İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve davacı ... tarafından 2/B madde uygulama sahasında kalan bölümle sınırlı olarak iptal ve tescil davası açıldığı, mahkemece 2/B madde uygulamasına ilişkin harita ve tutanaklar aynen kadastro paftası üzerine aplike edilerek dava konusu yer belirlenip Hazinenin davası kabul edildiğine, 2/B madde uygulama sahası dışında kalan bölüm yönünden Hazinenin bir davası bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 26/09/2007 gününde oybirliği ile karar verildi....
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve davacı ... tarafından 2/B madde uygulama sahasında kalan bölümle sınırlı olarak iptal ve tescil davası açıldığı, mahkemece 2/B madde uygulamasına ilişkin harita ve tutanaklar aynen kadastro paftası üzerine aplike edilerek dava konusu yer belirlenip Hazinenin davası kabul edildiğine, 2/B madde uygulama sahası dışında kalan bölüm yönünden Hazinenin bir davası bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 26/09/2007 gününde oybirliği ile karar verildi....
Aynı yerle ilgili hem tescil hem de muhdesat aidiyeti tespiti kararı verilemez, Dava konusu muhdesatların bulunduğu yerlerin, tescil davasına konu yer ile aynı yer olduğu belirlenmişse; bu nizalı taşınmaz hakkında tescil kararı verilir ise bu durumda muhdesatın tespiti davasında hukuki yarar kalmaz ve yahutta da tescil davası reddedilirse ancak bu halde muhdesatın tespiti kararı verilebilir. Mahkemece açılan tescil davası değerlendirilmek suretiyle tescil davası kabul edilirse eldeki davanın konusu kalmadığı değerlendirilip tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde tescil davasının sonuçlanması beklenmeden karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar ... vekili ve ......
Somut olayda, taşınmaz 11/09/2013 tarihli ihale sonucunda ihale alıcısı Davut Yokuş'a ihale edilmiş, icra müdürlüğünce yedi günlük sürede ihalenin feshi davası açılmadığı hususu da dikkate alınarak 03/10/2013 tarihinde taşınmazın ihale alıcısı adına tescili yapılmıştır. İhale alıcısı tarafından açılan ihalenin feshi davası sonunda verilen ihalenin feshine dair karar kesinleşmiştir. İhalenin kesinleşmesinden sonra,ihaleyi gerçekleştiren icra müdürlüğü veya satış memurluğunca İİK’nın 135. maddesi gereğince tapuya müzekkere yazılarak taşınmazın/taşınmazların, ihale alıcısı/alıcıları adına tescili sağlanır. TMK'nın 705. maddesi uyarınca mülkiyet hakkına sahip olduğunu iddia eden kişiler maddi hukuktan kaynaklanan bu hakka ve TMK'nın 1025. maddesine göre yolsuz tescil hukuksal nedenine dayanarak genel mahkemelerde tapu iptali ve tescil davası açabilirler....
in boşandıklarını, taraflar arasındaki mal paylaşımı davasının .....sayılı dosyası üzerinden devam ettiğini, mal paylaşımı davasına konu olan taşınmazın müvekkiline babasından miras kalan ve evlilik birliği içerisinde müvekkili adına kayıtlı iken bu hissenin mal paylaşım davası görülürken davalı ...'a satılarak onun adına tescil edildiğini, bu satışın davacıdan mal kaçırma kastı ile, muvazaalı olarak yapıldığını, belirterek satışının iptaline, taşınmazın tapu kaydının eski maliki .... adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalılar davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının hukuki yararının bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6098 sayılı Borçlar Kanununun 19. maddesi uyarınca açılan ve muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece..... Aile Mahkemesinde görülen katkı payına ilişkin davada davacı ...'...
Buna karşın mahkemece davacıların taleplerine konu (A) harfi ile gösterilen kısmın ne kadar yüzölçümündeki bölümünün tespit harici bırakılan taşınmaz içerisinde, ne kadar yüzölçümündeki bölümünün ise idari yoldan Hazine adına oluşan 1103 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığı belirlenmediği gibi davacıların iddialarına konu kısmın tamamı 1103 parseli içerisinde kaldığı kabul edilmek suretiyle dava tapu iptal tescil davası olarak sonuca bağlanmış ve tespit harici kısımda kalan bölüme yönelik davanın tescil davası olduğu da göz önünde bulundurulmamıştır. Diğer taraftan tescil harici bırakılan kısımda kalan bölüm yönünden karar tarihinden önce 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun gereğince Büyükşehir Belediyesi olan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliğinin kaldırıldığı göz önüne alınarak .......
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişme konusu 1180 ada 13 parsel sayılı taşınmazın davacı adına kayıtlı iken, davalı ... tarafından vekaleten 29.02.2010 tarihinde dava dışı ...’ya 1/2’şer oranda satış suretiyle devredildiği, ... tarafından da 18.03.2010 tarihinde dava dışı ...’e, ... tarafından da 21.05.2010 tarihinde davalı ...’ya temlik edildiği, yargılama sırasında davalı ... tarafından da 25.10.2010 tarihinde dahili davalı ...’e satış suretiyle temlik edildiği, taşınmazda halen davacının ikamet ettiği, davacının 29.06.2010 tarihli dava dilekçesi ile çekişme konusu taşınmazın tapu kaydının iptali için dava açtığı, tescil isteğinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, tapu iptal davasında, ayrıca tescil isteğinde bulunulmamış ise bu durumda mahkemece yapılacak iş, iptal isteminin tescil isteğini kapsamadığı gözetilerek davacıya, ayrıca tescil davası açması için imkân tanımak ve dava açılması halinde her iki dava birleştirilerek karara bağlamaktan ibarettir....
den seçimlik hakkının sorulması, davayı tapu iptali ve tescil davası olarak sürdüreceğini açıklaması halinde davanın kayıt maliki Halil’e yöneltilmesi, taraflardan delillerinin sorulması, delil gösterildiği takdirde bunların usulüne uygun olarak toplanıp diğer tüm delillerle birlikte değerlendirilmesi, davacının davasını tazminat davası olarak davalı ... aleyhine sürdüreceğini açıklaması halinde taşınmazın değeri belirlenip, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken bu hususlar dikkate alınmadan yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Davacı ..., dava dilekçesinde sınırlarını gösterdiği ve tescil harici alanda kaldığını belirttiği taşınmaz bölümünde lehine zilyetlikle edinme koşullarının oluştuğu iddiasıyla taşınmazın adına tescili istemiyle 12.03.2014 tarihinde dava açmıştır. Mahkemece yapılan keşif sonucunda, çekişmeli taşınmaz bölümünün dava tarihinden önce 21.01.2013 tarihinde idari yoldan davalı Hazine adına tapuya tescil edilen 235 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığı anlaşılmıştır. Çekişmeli taşınmaz bölümünün dava tarihinde tapulu bir yer içerisinde kaldığı anlaşılmasına rağmen, davacı taraf davasını tapu iptali ve tescil davası olarak ıslah etmemiştir. Dava tescil talebiyle açılmış olduğundan ve davacı tarafça yasal süresi içerisinde ve yöntemine uygun şekilde ıslah talebinde bulunulmadığından, davanın tapu iptali ve tescil davası olarak görülüp sonuçlandırılması hukuken mümkün değildir....
Mahkemece, dava tapu iptali ve tescil olarak nitelendirilmiş ve davacı lehine TMK.nun 713.maddesinde yazılı kazanma koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne, Tevekli köyünde yol boşluğu olarak bırakılan 19.11.2008 havale tarihli teknik bilirkişi raporunda A-95,23 m2 miktarındaki yerin tapusunun iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi üzerine hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, dosya kapsamı ve 19.11.2008 havale tarihli teknik bilirkişi raporuna göre yol boşluğu olarak tescil harici bırakılan taşınmaza ilişkin TMK.nun 713/1.maddesine dayalı olarak açılan tescil davası niteliğinde olup, TMK.nun 713/3.maddesi gereğince davalı Hazine yanında taşınmazın bulunduğu Tevekli köyü tüzel kişiliği de yasal hasım durumundadır....