"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali tescil ve elatmanın önlenmesi davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 06/03/2014 gün ve 2014/1217 - 2847 sayılı ilâmıyla tapu iptali ile tescil yönünden onanmasına, elatmanın önlenmesi kararı yönünden bozulmasına karar verilmiş, süresi içinde davacı ... Yönetimi vekili ve davalı ... tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü: K A R A R Dairemiz kararı, karar düzeltme dilekçesinde değinilen hususlara cevap teşkil edecek nitelikte olduğu gibi, Anayasanın koruduğu mülkiyet hakkı ve tapuya güven ilkesi bağlamında davalının tazminat istemli bir davası ve karşı davası bulunmadığına, ileri sürülen hususların tazminat davası açması hakkında değerlendirileceğine göre, usûl ve kanuna da uygundur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Beraat Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Sanığın dava konusu yere ilişkin Asliye Hukuk Mahkemesinde tescil davası açtığı ancak suç yerinin orman olması nedeniyle davanın 05.07.2010 tarihinde reddedildiği ve dava konusu yerin orman vasfı ile hazine adına tesciline karar verildiği, bu nedenle tescil davası açılmasının suçun oluşumunu engellemediği gibi, zabıt mümziinin sanık hakkında bir ... ara ile iki kere tutanak tuttuğunu beyanı karşısında diğer tutanak ile ilgili olarak kamu davası açılıp açılmadığı araştırılıp memleket haritası, amenajman planı ve hava fotoğrafları da getirtilerek, zabıt mümziinin yer gösterimi ile dava konusu yerde üç kişilik bilirkişi heyeti ile keşif yapılıp dava konusu yerin niteliği tespit edildikten sonra sanığın hukuki durumunun tespiti gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile sanığın beraatine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş...
Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın mahiyeti itibariyle zilyetliğin korunması davası olduğunu belirterek, zilyetliğin korunması davasının sulh hukuk mahkemesinin görevine girmesi nedeniyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın zilyetliğin korunması değil, tapu iptali ve tescil davası olduğunu belirterek görevsizlik yönünde hüküm vermiştir. Somut olayda, uyuşmazlık konusu taşınmazın 6831 Sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu, taşınmazda davacının uzun yıllardan beri zilyet olduğu ve zilyetliğe dayanarak tescil davası açıldığı anlaşılmıştır. Bu durumda, davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 sayılı HMK.'nın 21 ve 22.(1086 sayılı HUMK.’nın 25 ve 26.)maddeleri gereğince Antalya 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 4.7.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Dava, gayri menkul satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak açılan cebri tescil davasında hata nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olup, aynı nedenle diğer bir kısım davacılar tarafından açılan tapu iptal ve tescil davası sonucu verilen hüküm 14.Hukuk Dairesince bozulmuştur.Davanın açıklanan bu nitegine göre temyiz itirazlarının incelenmesi Daireye ait olmayıp, Yüksek 14.Hukuk Dairesi Başkanlığına aittir. Ne varki anılan Dairecede görevsizlik kararı verildiğinden Daireler arasında çıkan uyuşmazlığın Hukuk Başkanlar Kurulunca giderilmek üzere dosyanın Yüksek Birinci Başkanlığa sunulmasına, 17.02.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
dilekçesi ile, 621 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün kadastro tespitine esas alınan tescil ilamı ile belirlendiği, kadastro tespitinde 621 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümü tescil ilamındaki miktardan fazla ölçüldüğü gibi, 2004 yılında yapılan düzeltme ile yine 621 parsel sayılı taşınmazın miktarının artırıldığını bildirilerek; 621 parsel sayılı taşınmazın miktarının tescil ilamında belirlendiği gibi 845 m2'ye düşürülerek fazla bölümün davacı adına tescili istemiyle tapu iptali ve tescil davası açmıştır....
Ancak dava, genel mahkemede açılan tapu iptal ve tescil davası olup, kadastro mahkemesinde açılan tespite itiraz davası değildir. Genel mahkemelerde açılan tapu iptal ve tescil davalarının kabulü halinde, sadece tapu kaydı iptal edilecek kısma yönelik tescil hükmü kurulması gerekmekte olup kalan bölüm yönünden tapu kaydı geçerliliğini koruduğundan bu bölüm hakkında tescil hükmü kurulması infazda tereddüt oluşturacaktır. Somut olayda mahkemece, çekişmeli taşınmazın, tapusunun iptaline karar verilen ve fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen bölümü yönünden hüküm kurulmakla yetinilmesi gerekirken taşınmazın tamamı hakkında hüküm kurulması doğru olmamıştır....
Ne var ki, davacı iptal değil, sadece tescil isteğinde bulunmuş ise Yargıtayın yerleşmiş ve kurallaşmış uygulamalarına göre, tescil isteği tapu sicilinde mevcut eski kaydın iptali isteğini de kapsadığı gözetilerek davacının ayrıca tapu kaydının iptalini de dava etmesine gerek yoktur. (YHGK 11.11.1983 Tarih, 981/8-80 Esas, 983/1162 sayılı Kararı.) Ne var ki, somut olayda yukarıda değinilen biçimde açılmış bir tescil davası bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, öncelikle davacı tarafa tescil davası açması için önel verilmesi açtığı taktirde eldeki dava ile birleştirilmesi, ondan sonra davacının yolsuz tescil iddiası bakımından gerekli araştırma ve ve incelemenin yapılması, tarafların delillerinin eksiksiz toplanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yukarıdaki ilkelere uygun düşmeyen gerekçe ve noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir....
Davacısı --- davalısı ----sayılı davasının ---- sayılı davası ile birleştirilmesine karar verildiği, dava konusunun birleşen davalı-karşı davacı ----- olarak ----- birleşen davacının ----tescil numaralı------ kaynaklanan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği, birleşen davalı-karşı davacı şirketin internet alan adının birleşen davacının------ olduğu iddiasıyla açılan markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, maddi ve manevi tazminat davası olduğu, birleşen davacı----- bu davada hükümsüzlüğü talep ----- tescil numaralı markasına dayanarak bu davayı açtığı, bu nedenle davalar arasında irtibat oluştuğu anlaşılmıştır....
Bilahare, çekişmeli parsel hakkında tescil davası devam ederken kadastro tutanağı düzenlendiği ve kadastro tutanağının malik hanesi açık bırakılarak Kadastro Mahkemesine aktarıldığı anlaşılmakla, kesinleştirilmesi yapılan tescil davası da derdest hale getirilmek suretiyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Kadastro Mahkemesince, aktarılan dava dosyası ile taşınmaza ait tespit tutanağı birleştirilmek suretiyle yapılan yargılama sonunda, davacı tarafından Gemlik Asliye Hukuk Mahkemesi'ne açılan Bursa İli Gemlik İlçesi ... Mahallesi Türbe Mevkiindeki sınırları dava dilekçesinde yazılı ve kadastro tespiti sonrası 2826 parsel olarak sınırlandırılan taşınmaza yönelik tescil talebinin kabulüne, dava konusu Bursa ili Gemlik ilçesi ... Mahallesi Türbe mevki 2826 parsel sayılı taşınmazın tutanağı malik ve nitelik tayini yapılmaksızın gönderilmekle iş bu taşınmazın 2826 parsel numarası altında zeytinlik vasfı ile ... adına kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ......
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/188 Esas KARAR NO : 2023/580 DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 13/03/2023 KARAR TARİHİ : 06/07/2023 Mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı, kooperalif üyesi olan murisimiz----. davalı kooperatif aleyhine açmış olduğu Tapu İptali ve Tescil davası vefat nedeni ile mirascıları olarak davaya devam ettiklerini, ---- Ticaret Mahkemesi Dosya No:----....