. - 3518 K. sayılı kararı ile; “Davanın devamı sırasında yörede yapılan orman kadastrosunun 10/08/2006 tarihinde ilan edildiği, eldeki tescil davasının aynı zamanda orman kadastrosuna itiraz davasına da dönüştüğü, orman kadastrosuna itiraz davasının tescil davasından ayrılıp orman kadastrosuna itiraz davası yönünden görevsizliğe karar verilerek tescil davası elde tutulup orman kadastrosuna itiraz davasının sonucunun beklenmesi gerektiği” belirtilerek bozulmuştur. Mahkemece, bozma kararına uyularak orman kadastrosuna itiraz davası tefrik edilmiş ve kadastro mahkemesine aktarılmıştır. Kadastro mahkemesi ise tescil davasına konu olan taşınmazın orman tahdidi dışında olması nedeniyle davacının davasının sıfat yokluğundan reddine karar verilmiş, hüküm temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir....
Yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere göre, kesinleşen orman sınırı dışında kalan ya da kesinleşen orman sınırı içinde kaldığı halde, 6831 Sayılı Yasanın 11/4. maddesi gereğince tapuya tescil edilmeyen ya da orman niteliğini yitirmesi nedeniyle orman sınırı dışına çıkarılan taşınmazların veya orman kadastrosu kesinleşerek 6831 Sayılı Yasanın 11. maddesinin 4. fıkrası gereğince tapu siciline tescil edilen, ancak kadastro sırasında 3402 Sayılı Yasanın 22/4. maddesi gereğince tapu kütüğüne olduğu gibi aktarılarak tescilleri yapılmayan Devlet Ormanlarının idari yoldan Hazine adına tapuya tescil edilebileceği anlaşılmaktadır. Nevar ki; kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın, Hazine tarafından idari yoldan tapuya tescil ettirme olanağının bulunması, Hazinenin bu tür yerleri, mahkemede açacağı tescil davası ile tescil ettirme olanağını ortadan kaldırmaz. Çünkü, Hazinenin tescil davası açmasını engelleyen bir yasa hükmü bulunmamaktadır....
Davalılar ... vekili, veraset ilamının doğru olduğunu, hatalı olduğu iddia edilen veraset ilamının iptal ettirilmesinden sonra tapu iptal ve tescil davası açılabileceğini, davalı ..., 1973 yılında alınan veraset ilamının hatalı olduğu farkedilip 1978 yılında alınan veraset ilamına göre işlem yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, ön inceleme duruşmasında, veraset ilamları arasındaki çelişki giderildikten sonra tapu iptal ve tescil davasının açılması gerektiği, bu hali ile muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davası açılmasında davacıların hukuki yararlarının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Bilindiği üzere; olayları bildirmek taraflara, hukuki nitelemeyi tespit ederek uygulanacak kanun hükmünü bulup tatbik etmek hakime aittir....
Ancak; davalı Hazine, davacı tarafından taşınmazın bir kısmının yolda kaldığı iddiasıyla açılan tescil davası nedeniyle davada taraf olup, davacının tescil talebine ilişkin olumlu yada olumsuz bir karar verilmediği ve davalı Hazinenin tapu iptal ve tescil davası yönünden taraf sıfatı bulunmadığı halde, davalı Hazine aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.02.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....
A.. adına tespit edildikten sonra dava dışı şahıslar tarafından açılan tespite itiraz davası sonucu taşınmazın diğer kısımları ifrazen dava dışı şahıslar adına tescil edilip, geriye kalan bölümü 1.858,50 metrekare yüzölçümüyle davalı S.. A.. adına tescil edilmiştir. D.. Ç.. tarafından S.. A.. aleyhine açılan tapu iptal ve tescil davası sonucu ise; davalı S.. A..'ın kabul beyanı doğrultusunda keşif yapılmaksızın taşınmazın tamamı D.. Ç.. adına tescil edilmiştir. Davacılar Y.. A.., B.. C.. ve S.. A.. 128 ada 80 parsel sayılı taşınmazı kadastro tespitinden önce davalı S.. A..'dan satın aldıkları iddiası ile tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece, yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişme konusu 128 ada 80 parsel sayılı taşınmazın 25.02.2013 tarihli fen bilirkişisi raporunda (C) ve (D) harfleri ile gösterilen bölümlerinin davacı B.. C.., (E) harfi ile gösterilen bölümünün Y.. A.., geriye kalan ve (F) harfi ile gösterilen bölümünün ise davacı S.....
Davanın reddine dair verilen karar, Dairece; “... mahkemece dava dilekçesinde davacı Hazinenin tescil isteği de bulunduğu halde, isteğin sadece mülkiyetin tespitine yönelik olduğu, eda davası açmak yerine hukuki yararı olmayan tespit davası açılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; bir davada, sadece tescil isteğinde bulunulmuş ise Yargıtayın yerleşmiş ve kurallaşmış uygulamalarına göre, tescil isteğinin tapu sicilinde mevcut kaydın iptali isteğini de kapsadığı ve davacının ayrıca tapu kaydının iptalini de dava etmesine gerek olmadığı gözetilerek işin esasının incelenmesi gerektiği, hal böyle olunca; tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda delilleri toplanarak işin esasının incelenmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği ” hususlarına değinilerek bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak, yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir....
nin tescil davasının reddine dair verilen 21.10.2004 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ve karşı davacı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R 1- Yapılan yargılamaya toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, davalı ve karşı davacı ... vekilinin diğer temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddi gerekmiştir. 2- Hazine tarafından ... aleyhine açılan meni müdahale tescil ve alacak davası devam ederken adı geçen ... 26.12.2002 tarihinde davaya konu taşınmaz hakkında hazineyi hasım göstermek suretiyle tapu iptali ve tescil davası açmış, işbu dava ... Asliye 9.Hukuk Mahkemesinin 2002/97 esasında kayıtlı iken mahkemesince 2.4.2003 tarihinde eldeki dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir....
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı Hazine vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; Ancak, her ne kadar dava tescil davası olarak açılmış ise de yargılama sırasında taşınmaz hakkında idari yoldan Hazine adına tapu kaydı oluştuğuna ve tapuda kayıtlı taşınmazın yeniden tescili mümkün olmadığı halde taşınmazın fen bilirkişi tarafından hazırlanan 03.02.2014 tarihli rapor ve eki haritada turuncu renk ile çizili 28.856,76 metrekare yüzölçümündeki bölümüne ilişkin tapu kaydının iptaline karar verilmeden tescil kararı verilmesi, taşınmazın geriye kalan aynı rapor ve eki haritada (A) harfiyle işaretli bölüm yönünden ise davacıların davası reddedildiği ve tapu dışı bırakılması istemli bir dava olmadığı halde bu bölümün tescil harici bırakılmasına karar verilmesi isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA...
VE MÜŞTEREKLERİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL KANUN YOLU : TEMYİZ Kadastro sırasında yol olarak tescil harici bırakılan taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı tescil davası sonunda verilen kararın temyiz inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 12.05.2011 tarih ve 1 sayılı kararı gereğince Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenlerle dosyanın Yargıtay Yüksek 8. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 19.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
VE MÜŞTEREKLERİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL KANUN YOLU : TEMYİZ Kadastro sırasında yol olarak tescil harici bırakılan taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı tescil davası sonunda verilen kararın temyiz inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 12.05.2011 tarih ve 1 sayılı kararı gereğince Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenlerle dosyanın Yargıtay Yüksek 8. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 19.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....