ilişkin davalarda tartışma konusu yapılamayacak olmasına, kaldı ki kadastro sırasında tescil harici bırakılan taşınmazlar hakkında...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kullanım kadastrosu sırasında Polonez Köyü çalışma alanında bulunan 114 ada 12 parsel sayılı 2611,07 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı, parselin tamamının 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu'na tabi olduğu ve bu taşınmazın Tahsin evlatları Hilmi Odabaş, ... ve ...'ın 20 yıldır müştereken kullanımında olduğu şerhi verilerek, bahçe niteliği ile davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., Kadastro Mahkemesinde adına zilyetlik şerhi verilen 114 ada 12 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün tescil harici bırakıldığı ve yüzölçümünün eksik ölçüldüğü iddiasıyla dava açmıştır....

                UYAP Entegrasyonu