Hukuk Dairesinin 11.09.1989 gün 1989/8162-9363 sayılı kararları) ve yine kamu malı olan ormanların her nasılsa özel mülk olarak tapuya tescil edilmesi halinde bu tür yerleri edinen kişilerin M.Y. 1023 maddesindeki tapuya güven ilkesinden yararlanamayacağı, Hazine ya da -2- 2008/10896-16504 Orman Yönetimi tarafından 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü süreye bağlı kalınmadan her zaman tapu kaydının iptali ve tescil isteği ile dava açılabileceği, davalı tarafça koşulları varsa sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince satış bedelinin sorumlu kişilerce kendisine ödenmesinin istenebileceği gözetilerek hüküm kurulmuş olduğu anlaşıldığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 25/11/2008 gününde oybirliği ile karar verildi. (Temyiz edenden tahsiline)...
Hukuk Dairesinin 11.09.1989 gün 1989/8162-9363 sayılı kararları) ve yine kamu malı olan ormanların her nasılsa özel mülk olarak tapuya tescil edilmesi halinde bu tür yerleri edinen kişilerin M.Y. 1023 maddesindeki tapuya güven ilkesinden yararlanamayacağı, Hazine ya da Orman Yönetimi tarafından 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü süreye bağlı kalınmadan her zaman tapu kaydının iptali ve tescil isteği ile dava açılabileceği, davalı tarafından kadastro sonucu oluşan tapu kaydı satın alınmışsa ve koşulları varsa sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince satış bedelinin sorumlu kişilerce kendisine ödenmesinin istenebileceği gözetilerek hüküm kurulmuş olduğu anlaşıldığına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 24.03.2009 gününde oybirliği ile karar verildi....
Hukuk Dairesinin 11.09.1989 gün 1989/8162-9363 sayılı kararları) ve yine kamu malı olan ormanların her nasılsa özel mülk olarak tapuya tescil edilmesi halinde bu tür yerleri edinen kişilerin M.Y. 1023 maddesindeki tapuya güven ilkesinden yararlanamayacağı, Hazine ya da Orman Yönetimi tarafından 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü süreye bağlı kalınmadan her zaman tapu kaydının iptali ve tescil isteği ile dava açılabileceği, davalı tarafça koşulları varsa sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince satış bedelinin sorumlu kişilerce kendisine ödenmesinin istenebileceği gözetilerek hüküm kurulmuş olduğu anlaşıldığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 29/12/2008 gününde oybirliği ile karar verildi....
Hukuk Dairesinin 11.09.1989 gün 1989/8162-9363 sayılı kararları) ve yine kamu malı olan ormanların her nasılsa özel mülk olarak tapuya tescil edilmesi halinde bu tür yerleri edinen kişilerin M.Y. 1023 maddesindeki tapuya güven ilkesinden yararlanamayacağı, Hazine ya da Orman Yönetimi tarafından 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü süreye bağlı kalınmadan her zaman tapu kaydının iptali ve tescil isteği ile dava açılabileceği, davalı tarafça koşulları varsa sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince satış bedelinin sorumlu kişilerce kendisine ödenmesinin istenebileceği gözetilerek hüküm kurulmuş olduğu anlaşıldığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 29/12/2008 gününde oybirliği ile karar verildi....
Aynı gün Dairede temyiz incelemesi yapılan Dairenin, 2012/4575, 2012/ 4576,2012/ 4577 esas sayılı dosyalarında, dava konusu 205 ada 2 parselin farklı bölümlerine karşı davacı gerçek kişilerce, 2. asliye hukuk mahkemesinin sırasıyla 2010/289, 278 ve 279 sayılı dosyalarında kullanım şerhine yönelik davalar açılmış ve mahkemece de işin esasına girilerek kararlar verilmişse de; aynı parsel hakkında askı ilan süresi içinde kadastro mahkemesinin 2010/175 esas sayılı dosyası ile gerçek kişilerce kullanım şerhine yönelik dava açıldığı, tutanağının davalı olduğu ve davalı parselin tutanağının kesinleşmediği anlaşıldığından asliye hukuk mahkemesinde açılan davalar bu davaya katılma niteliğinde olacağından, mahkemece görevsizlik kararı verilip dosyanın kadastro mahkemesine gönderilerek, tutanak aslının bulunduğu kadastro mahkemesinin 2010/157 sayılı dava dosyası ile birleştirilmesi ve aynı parsel hakkında açılan davalar birlikte görülerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde...
Aynı gün Dairede temyiz incelemesi yapılan Dairenin, 2012/4575, 2012/4576 ve 2012/4577 esas sayılı dosyalarında, dava konusu 205 ada 2 sayılı parselin farklı bölümlerine karşı davacı gerçek kişilerce, 2....
Aynı gün Dairede temyiz incelemesi yapılan Dairenin, 2012/4575, 2012/ 4576,2012/ 4577 esas sayılı dosyalarında, dava konusu 205 ada 2 parselin farklı bölümlerine karşı davacı gerçek kişilerce, 2. asliye hukuk mahkemesinin sırasıyla 2010/ 289, 278 ve 279 sayılı dosyalarında kullanım şerhine yönelik davalar açılmış ve mahkemece de işin esasına girilerek kararlar verilmişse de; aynı parsel hakkında askı ilan süresi içinde kadastro mahkemesinin 2010/175 esas sayılı dosyası ile gerçek kişilerce kullanım şerhine yönelik dava açıldığı, tutanağının davalı olduğu ve davalı parselin tutanağının kesinleşmediği anlaşıldığından asliye hukuk mahkemesinde açılan davalar bu davaya katılma niteliğinde olacağından, mahkemece görevsizlik kararı verilip dosyanın kadastro mahkemesine gönderilerek, tutanak aslının bulunduğu kadastro mahkemesinin 2010/157 sayılı dava dosyası ile birleştirilmesi ve aynı parsel hakkında açılan davalar birlikte görülerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kişilerce açılan K A R A R Genel mahkemede açılan Tescil davasında Orman İdaresi ve Hazine taraf olup, uyuşmazlık konusu taşınmazın orman vasfında olup olmadığı yönünden değerlendirme yapılması gerekli bulunduğuna, hüküm Orman idaresi tarafından da temyiz edildiğine göre Yargıtay Başkanlar Kurulunun 26.01.2012 tarih ve 1 sayılı Kararı ile hazırlanıp Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 18.02.2012 tarih 28208 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (20.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 05.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Kaldı ki 5. maddede Tarım Bağ-Kur sigortalılığının zorunlu olduğu, sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçilemeyeceği ve kaçınılamayacağı ifade edilmiştir. 2926 sayılı Kanuna tabi kişilerce 36. maddede sayılan kurum, şirket, işletme veya gerçek kişilere satılan ürün bedellerinden prim borcuna mahsuben %1 oranında kesinti yapılması ve bu kesintilerin anılan gerçek ve tüzel kişilerce ertesi ayın 20. günü akşamına kadar Bağ-Kur'a intikal ettirilmesi gerekir. İşte bu bağlamda sigorta primlerinin, ürün bedellerinden Bağ-Kur adına tevkif suretiyle, tahsili halinde kişinin yukarda izah edilen 5. maddede yer alan anlamda tescil işleminin bu tevkifat tarihinde gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Bu kapsamda davacının ürün bedellerinden tevkif suretiyle tahsil edilmiş herhangi bir prim kaydı bulunup bulunmadığı araştırılmış değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, çapa dayalı elatmanın önlenmesi ve buna karşılık olarak kadastro sonucu oluşan tapu kaydından ifrazen ve kayden satın alma suretiyle malik olan kişilerce, kadastrodan sonraki mülkiyet hakkına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğundan Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 20.01.2017 tarih ve 2017/1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca temyiz inceleme görevi Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'ne ait olup, dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'ne GÖNDERİLMESİNE, 28.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....